Asrın felaketi ile mücadele ederken, asrın projelerini hayata geçirmek... İşte, AK Parti'nin farkı bu. "Lider, masa başında değil, iş başında belli olur!" sözü ise... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı, onca badireye rağmen ayakta tutan formülün ta kendisi.
Dün, Türkiye'nin otomobilinin hayalden gerçeğe döndüğü, ilk TOGG'un Cumhurbaşkanı'na teslim edildiği sıralarda muhalefetin etrafında dönen tartışmaların "seccadeye ayakkabı ile basan Kemal Kılıçdaroğlu fotoğrafı olması" manidardı.
Evet, üzgün olduğunu belirtti. Farkında olmadığını söyledi.
Ama konu bundan ibaret değildi ki...
İşin özü, CHP'nin söylemindeki değişikliğin, pratik hayattaki karşılığının sorunlu olmasında düğümleniyor. Yani "din, dindarlık, din eğitimi" üzerine ahkâm kesen CHP zihniyetinin hâlâ bu alanda samimi ilerleme kaydedememesi güncel mesele olmayı sürdürüyor!
Örneğin, son dönemde "Başörtüsüne özgürlük veya helalleşme" söylemi ile farklı toplum kesimleri nezdinde mesafe almaya çalışan Kemal Bey ve arkadaşları yakın zamana kadar eleştirdikleri "dini yaşama biçimine" dair belli bir tatbikattan gelmedikleri için siyaseten ofsayta düşüyorlar. Algıda seçicilik için o konuda yıllara sari birikiminiz ve yaşanmışlıklarınızın hakiki manada olması gerekir. İnanmak, dini yaşamak elbette kişinin yetişmesi ve tercihleriyle de ilintilendirilebilir. Gel gör ki... Yaşadığı gibi inanmayı marifet zanneden bir siyasi anlayış, inandığı gibi yaşamak isteyenlerle meselesini henüz çözebilme aşamasında görünmüyor!
***
AMERİKALI BÜYÜKELÇİ'NİN KAMUFLAJI
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, bu sıralar hayli hareketli. Üstelik bu hareketi, seçime 6 hafta kala siyasi sahnede sergiliyor. Esasen bir büyükelçinin görev yaptığı ülkede seçim tarihi ilân edildikten sonra açıkça ortalıkta gezinmemesi gerekiyor. Ama Amerikalılar, "Türkiye, Türklere bırakılmayacak kadar mühim ülkedir" diye düşünmekten vazgeçmedikleri için pervasız olabiliyorlar. ABD Büyükelçisi'nin siyasi parti genel merkezlerindeki trafiğinin CHP ayağı, haliyle tepki çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunu en net biçimde dile getirdi. Amerikan diplomasisi, sadece CHP, İYİ Parti, HDP'ye olan ilgisini kamufle etmek için büyükelçinin yolunun AK Parti'den de geçmesini sağladı! Ama bu taktik hamle bile 6'lı Masa + HDP'nin hamisi olma rolünü gizlemeye yetmedi!
***
O KAFALAR VE CHP'NİN AÇMAZI!
Ortam öylesine politize durumdaki... Bir kısım medyadaki zihni arka plan, herhangi bir olay vesilesi ile deşifre olabiliyor. Kendilerini "tarafsız, bağımsız, objektif, demokrat" olarak tanımlayan ve mahallesinde prim yapan kimi gazeteciler, şimdilerde açıktan CHP'li olduklarını söylüyorlar. Attıklarında mangalda kül bırakmayan, farklı düşünen meslektaşlarını ise "yandaş" sıfatıyla etiketleyip dar alana sıkıştırmaya çalışan bu simalar, merhum ağabeylerinin izinden gitmeyi de sürdürüyorlar. Eskiler, "bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam" derlerdi. Bunlar, Cumhurbaşkanı'nın mitingindeki sade vatandaşlara "cahil" diyecek kadar cesaretli (!) konuşabiliyorlar. Taraf olmak ile taraftar olmak arasındaki hassas çizgiyi kaybettiklerinden olsa gerek... Kime ne yakıştırmada bulunuyorlarsa, aslında bizzat şahsi özelliklerini tanımlamış oluyorlar. CHP Genel Merkezi de bu kafalara itibar ettiği için, "Halk ve Hak" arasında bocalayıp duruyor!
Yorum Yazın