Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Mail: shjbjdsk@hotmail.com

Zamana fısıldayan adam!

Gecenin geç bir saati Sabiha Gökçen Havalimanı tıklım tıklım, slogan atan mı dersiniz, ağlayan mı, dokunsan patlayacak insanlar mı dersiniz...? Yumruklar sıkılmış, kaşlar çatılmış herkes adeta patlamaya hazır bomba...!

Bir müddet sonra havaalanının kapısı açılıyor, üzerinde eşofman olan insanlar dışarı çıkmaya başlıyor ve o sıkılmış yumruklar havaya kalkıyor, kaşlar daha da çatılıyor, ortalığı inleten sloganlar başlıyor!

Dik dur eğilme ...!

... engellenemez!

Elinde megafon bir adam da sloganların bitmesini beklemekte, slogan bitiyor ve konuşmasına başlıyor.

Konuşmasına kendi adına, camiası adına teşekkür ederek başlıyor ve araştırılması gereken komplo iddialarını sıralıyor!

Bir bakıyorsunuz, tüm televizyon kanallarında hararetli tartışmalar...!

"O sarı kart yanlış, asla penaltı değil!"...

Yetmiyor, ''Biz kimselere hakkımızı yedirmeyiz, biz takımımızı yedirtmeyiz!"...

Bütün bunlar bir spor müsabakasından sonra yaşananlar!

Aslına bakarsanız, bu bir gün ya da bir gece ile sınırlı kalsa eyvallah diyeceğim, ama belli ki bütün bir hafta, hatta ay, bu maç konuşulacak!

Bu bir Trabzonspor Fenerbahçe futbol karşılaşması...!

Uzunca bir zamandır, ne bir siyasi lidere karşı ne yürekleri paralayan şehit cenazesine ne de ülkemize, ülke insanımıza veya dini, dili, ırkı ne olursa olsun, bir insana ya da insanlığa karşı yapılan haksızlık neticesinde görmediğimiz bir tablo!

Megafonla kalabalığa konuşan Fenerbahçe Kulüp Başkanı Sayın Ali Koç, "Sizler de olayların farkındasınız, son üç yıldır neler olduğunun, yaşadıklarımızın da farkındasınız. Hakkımızı korumak için iş başa düştü arkadaşlar...'' sözünden sonra, aman Allah'ım ne sloganlar, ortalık inliyor!

Bütün bunları ibretle seyrederken, şu son üç yılda evimde, sokağımda, ilçemde, şehrimde, ülkemde, bölgemde, dünyada yaşananlar geldi aklıma!

Allah muhafaza, azıcık falso verilse, nelere mal olacak olaylar...!

Yanı başımızda kurdurulmaya çalışılan değil, kurdurulan terör devleti...!

Diğer yanı başımızda, hatta burnumuzun dibinde, on binlerce tır dolusu silah, uçak ve gemilerin konuşlandırıldığı Dedeağaç!

Her gün gelen şehit cenazeleri...!

Siz, hiç bunlar, bu yaşadıklarımız için, bırakınız gecenin geç bir saatini gün içerisinde böyle bir karşılama, böyle bir tablo gördünüz mü?

Ben görmedim!

Şunu da diyeyim, bu hal sadece Fenerbahçe için değil, sıradan bir futbol müsabakasını kazanmış Trabzonspor taraftarı ve Kulüp Başkanı Sayın Ahmet Ağaoğlu için de geçerli!

Sizce bu hal normal mi?

Hiçbir aklıselim, bu yaşananlara normal diyemez.

Peki, bu hale ne denir?

Sadece bu hal bile, bizlerin aslına neye talip olup neyin peşinde olduğumuzu ayan beyan göstermiyor mu?

Bence, sokağa dökülmemiz gereken, bugün sokağa dökülmediğimiz için gelecekte çok büyük bedeller ödeyeceğimiz tecrübelerimizle ortadayken, bu hal normal mi?

Elbette değil!

Peki, biz bu hale nasıl geldik?

''Söz ve amellerinin uyumsuzluğu, sefahati, pisliği, adaletsizliği, ödlekliği, görkemli, fakat boş camileri, içinde ideal ve cesaret bulunmayan büyük sarıkları, riyakâr din anlayışı da dahil olmak üzere İslam aleminin tüm bu gerçekleri, inanç içinde inançsızlığı teşkil etmekte olup, Kur'an'ın da içinde bulunduğu ve bu kitaba olan sadakatin, içeriğindeki emirleri yok saymakla birleştirildiği temel çelişkinin dış yüzünü oluşturmaktadır.''

Yukarıda okuduğunuz sözler, bundan tam 18 yıl önce bugün (19 Ekim 2003) kaybettiğimiz Aliya İzzetbegoviç 'e ait!

İnsanın canı neye acıyor biliyor musunuz?

Adeta, bugünlerin habercisi söz söyleyenler de olmuş, ama biz duymamışız!

Evet, zamana fısıldayan adamlar da olmuş, ama kalabalıkların sloganlarından duyulmamış!

Mekanın cennet olsun Bilge Kral...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar