Çok tartışıldı... Çok itiraz edildi... Çok eleştirildi... Tıpkı Togg gibi, Karadeniz gazı gibi, Akkuyu Nükleer Santrali, İHA-SİHA'lar gibi...
Biliyorsunuz, hükümet 2008'de kamu bankaları ve finans kuruluşlarının merkezlerinin İstanbul'a taşınacağını açıkladı. İstanbul Finans Merkezi (İFM) projesini duyurdu.
Fakat kaba inşaat tamamlandıktan sonra kamu binalarının ihaleleri ve inşaatlarında çeşitli sebeplerle gecikme yaşandı. İFM master plan çalışması 2013'te tamamlandı. Emlak Konut GYO işin bitiş tarihini 2016 olarak belirledi. Ancak revizyonlar, değişen ihtiyaçlar nedeniyle takvim birkaç kez revize edildi. 'Proje askıya mı alındı' denilirken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yeni bir vizyon belirledi. Türkiye Varlık Fonu devreye alındı. Ve proje yeniden işlerlik kazandı. Bu arada hukuki altyapıya yönelik çalışmalar da tamamlandı. Ve tek seferde inşa edilmiş, dünyanın en büyük ve en gelişmiş altyapı imkânlarına sahip olan İFM, yeni yüzyıla yetiştirildi. 17 Nisan'da da ilk etabının resmi açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı.
***
Dün biz de Turkuvaz Medya Grubu olarak finansın kalbinin atacağı İstanbul Finans Merkezi'nde Ziraat Bankası Oditoryumu'nda önemli bir zirveye ev sahipliği yaptık. Açılışta Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin de Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan'ın da BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben'in de SPK Başkanı Ömer Gönül'ün de Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alparslan Çakar'ın da mesajları netti.
İFM'nin uluslararası fonların Türkiye'ye çekilmesi, ekonomik büyümeye ve istihdama katkısı, uluslararası ve hukuk normlarına uyumun hızlandırılması, finansal ürün çeşitliliğinin artırılması, kaliteli insan kaynağına erişim gibi birçok avantajı olacak. Yeni yüzyılda global arenaya baktığınızda Türkiye'nin önünde büyük bir potansiyel var. Bu potansiyel iyi değerlendirilirse ticarette ve coğrafi olarak Doğu- Batı arasında köprü olan Türkiye, finansta da yeni bir fırsat penceresini aralar. Jeopolitik olarak baktığınızda İstanbul, Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu ile Orta Asya üçgenindeki yatırımcıları buluşturma potansiyeli en yüksek noktada yer alıyor. Bu anlamda da bölgesel rakiplerinin başa çıkamayacağı, gelişmiş bir rekabet gücünü elinde tutuyor.
***
O yüzden neden olmasın? Üstelik, burası öyle birilerinin dediği gibi bir gayrimenkul projesi olma hedefiyle oluşturulmadı. Bazı çevreler görmek istemese de 3 kıtanın buluşma noktası olan İstanbul'da yeni bir finansal ekosistem oluşturuluyor. Bankalar, sermaye piyasaları, fintech'ler, katılım bankaları... Kurulan ekosistem yabancı yatırımcının da ilgisini çekecektir. (-Ki şimdiden uluslararası yatırımcılardan büyük bir teveccüh olduğunu İFM A.Ş. Genel Müdürü Ahmet İhsan Erdem açıkladı) Bu da finansal piyasaların gelişmesini ve derinleşmesini tetikleyecektir.
Ben inanıyorum ki, İstanbul, önümüzdeki 10 yıl içerisinde kendi bölgesindeki en önemli finansal merkez, en geç 30 yıl içerisinde ise gerçek anlamda uluslararası finans merkez olacaktır.
Yorum Yazın