Vahşi bir yıpratma ve yok etme kampanyası yürütüyorlar.
Bu arada "olumlu bir şeyler de yapıyor" görüntüsünü de sürdürmek istiyorlar.
Hani, Orta Anadolu'ya kuracakları ve hemen unutuverdikleri "ambalaj sanayii kenti" palavrası gibi, yeni yeni palavralar sıkmayı sürdürüyorlar.
"Kendi mahalleleri" bile yemiyor ama devam...
Bu palavraların bir yeni kılıfı, asla hayata geçmeyecek olan anayasa taslağı.
İktidar yapıyor ya, onlar da geri kalmayacaklar.
"Yeni bir şeyler söylüyor" görünecekler.
Balonlardan biri, "yüzde 1 bile oy toplayan her partinin genel başkanının Meclis'e girebilmesi"...
Böyle saçma, böyle dangalakça şey olmaz.
O zaman hiç seçim meçim yapmayalım, dilekçeyi bastırıp parti kuran dalsın Meclis'e...
Hatta en çok oyu alan da "tek kaybeden" seçilsin!
Hazret öyle demişti de kendisine "dünya pişkinlik şampiyonu" sıfatı uygun görülmüştü.
Onun bir adı daha vardır ama yazamayız, kanun izin vermiyor.
***
Yeniden bir senato kurmayı da tartışıyorlarmış.
"Uzmanlığa dayalı bir kanun yapma sistemi" gerekliymiş.
Bürokrasi vesayetini çok özlemişler, belli.
Öyle ya, kanun yapmak halkın temsilcilerine bırakılacak iş midir?
***
İmdi... Çelişkinin kralına bakınız:
Hem böyle diyorlar hem de...
Diğer bir balon geçen gün havaya fırlatıldı:
"İsteyen vatandaş da yasa teklifi verebilecek"...
Gırgırları bekliyoruz, mizah sitelerinin yürekleri varsa.
Kaç bin cahil ve aptal lumpenden Meclis başkanlığına kaç bin dilekçe gelir acaba?
Ama "belli sayıda insan" biraraya gelirse olabilecekmiş bu...
Belli sayı ama sayı belli değil.
O zaman siyasi partiye de ne hacet?
Al eline kalemi kâğıdı, çık sokağa, dolaş okey kahvelerini, topla imzaları, yap kanun.
Herhalde bu imza sayısı "toplanabilir" düzeyde olacaktır.
100 bin imza istersen bunu gene ancak bir siyasi parti toplayabilir, militanlarını seferber ederek.
İş de "vatandaşın işi" olmaktan çıkar.
Militanları yormamak için de parti kendisi verir yasa teklifini, mesele kısa yoldan hallolur.
***
İçinde bulunduğumuz "temsili demokrasidir"...
Her aklına esen kanun teklifi verse onun adı "doğrudan demokrasi" olur.
Size "parti mektebinde" öğretmiyorlar mı yavrum?
Doğrudan demokrasi, şehir devletlerinde, derli toplu ve düzgün küçük ülkelerde belki yürür.
Büyük ve karmaşık toplumlarda yürümez.
Türkiye'de hiç yürümez.
O zaman Meclis'e de ne gerek olacaktır?
Hele bir imzalayın şu teklifi de, hakkınızda TBMM'ye eş koşmaktan soruşturma açılsın.
Yorum Yazın