Son günlerde otomotivde yatırım konusu, gündemi işgal ediyor. Biliyorsunuz, Çinli elektrikli otomobil üreticisi BYD ilk anlaşmayı imzaladı. 1 milyar dolar yatırımla Manisa'da 150 bin araç kapasiteli yeni bir üretim tesisi kuracağını duyurmuştu. BYD'nin ardından Chery ve MG'nin de Türkiye'ye yatırım planladığı haberleri geldi.
New York'taki temasları sırasında Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile ayaküstü sohbet etme fırsatı buldum. Bakan'ın söyleminden anladığım kadarıyla Chery ile görüşmelerde ileri aşamadayız. Bu kez durum, Chery'nin Türkiye'ye ilk kez girdiği 2008 yılından farklı... Fabrikanın kurulacağı yer dahi konuşulmuş. Henüz net karar verilmese de Samsun ve Manisa'nın öne çıktığı biliniyor. Chery, Türkiye'de olası bir fabrikayla hem Avrupa hem Ortadoğu'yu besleyecek bir merkez planlıyor. Chery'in içten yanmalı araçlar için imtiyaz talebinde bulunduğu, Türkiye'nin ise hibrit, elektrikli araçlar, batarya teknolojileri ve yeşil yatırımlar konusunda teşvikler vermek istediği söyleniyor.
Peki Çinli otomobil firmalarının yatırımı Avrupalıları da tetikler mi? Birleşmiş Milletler toplantıları ve Türk-Amerikan İş Konseyi'nin temaslarını izlemek için gittiğim New York'ta uluslararası firmalara danışmanlık yapan bir arkadaşımla sohbet etme fırsatım da oldu. O da Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını bizzat takip ediyor. Öğrendiğim kadarıyla, Ocak 2021'de Fransız Groupe PSA ile İtalyan-Amerikan Fiat Chrysler Automobiles şirketlerinin birleşmesiyle kurulan Stellantis grubu da Türkiye'de bir yedek parça tesisi kurmayı planlıyor. Otomotiv fabrikalarının bulunduğu ekosisteme yakın bir çevrede olacağı söyleniyor.
Hatırlarsınız geçmişte Avrupalı birçok firmanın Türkiye'ye yatırım yapacağı söylendi. Volkswagen bunların başındaydı. Bir ara Peugeot-Citroen'in Türkiye'de B sınıf sedan bir model yatırımı yapacağı konuşuldu. Sonra BMW'ye taşeron üretim yapan Magna Stery'in yatırım yapacağı duyuruldu. Fakat bu kez durum biraz daha farklı... Bir markanın tesisi değil... Yedek parça üretim üssü...
Olabilir mi? Neden olmasın. Baksanıza, ekonomide yaşanan daralma ve yüksek kredi faizlerine rağmen pandemide ertelenen talebin de etkisiyle otomotiv pazarı hız kesmiyor. Otomobil ve hafif ticari araç pazarında eylül ayında satışların 90 bin, yılsonunda ise pazarın 1 milyon adetin üzerine çıkacağı öngörülüyor. Malum, 2023'te de 1 milyon barajı aşılmıştı.
Velhasıl demem o ki, Türkiye'de otomotive talep devam ettikçe yeni marka yatırımlarının da yedek parça üretim tesislerinin de gelmemesi mümkün değil...
Yorum Yazın