Yıldıray Çiçek

Yıldıray Çiçek

Mail: yildiraycicek@turkgun.com

Yoldaş CHP'li Manşur Yavaş, Ülkücüymüş!

Mansur Yavaş, 2014 yılında CHP’ye geçip ilk aday olduğunda bir daha “Ülkücülük” kelimesini ağzına alamayacağına o kadar emindi ki, o yüzden “Bugün 40 yıllık geçmişimi geride bırakarak, CHP adayı olmamla, geride kalan tüm tartışmalar bitecektir. Örgütle birlikte, el ele çalışarak Ankara’yı kazanacağız” cümlelerini kurmuştu… Mansur Yavaş’ın bu sözlerine rağmen hâlâ ona “Ülkücü” sıfatı veren ya akılsızlığından ya da siyasi oyun düşünen şerefsizliğinden yapmaktadır.

 

          CHP’liler siyasi manada helvadan put yapıp, acıkınca onu parçalayıp yemesini seven bir tarikat gibi… Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Muharrem İnce üzerinde de bunu yaptılar. “Muharrem İnce açık ara seçimi kazanıyor” diye ortalığı yıktılar, seçimi kaybedince aynı CHP’liler seçim akşamı da Muharrem İnce’nin kaçırıldığını iddia ettiler. Muharrem İnce de kendi seçmenine “şizofrenler” demek zorunda kalmıştı. Ondan sonra Muharrem İnce’den umudunu kesenler yerel seçimlerde yıldızı zorla parlatılan, yapılan propaganda yanlışlarını fırsata çevirerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’na yöneldiler. Belediye başkanı seçildiği gün “Cumhurbaşkanı olacak adam, başkan olacak adam” diye büyük bir cilalamaya başladılar. Ekrem İmamoğlu da belki bu projeyle ortaya çıkarılmıştı ya da kendi bu atmosferden etkilendi. Kendini Türkiye’nin başkanı sanan açıklamalar yapmaya başlamıştı. ABD-Türkiye ilişkilerine karışıyor, HDP’li belediyelere kayyum atanmasına burnunu sokuyor, Türk ordusunun terörle mücadele için yaptığı operasyonlara ahkâm kesiyordu. Neler yapıyordu neler, nelere burnunu sokuyordu nelere! Ama bir türlü İstanbul’a hizmet edecek belediye başkanlığı yapmıyordu. Şimdi her konuda çuvalladı. Önce CHP’liler linç etmeye başladı. CHP’lilerin ağzından duyuyoruz artık “çapsız, iş bilmez, acemi” laflarını…

          Muharrem İnce’yi, Ekrem İmamoğlu’nu balon gibi şişirip, sonra patladığını gören kitle, şimdi Mansur Yavaş’a yöneldi. Mansur Yavaş “Merhaba Ankaralılar” diye twit atsa altına “Bravo cumhurbaşkanı olacak adam” diye diziliyorlar. Mansur Yavaş “Ankaralılar, sağlığınız için evde kalın” diyor, hemen altına “Bravo cumhurbaşkanı olacak adam” diye diziliyorlar. Sokağa çıkma yasağında “Ankaralılar Halk Ekmek Fabrikasında üretimlerimiz olacak, hizmete devam edeceğiz” diyor, hemen altına “Bravo cumhurbaşkanı olacak adam” diye diziliyorlar. 1981 yılında kurulmuş Ankara Halk Ekmek Fabrikasında sanki başka ne üretilecekse… Ya da bunun nesi olağanüstü bir durumsa anlamak mümkün değil… Sanki Ankara Halk Ekmek Fabrikası koronavirüs salgını ortaya çıkınca Mansur Yavaş tarafından iki üç gün içinde kuruldu. Aman Allah’ım nasıl abartılar, nasıl abartıyorlar her şeyi… Normal olması gereken neyse o yapılıyor ya da yapılan en küçük şey, dev hizmet gibi sunuluyor. MHP’li belediye başkanlarının sessiz, sedasız yaptığı hizmetleri, bunlar bağıra bağıra duyuruyor.

          Ama “Bir yıldız doğdu, cumhurbaşkanı olacak adam” demek için bunu yapmak zorundalar. Göreve geldi geleli Ankara’da ne yapmış Mansur Yavaş? 3 tane adam akıllı hizmet sayacak olan var mı? Ankara’ya hizmet yapsa, 20 yıldır Ankara’da yaşayan biri olarak bundan zaten niye rahatsız olalım? Ama siyasi projeler için abartmaya, onu şişirmeye gerek var mı? Sonra acıkınca helvadan putunuzu kendiniz yiyorsunuz.

          Mansur Yavaş’a özel bir takıntım yok. Ama onun 2010 yılında başlattığı MHP düşmanlığının peşini asla bırakmayacağım. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye yazdığı mektubu, referandum zamanı FETÖ’vari takındığı tavırları, CHP’ye geçtiğinde kullandığı ifadeleri ve CHP’nin ihanetleri karşısında makam için suskunluğunu her daim irdeleyeceğim.

          Ben, CHP-HDP yancısı İP’teki kişilerin kendi ihanetlerini kapatmak için Mansur Yavaş’ı “Ülkücü Mansur Yavaş” diye pazarlamalarını anlıyorum da, MHP’li, Ülkücü kardeşlerimizin bu adama hâlâ bu gözle bakmalarını bir türlü anlamıyorum. İyi bir hizmet yapar, hakkaniyet adına dersiniz ki “bunu güzel yaptı”. Ama CHP, HDP, İP ittifakının bizzat adını vererek desteklediği, resmi CHP üyesi ve CHP’den belediye başkanı olan birine “Ülkücü Mansur Yavaş” demek ahmaklık değil midir? Terör örgütlerinin yuvasına dönmüş CHP’de ne Ülkücülüğü? İP isimdeki partideki ahmakların maskesini de aslında “Bu parti Ülkücü bir parti olmayacak” diyerek Ümit Özdağ düşürmüştü? Ama hâlâ yüzsüzlüklerine devam ediyorlar. Oysa Genel Başkanları Meral Akşener de AKP’nin kuruluş günlerinde Türkiye genelinde çalışmalar yaparken, “Eskiden Ülkücüydüm, şimdi demokratım” demişti. DYP’de iken “Bozkurt işareti yapmayın” çocuklar, ifadesi de gazete arşivlerindedir. Ülkücülük MHP’nin özel ve tapulu kimliğidir. Kırk kapıda gezerek, başka partilerin hizmetinde bulunarak Ülkücü olunmaz. Olsanız olsanız “Ben de Ülkücüyüm” diyen Kemal Kılıçdaroğlu gibi trajikomik bir tip, yakalanıp sorguya alındığında “Benim anam da Türk. Ben de Ülkü Ocakları üyesiydim” diyen teröristbaşı gibi korkak bir hain olursunuz… Nerenin kılıcını sallıyor, nerenin zaferinden besleniyorsanız, adam olun da oranın kimliğini kullanın. O kimlik de şudur: “CHP, HDP, İP ittifakıyla seçilmiş Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Mansur Yavaş…” Bitti!

          Mansur Yavaş, 2014 yılında CHP’ye geçip ilk aday olduğunda bir daha “Ülkücülük” kelimesini ağzına alamayacağına o kadar emindi ki, o yüzden “Bugün 40 yıllık geçmişimi geride bırakarak, CHP adayı olmamla, geride kalan tüm tartışmalar bitecektir. Örgütle birlikte, el ele çalışarak Ankara’yı kazanacağız” cümlelerini kurmuştu… Mansur Yavaş’ın bu sözlerine rağmen hâlâ ona “Ülkücü” sıfatı veren ya akılsızlığından ya da siyasi oyun düşünen şerefsizliğinden yapmaktadır.

          “40 yıllık geçmişimi geride bırakarak…” cümlesiyle MHP ve Ülkücü Hareket’le tüm bağını neden koparmıştı? Çünkü MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye “Ülkücü Hareket’e yabancı dar bir kadronun elinden çıkan politikalarla “CHP’yle özdeş parti” suçlamalarına çanak tutan bir anlayış sergilenmiştir. İçinde maneviyatı barındırmayan bir milliyetçiliğin halk tarafından CHP’yle aynı kategoride değerlendirildiğini fark edemeyen bir siyaset tarzıyla bu hareketi iktidara taşıyamayız” cümlelerin yer aldığı bir mektup yazmıştı. O dönem AKP-FETÖ gazetelerini, televizyonlarını dolaşarak “MHP barajlarda boğulacak” açıklamalarını yapıyor, buralara tam sayfa röportajlar veriyordu. Ama tüm bunları yaparken de sözlerinin, siyasi oyunlarının etkili olması için canlı yayında milyonların huzurunda “Bazı başka partilerdeki makamlar yüzünden hiçbir zaman ben davasını, partisini satacak değilim” açıklamalarını yapıyordu. Bu sözüne rağmen sattı ve CHP’ye gitti. Biraz utanması, onuru olan adam zaten bu sözün üzerine “Ülkücüyüm” diyemezdi. Mansur Yavaş da “40 yıllık geçmişimi geride bıraktım” diyerek öyle yaptı zaten… Şerefi, haysiyeti olan bir adam zaten bu sözlerine, davranışlarına rağmen hala “Ülkücüyüm” diyebilir miydi?

          Mansur Yavaş, 2014 yılında CHP’den girdiği yarışı kaybetti. Sonra sessizliğe büründü. Ortada hiç görünmedi. 16 Nisan referandumunda “2010’da hayır diyenlere hain demiştiniz. Şimdi o zaman hayır diyenlerle birlikte evet diyor ve aynısını yapıyorsunuz. Keşke ders alsaydınız?” diyerek ortaya çıktı. İlginç olan şu, FETÖ hangi referandumda nerede duruyorsa Mansur Yavaş da orada duruyor. AKP hükümeti bile FETÖ’nün güçlenmesine yol açan 12 Eylül 2010 referandumunu savunamazken, o referandumu ağzına bile almazken, Mansur Yavaş 2017 yılında hâlâ “12 Eylül referandumunu savunanlara ‘hain’ dediniz” diyordu. 2017 yılında da CHP-HDP beraber kampanyalar yaparak “Hayır” duruşu sergilemiş, FETÖ de tüm unsurlarıyla “Hayır” demişti. Mansur Yavaş da onların safında yerini almıştı.

         Referandum sonrası yine ortadan kayboldu. Kaybolduğu dönem “Çocuk pornocusu” dedikleri adamla poligonlarda atış, yemekli toplantılarda, bürosunda sohbetler düzenlediği ortaya çıktı. Sonra o adamla birden ticari anlaşmazlık yaşayarak, sahte senet, tehdit, şantaj, kaset, cd, görüntü işlerine girdiği, ortaya çıkan haberlerden anlaşılmıştı. Biz, bunları CHP’den Ankara Büyükşehir Adayı olarak açıklanmadan haftalar önce Türkgün gazetesinde manşetten haber yapmıştık. CHP tüm bunlara rağmen onu aday yaptı. AKP medyasının yanlış zamanlaması ve konuların asıl mecrasına odaklanmadan haber yapması onu adeta mağdur durumuna düşürmüştür. Oysa Mansur Yavaş’ın durumunda olan hiç kimse dünyanın hiçbir yerinde aday olamazdı. “Sahte senet, şantaj, tehdit, vergi kaçırma…” şunu-bunu geçin… Ortada bir video var ki, AKP medyası ve yargı o videoyu nedense görmezlikten geldi. Mansur Yavaş ile “çocuk pornocusu” dedikleri adam arasında aracılık yapan HSYK eski Başkanvekili olan bir adam var. Bu adam, “çocuk pornocusu” dedikleri adamın yanında Mansur Yavaş’ı arıyor “Mansur Başkan, Necmettin parayı getirmiş. Sen de elinde ne kadar görüntü, cd, kaset, belge var onları getir” diyor. “Para karşılığı çocuk pornocusu dediğiniz adama ne sattınız?” diye bir tane Allah’ın kulu o günlerde soramadı. Bu soruyu soramadıkları ve haber değerini zamanında kullanamadıkları için CHP, İP, HDP, FETÖ çirkefliği, zeytinyağı gibi üste çıkma propagandaları Mansur Yavaş’a mağdur maskesi giydirerek seçimi kazanmasını sağlamıştır. CHP’li Mansur Yavaş halkın oyuyla seçilmiş resmi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’dır. Buna ne diyebiliriz? CHP siyasi projeler için, kendi içinde istediğini helvadan put yapar, acıkınca da onu yer. Bu da CHP’nin meselesi sayılır. Biz sadece bu olayın Türkiye’yi ilgilendiren kısımlarını ve Ankara Büyükşehir Belediyesinin iyi yönetilip, yönetilmediğini değerlendiririz.

         Ama şu bizi çok net ve yakından ilgilendiriyor. “40 yıllık geçmişimi geride bıraktım” diyen ve terör örgütlerinin yuvası olmuş CHP’de belediye başkanlığı yapan Mansur Yavaş’ı hâlâ “Ülkücü” diye pazarlamaya devam edecekseniz bu mücadelemiz de asla bitmeyecek… “CHP’li Mansur Yavaş, Yoldaş Mansur Yavaş, Devrimci Mansur Yavaş” deme mantığını kullanmayı size öğreteceğiz. Mansur Yavaş iyi yahut kötü bir şey yaparsa bu CHP’yi bağlar. Ne MHP’yi ne de Ülkücü Hareket’i bağlamaz. Biz nasıl ki, Cumhur İttifakı’nın Adayı Mehmet Özhaseki de geçmişte Ülkücü Hareket içinde bulunmuş olsa bile seçimden önce “Mehmet Özhaseki için hiç kimse ‘hâlâ Ülkücü’ diyemeyeceği gibi, Mansur Yavaş’a ‘Ülkücü’ diyebilmek de dalkavukluk olur. Bu manada CHP ve İP’te bir hayli dalkavuk da vardır” yazısını yazdıysak, bu ölçü asla değişmez. Herkes içinde bulunduğu partinin sorumluluğunu taşır.

Mehmet Özhaseki AKP’de ise oraya, Mansur Yavaş CHP’de ise oraya sorumludur.

         Görüldüğü gibi CHP içinde PKK kanadı var, YPG kanadı var, DHKP-C kanadı var, FETÖ kanadı var. Yoksa CHP içinde Ülkücü kanadı da var, bunu sadece biz mi anlayamıyoruz?

         Mesela CHP’li Mansur Yavaş, MHP’de iken Sayın Devlet Bahçeli’ye mektup yazarak terörle mücadelede başarı göstermiş Engin Alan’ın MHP’ye katılmasına FETÖ’cülerin ağzıyla “Cuntacı oluşumlarda yer aldığı iddiasıyla hakkında davaların devam ettiği isimlerin ön plana çıkarılması kamuoyunda ciddi kuşkular uyandırmıştır” tepkisini göstermişken, CHP içinde Canan Kaftancıoğlu, Sezgin Tanrıkulu, Ekrem İmamoğlu, Tunç Soyer gibileri örnek göstererek Kemal Kılıçdaroğlu’na bir mektup yazıp “CHP’yi HDP ve PKK özdeşleşmiş parti haline getirdiniz” diye niçin hâlâ bir mektup yazamadı? FETÖ mürekkep mi yollayamadı? CHP’nin PKK ve diğer terör örgütleriyle ayyuka çıkan aşkına dair tek kelimesi yok mu Mansur Yavaş’ın?

          FETÖ’nün “Ölüleri bile kaldırın oy kullandırın” dediği referandumda “Hayır” duruşu sergilediği için ve Engin Alan partiye katıldığı için MHP’ye demediğini bırakmayan Mansur Yavaş, terör örgütlerinin siyasi kampı olan CHP’ye ses çıkaramıyor ve bu adamı da hâlâ “Ülkücü” diye pazarlıyorsunuz. Sizin karakterinize de, şerefinize de yazıklar olsun…

         Ülkücüymüş, neyin Ülkücüsü? Dün Başbuğ Türkeş’in düşünce ve fikirlerini beğenmeyip Beypazarı İlçe Başkanı iken MÇP’den (MHP) istifa edip BBP’ye gitmiş, ondan sonra Anavatan Partisi milletvekili adayı olan, aynı zamanda Beypazarlı olan Sezai Pekuslu’nun seçim çalışmalarına katkı sunmak için İstanbul’dan kalkıp gelmiş, yıllar sonra MHP’ye dönüp Beypazarı Belediye Başkanı seçilmiş, sonra MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bugün tamamen haklı olduğu tescillenmiş fikirlerini beğenmeyip CHP’ye geçmiş, 2014 yılından bu yana CHP için çalışan Mansur Yavaş “Ülkücüymüş”

Kim diyor bunu?

         Mansur Yavaş gibi davası nedir, ülküsü nedir belli olmayan, kapı kapı gezen tipler… Yürü git “CHP’li Mansur Yavaş şunu güzel yaptı, şunu kötü yaptı” de… Ne Ülkücüsü kardeşim? “40 yıllık geçmişimi geride bıraktım” diyen adamı ait olduğu yere göre niçin sıfatlandırmıyorsun?

Benim, Mansur Yavaş konusunda susmam için aracı gönderenler tek bir şartla susarım. Onu yaparsanız bir daha Mansur Yavaş konusunda tek cümle yazmayacağıma dair söz veriyorum. O da geçmişte Mansur Yavaş’ın Servet Avcı’ya yahut Mümtazer Türköne’ye yazdırdığı iddia edilen mektup gibi, yeni bir mektup yazacak… Ve orada şu cümleleri kullanacak: Bir CHP üyesi, CHP’li bir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olarak geçmişte tüm uyarı ve tespitlerinde haklı çıkan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli hakkında FETÖ gazı ve kavramlarıyla yazdığım mektup için özür diliyorum.

Ondan sonra ne haliniz varsa görün…

“Ülkücüymüş”

CHP’nin toprağında gezen, beslenen siyaset solucanları sizi…

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar