Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

Mail: hffhsyt@hotmail.com

Yeter! Zehirlemeyin çocuklarımızı

Okurlarım; kimsenin yaşam tarzına, giyimine kuşamına, tercihlerine karışmadığımı bilir. Bu konuda "liboş" değil "gerçek liberal" tavrım herkes tarafından bilinir. Ancak bir kesim, grup ya da görüşün, kendi fikrini diğerine zorla kabul ettirmesine, dayatmasına her zaman karşı olduğum da arşivdeki yazılarımla sabittir.
Dünyada "korkutucu" bir lobi haline gelen, kendi gibi düşünmeyenleri çeşitli kulisler ve bel altı yöntemlerle imha etmeye çalışan, giderek insanlar üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanıp duran LGBT adlı eşcinsel örgütün dayatmaları artık çekilmez hale geldi. Özellikle de "sanatçı" etiketli bazı kendini bilmezlerin verdiği fütursuz destekle, çocuklarımızı, gençlerimizi avuçlarının içine almaya, dengelerini bozmaya, kafalarını karıştırmaya çalışmalarını dehşet ve ibretle izliyorum.




Evet her koyun kendi bacağından asılır. Herkes bu dünyadaki tercihlerinin hesabını en nihayetinde ahirette sorguya çekildiğinde verecektir. Ama giderek Yaradan'ın yarattığına karşı gelmek, eşcinselliği bir baskı unsuru olarak kullanarak, nesillerin devamını tehdit etmek, bu yolla siyasi, sosyal ve ekonomik bir lobi haline dönüşüp, sözde fikri mücadeleyi terörize etmek de nedir? Bu anormalliğe karşı duran herkesi "Homofobik" diye öteleme, dışlama hatta suçlama hakkını kendilerinde doğal bir hakmış gibi görenlere artık dur deme zamanı geldi de geçiyor bile. Muhalefetin ve onlarla kol kola girmiş terör örgütlerinin bir kaç oy uğruna şımartıp, cesaretlendirdiği LGBT, bu ülkenin geleceği konusunda giderek daha büyük bir tehdit haline geliyor. Benden söylemesi...
Bu yazıyı yazmaya herkes cesaret edemez. Bilirler ki, bu çirkin terörize lobi, hemen üstlerine çullanacak, onları linç etmeye kalkacaktır. Ama benim kimseden korkum yok. Çünkü tek derdim, biricik evladımın bu ülkede fiziksel, ruhsal ve zihinsel açıdan "sağlıklı" yetişmesi. Yoksa umrumda bile değil. Bu ülke demokrasi ile yönetildiği için herkes kendi pisliğinde boğulmakta da özgürdür...
NOT: Rus Hükümeti, LGBT'nin zararlı faaliyetlerine önlem olarak ülkede cinsiyet değiştirmeyi yasaklamaya hazırlanıyor.

Gökkuşağı hepimizin!
Eskiden gökkuşağı denilince akla iyilik, güzellik, mutluluk, umut gelirdi. Ama LGBT, gökkuşağını kendisine sembol olarak seçtiğinden beri sanki saflığını yitirdi, kirlendi. Eskiden hepimizin olan bu doğa şaheserine şimdilerde belli bir zümre ipotek koydu.



Durum öyle bir hale geldi ki, içinde gökkuşağı bulunan her şeye "şüpheyle" bakar hale geldik. Son haber Ankara'dan geldi. İki öğretmen Emine Kızıldağ ve Emine Yahşi, LGBT propagandası yaptıkları gerekçesiyle görevden alındı. Suçları ise okuldaki yıl sonu etkinliğinde süs olarak gökkuşağı sembolünü kullanmak... Öğretmenleri tanıyan, hatta onlarla aynı okulda görev yapan okurlarımdan mesajlar geldi. Her ikisinin de o taraklarda bezi olmadığından emin olduklarını belirterek onlara reva görülen işlemin yanlış olduğunu söylediler.
Evet, aile bütünlüğünü ve ahlaki değerleri korumak adına bu tür tuhaf örgütlerle mücadele etmek, bir devlet politikası olarak benimsenmeli. Bu devirde aileyi korumak, devletin en büyük sorumluluğu olmalı. Ama bu işi bir "paranoyaya" dönüştürmenin de anlamı yok. Gökkuşağı önce çocukların, sonra hepimizin. Lütfen ondan hemen vazgeçip, bu güzelliği LGBT'ye terk etmeyelim.

Gaf kürsüsü
MasterChef yarışmacısı Şırdancı Mehmet, uçakta verilen yemeği beğenmeyip, göğsünden çıkarttığı şırdanı yiyince yolcuların midesi bulandı.

Zap'tiye
Haber bültenleri yine "En iyi kavurma nasıl yapılır?" haberleriyle doldu. Bir kez daha hatırlatmakta fayda var: Kurban Bayramı "et tüketme festivali" değildir!

Ne demiş?
"Z kuşağı çek yazmayı, mektubun neresine adres yazacağını bilmiyor. El yazısı yazıp, okuyamıyor. Cep telefonlarındaki GPS programı olmadan bir yere gidemiyor. Yani bir gün dünyayı ele geçirirlerse geri almamız kolay olacak. Sadece savaş planlarımızı el yazısıyla bir kağıda yazmamız yetecek." (ABD'li komedyen Karen Friesicke'nin gösterisinden)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar