Ey ahali, kim, nerede, hangi otelde, nasıl bir yatakta, kiminle ne kadar kalmış, ne yemiş, ne içmiş, kiminle ne tokuşturmuş bir tarafa da size söyleyeyim, bu iş şirazesinden çıktı!
Allah aşkına, kafanızı bir kaldırın da etrafınıza bakın!
Altımızdan çekilen vatan!
Birileri, birileriyle neler yapmış bilemem, ama asıl olan altımızdan vatan çekiliyor, vatan!
Bu nedir Allah aşkına, birbirinizi nerede gördüğünüz, bu milleti, ümmeti hiç ilgilendirmiyor!
Kimin anası, kimin anasını nerde nasıl gördü bilmem, ama asil Türk Milleti'nin, İslam Ümmeti 'nin anası ağlıyor!
Azıcık vicdanınız, azıcık Allah korkunuz kalmadı diyelim, peki, çatlayan ar damarınızda, vatanın bekası için, asil Türk Milleti ve İslam Ümmeti için bir damlacık kan da mı kalmadı?
Arkadaş, azıcık delikanlı olun, delikanlılık kazandırır!
Ne yaptınızsa, nerede, kiminle, nasıl ne şekilde kaldınız, yediniz, içtiniz, bilmem ne tokuşturdunuzsa çıkın ve deyin!
Bakınız, nedamet diye bir kavram var, nedamet getirmek diye de bir deyim var!
Eğer yaptığınız suçsa ya da umumi ahlaka mugayir, yani sizin dilinizle etik değilse, çıkın ve nedamet getirin!
Hem vallahi hem de billahi yemin olsun, bu millet nedamet getireni sinesine basar, basmıştır da!
Etrafımız ateş çemberiyle çevrili ve birileri bize Sevr sınırı çiziyor, sizi yaşadıklarınız kör mü etti?
İşlediğiniz suçların, kusurların ya da terbiyesizliklerin ödemediğiniz faturalarını, birilerine ödetmeyin!
Bu ülke insanının, bu ümmetin konuşacağı, sizin yediğiniz herzelerden çok daha acil konuları var!
Afganistan...!
Libya...!
Karabağ...!
Doğu Türkistan...!
Daha üzerinde dumanı tüten, İzmir'deki cinayet...!
Bir parti binası basılıyor, içeride bir tek kişi var o da bir kadın, üstelik gitar çalmakta, kahvaltı masasında sadece birkaç dilim domates, üç adet zeytin... Ve 10- 15 dakika içerisinde katilin Bozkurt işaretli resimleri...!
Devamında da katledilen Deniz'in babasının Kürtçe, ''O Kürdistan'ın evladıydı'' açıklaması...!
Sizi bilmem, ama bu hadise bana 2007 yılındaki Hrant Dink cinayetini ve sonrasında 10-15 dakika içerisinde, zanlılardan birinin Muhsin Yazıcıoğlu ile fotoğraflarının servis edilmesini hatırlattı!
O pis ellerinizle, eli asla hiçbir pisliğe bulaşmamış Muhsin Yazıcıoğlu'nu, dolayısıyla Ülkücüleri kirletmeye çalıştınız kirletemediniz, kirletemiyorsunuz, kirletemeyeceksiniz!
Bakın arkadaş, ne yaparsanız yapın, ne halt ederseniz edin...
Ama, ödemediğiniz faturaları, artık Ülkücülere ödetemeyeceksiniz!
Ülkücüler, sizin, eli kanlı, cani, insanlık suçlusu PKK'yı, onun siyasi dili HDP'yi masumlaştırmaya çalıştığınızı 50 yıldır biliyorlar, sizinle şereflice, delikanlıca her mahfilde de mücadele ediyorlar!
Gelelim, siz bilmem ne oteli sakinlerine, siz de ödemediğiniz faturalarla, asıl konuşulması gereken, aciliyet arz eden konuları, yattığınız yatağın çarşafı ve yediğiniz içtiğiniz şeylerin kusmuğu ile örtüp, asil Türk Milleti ve İslam Ümmeti 'ne faturalarınızı ödetemezsiniz!
Bir sözüm de ekranlarda savcı hakim kesilen, geçmişte ise hangi arenalarda, kimleri koyun gibi boğazladığı malum olanlara...!
Bu ülkeyi, ekran arenalarınızda kurduğunuz mahkemelerde doğradığınız yeter!
Ne halt ederseniz gidin edin, kime ne racon keserseniz gidin kesin, hesabınızı görün, ama eğer hesabınızı, kestiğiniz raconlarla göremiyorsanız, varsa elinizdeki dosyaları savcılara, hakimlere verin ve adaleti onlara bırakın!
Tahrip edilen Türk Devleti!
Tahrip edilen Asil Türk Milleti!
Yeter artık...!
Yorum Yazın