Ne gariptir, değil mi?
"Almanlar yapmaz öyle şey!" diye bir damar vardır bizim toplumumuzda...
"Almanlar dolap çevirmez, Almanlar sakat iş yapmaz, Almanlar duygusuzdur ama adildir" gibi bir dizi kanaat toplumsal zihnimizde kemikleşmiş bir yer edinmiştir.
Şimdi Alman Sağlık Bakanlığı'nın foyalarının ortaya dökülmesiyle içimize işleyen bu kanaatler sarsılır mı, emin değilim.
***
Der Spiegel'e göre Alman Sağlık Bakanlığı 1 milyar avro karşılığında satın aldığı fakat arızalı çıkan maskeleri çöpe atmak yerine engellilere ve sosyal yardım alan kişilere dağıtmaya kalkışmış...
Bakanlık iddiayı reddediyor.
Ama resmi açıklamaların ikircikli dili şüphe uyandırıyor.
Üstelik koalisyon ortağı partinin sözcüleri iddiayı doğrular biçimde Sağlık Bakanlığı'nı suçlamaya başladılar.
***
Hatırlarsınız...
Alman otomotiv endüstrisinin ünlü markalarının 30 yıl boyunca karbon emisyonlarında dünyayı aldattığı ortaya çıkmış, firmalar tazminata mahkum edilmiş ama bizim tüketicimizin bu araçlara olan güveni zerre sarsılmamıştı.
O iş başka mı, diyorsunuz?
O halde 2018'de Almanya'da kaybolan 9 bine yakın mülteci çocuğu yazdığımda sosyal medyada uğradığım saldırıyı da hatırlatayım mı?
Önce saldıranlar Almanya'nın sosyal medya aparatları mı ya da FETÖ'den kapağı Almanya'ya atanlar mı diye şüphelenmiştim.
Eh, onlar da vardı tabii.
Ama yirmi yıldır arayıp sormamış bir tanıdığımın arayıp "Bu iddialara nasıl inanıyorsun, sen yine çiçek böcek yaz" demesiyle derindeki meseleye uyanmıştım.
Malum Almanya ve AB daha sonra bu skandalı resmen kabullendi.
***
Zihnimizde yer etmiş "Almancılık" üzerinde derinlemesine durmamız gerekmiyor mu?
Klişeleri, ezberleri bir yana bırakıp sormak gerek: Bu nasıl bir sosyal psikolojidir, dinamikleri nelerdir?
Akademimizin dikkatine sunuyorum.
***
ARTIK O İDDİAYA İNANMIYORUM
Böyle giderse Kovid-19 virüsünün Wuhan'daki laboratuvarda imal edildiği veya sızdığı iddialarına kapımı kapatacağım...
Çünkü bir iş çevriliyor...
İddiaları aylarca "komplo teorisi" diye yaftalayıp sansürleyen Facebook ve Youtube şimdi neredeyse "haydi bu iddiayı seslendirmenin şimdi tam zamanı" tavrı takınıyorsa, orada durmak gerek!
Bu "zihin kontrol" şebekeleri tarafından neresi işaret ediliyorsa, oraya doğru yönelmek gerçekten "düşünen insan" tutumu olabilir mi?
Yorum Yazın