CHP kulislerinde dolaşan bir söylenti vardı.
Kılıçdaroğlu’nun danışmanı İbrahim Uslu’nun, yabancı ülke büyükelçilerine, “Kılıçdaroğlu aday olursa kazanamaz. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu olursa kazanır” diye rapor verdiği şeklinde. Uslu ile konuşmadığım için yazmamıştım.
İbrahim Uslu’ya rapor konusunu sordum. “Doğru değil. Böyle bir rapor vermedim” dedi.
İbrahim Uslu ile muhalefetin seçim stratejisini konuştuk. “Sihirli formül ortak aday” dedi. Ortak aday olduğu takdirde Kılıçdaroğlu, Yavaş, İmamoğlu ve Akşener’in kazanacağını savundu.
“Muhalefetin birleşmekten başka şansı yok. Seçimin matematiği ortak adayı dayatıyor. Muhalefetin bir arada olmaktan başka bir şansı yok. Muhalefet bölünürse Erdoğan kazanıyor” diye konuştu.
KUTUPLAŞMA MI KUCAKLAŞMA MI
Uslu ile seçimde kullanılacak olan dil üzerinde durduk. İlginç bir tespitte bulundu. “Kutuplaşma nedeniyle arada gri bir alan kalmıyor. Erdoğan’ı destekleyenler ya da karşı olanlar var. Sadece yüzde 5’lik bir gri alan var. ‘Erdoğan’a oy verebilirim’ diyen. O nedenle kutuplaşma Erdoğan’ın aleyhine, kucaklaşma ise lehine bir tablo oluşturuyor” dedi.
Çok seçim izledik. Her seçim için bu tarihi bir seçimdi denilir ama uzun süredir nefes nefese bir seçimi ilk kez izleyeceğiz herhalde. Seçimlere 10 ay varken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim gündemiyle sürpriz MYK toplantısının altında da bu yatıyor olsa gerek. İktidarın da muhalefetin de seçimlerde kullanacağı dil önemli olacak. Bir anekdot paylaşmak istiyorum.
2010 REFERANDUMU
2010 Anayasa değişikliği referandumuydu. Kılıçdaroğlu, çiçeği burnunda CHP Genel Başkanı’ydı. Çok sert bir kampanya yürütüyordu. Kendini kanıtlama çabası içindeydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Kılıçdaroğlu’nun soyundan sopundan giriyor, sert bir dil kullanıyordu.
AK Parti’nin kampanyanın başında yaptırdığı kamuoyu araştırmalarında referandumun yüzde 58’le kazanılacağı gözüküyordu. Ancak kampanya ilerledikçe evet oylarının oranı yüzde 53’e kadar geriledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim gezilerinden Ankara’ya dönüşte konu kendisine iletildi. O gün Çorum mitingi vardı, saati ileriye ertelendi. Erdoğan’a kapsamlı bir brifing verildi. Erdoğan kampanya dilini değiştirdi. Kutuplaştırıcı değil kucaklayıcı bir kampanya yürüttü. Kılıçdaroğlu ise sert muhalefetini sürdürdü. Sonuç evet oyları tekrar yükselişe geçti. Referandum yüzde 58 ‘evet’le sonuçlandı.
ORTAK ADAY
İbrahim Uslu, muhalefet açısından sihirli sözcüğü “ortak aday” olarak gösterdi. Doğru. CHP’li bir yetkiliyle konuştuğumuzda da “Bizi bir arada tutan Erdoğan düşmanlığı. Bizim tutkalımız Erdoğan. Eğer Erdoğan aradan çekilirse bu puzzle dağılır. Erdoğan’ı tasfiye edebilmek için ortak adaydan başka şansımız yok. Eğer çoklu aday olursa intihar olur” demişti.
Ancak bu iş çok kolay gözükmüyor. O da Kılıçdaroğlu’nun tavrı nedeniyle. CHP’li Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ile Yalova eski Belediye Başkanı Vefa Salman’ın, “Cumhurbaşkanım” hitaplarına itiraz etmedi. Tam aksine mutlu olduğu gözlendi. Kılıçdaroğlu artık adaylık sınırını geçti, vaatlerde bulunmaya başladı. Öğretmenlere sınava girmeyin, Bay Kemal bu sorunu çözecek diyor. KHK’lıların tamamını göreve iade etme sözü veriyor. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı olmak için darbeci FETÖ’cülere taviz vermekten çekinmiyor. Ama bu tavrı 6’lı masaya dayatma olarak görülüyor.
HDP RAHATSIZLIĞI
6’lı masanın ortak aday çıkarması yetmiyor. HDP’nin desteği olmadan seçimi kazanmaları mümkün gözükmüyor. HDP ise Meral Akşener ile Mansur Yavaş aday olduğu takdirde desteklemeyeceğini deklare etti. Mithat Sancar, Cumhuriyet gazetesine, “Deklarasyonumuzda ilan ettiğimiz ilkelere bağlı olmayan ve olmayacak bir isme destek vermemiz söz konusu olmaz” dedi. Sancar, Akşener ve Yavaş’a kırmızı kart gösterdi. Zaten İYİ Parti’yi en çok rahatsız eden nokta da burası. Meral Akşener’in, “PKK’nın uzantısı olarak görüyorum” dediği HDP’nin kimin cumhurbaşkanı adayı olamayacağını tayin etmeye kalkışması.
HDP-KILIÇDAROĞLU YAKINLAŞMASI
Mithat Sancar ile Pervin Buldan’ın Kılıçdaroğlu’na Akşener veya Yavaş aday olduğu takdirde desteklemeyeceklerini, İmamoğlu ya da Kılıçdaroğlu’nun adaylığına ise destek vereceklerini bildirdikleri söyleniyor. İYİ Parti, HDP ile Kılıçdaroğlu arasındaki bu ilişkiden kuşkulu.
AKŞENER-YAVAŞ İTTİFAKI
HDP’nin üstünü çizdiği ülkücü kökenli iki siyasetçi Meral Akşener ile Mansur Yavaş ise bu hamleye karşı güçbirliği yapmak suretiyle karşılık verdiler. Akşener ile Yavaş’ın birlikte voleybol maçı izlemesi, Ankaparkı gezmelerinin bir mesaj olduğu kesin. Meral Akşener’e yakınlığı ile bilinen Buğra Kavuncu’nun, “Sahada en çok duyduğumuz isim Mansur Yavaş” çıkışının bir anlamı var.
YAVAŞ’IN ÖNÜNE GEÇEMEDİ
Mansur Yavaş son dönemlerde Kılıçdaroğlu ile değil Akşener’le birlikte görüntü veriyor. Kılıçdaroğlu’nun tüm çabalarına rağmen anketlerde ilk sırada Mansur Yavaş çıkıyor. Kılıçdaroğlu zor bir halka olan Ekrem İmamoğlu’nu geriletmeyi başardı ama sessiz bir güç olan Mansur Yavaş’ın önüne geçemedi. Buna son dönemlerde Akşener’in desteğinin de eklenmesiyle Kılıçdaroğlu’nun, Mansur Yavaş konusundaki rahatsızlığının büyüdüğü söyleniyor.
Son günlerde CHP Genel Merkezi tarafından Mansur Yavaş’a yönelik bir operasyondan söz ediliyor. Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda Kılıçdaroğlu’nun önündeki en büyük engel olarak Mansur Yavaş gözüktüğü için bu operasyon söylentisini kulak ardı edemedim.
Malumunuz Ekrem İmamoğlu’nu Karadeniz gezisindeki bir fotoğraf üzerinden linç etmişlerdi.
Ey siyaset, sen nelere kadirsin...
Yorum Yazın