Konu yine sulandırıldı… Kimsenin meseleyi tam olarak anladığından emin değilim… Torba Kanun'a eklenen BDDK'da görev yapan personele verilmesi planlanan ek tazminattan bahsediyorum…
Bir anda kıyamet koparıldı…
Peki nedir işin özü…
Şu;
Bir Maliye personelinin yaptığı yanlışın bedelini bugün bütün üst kurullar ödüyor. Kamuda yakında nitelikli eleman sayısı parmakla gösterilecek. Özellikle de finans sektöründe…
Adam, ODTÜ'yü, Boğaziçi'ni bitirmiş… Özel sektörde rahatlıkla iş bulacakken gitmiş sınavlara girip BDDK'da SPK'da uzman olmuş… Aldığı maaş çok da fazla çalışmaya gerek olmadan girilen herhangi bir bakanlıktaki uzmanla aynı…
'Eşit işe eşit ücret' kavramı bu mu demek hakikaten?
Unvan olarak aynı olsa bile farklı katma değer yaratan, piyasada talep edilen, ekstra çaba ve kabiliyetleri gerektiren görevlerin eşit iş sayılması ne kadar doğru?
Bakın size birkaç rakam vereyim…
Bugünlerde çokça tartışılan BDDK'dan…
Hemen her gün bir kurum personeli görevi bırakıyor. Kayıpları telafi etmek için yılda en az bir defa personel alım sınavı gerçekleşiyor. Açılan sınavlara ilgi giderek azalıyor. 2012'de bu oran yüzde 65.8 imiş. 2023'te yüzde 25.7'ye kadar düşmüş… 3.300 kişinin çağrılması planlanan sınava 1.689 kişi başvurmuş, bunlardan ise 872 kişi şartları sağlayarak sınava katılmaya hak kazanmış. Ancak sadece 224 kişi yazılı sınava katılmış. Kurumun düşük maaşlarından dolayı son dönemde çalışmayı talep edenler hele de bazı birimlerde yok denecek kadar az. Şu anda kurumda 400'den az meslek personeli çalışıyor. Yakında finansal sektörün aktif büyüklüğünün yüzde 89'unun gözetiminden sorumlu olan kurumda uzman, murakıp kalmazsa ne yapılacak? Bankaları kim denetleyecek? Bankayı denetlemeye gönderdiğiniz murakıp oradaki müdürün kat be kat altında maaş alıp ezildiğinde nasıl rapor yazacak?
Şunu unutmayın; bankacılık sistemimiz bugün dünyanın en sağlam ve güçlü rasyolarına sahipse, dünyada sektörde türbülanslar yaşanırken ayakta durmuşsa, bu sadece bankaların basiretli tüccar gibi davranmasından değil, BDDK'nın düzenleme ve denetleme etkinliğiyle de oldu. Bu güçlü yapı da insan kaynağıyla bağlantılı...
Ayrıca şu da var…
BDDK diğer ülke uygulamalarında olduğu gibi idari ve mali açıdan özerk bir kurum… Mali kaynaklarını banka ve diğer kuruluşlardan aldığı katkı paylarından sağlıyor. Vergi mükelleflerine ve genel bütçeye herhangi bir ilave yük yaratmadan harcamalarını yapıyor.
Dolayısıyla diğer kurumlarla karşılaştırmak ne kadar doğru!
Üstelik diğer finans kurumlarıyla karşılaştırılacaksa da orada da adaletsizlik BDDK aleyhine…
Niye mi?
Bildiğim kadarıyla Ankara'dan İstanbul'a taşınan muadil kurumlardan mali hakları aynı kalarak taşınan ve diğer kurumlarda olduğu üzere lojman ya da konut yardımı gibi imkanı olmayan tek kurum BDDK personeli… Velhasıl, bu meseleyi magazinleştirmek doğru değil… Ortada bir sorun var. "Eşit işe eşit ücret" uygulaması dünyada insan hakları, eşitlik ve adalet bağlamında ortaya çıkan bir konsept olarak kulağa hoş gelse de tartışmalı bir konudur. Kamu kurumlarında müfettiş, denetçi, uzmanlar özel sınavla girdikleri kurumlarda özel yetişme prosedürlerine tabi oluyorlar. Epeyce meşakkatli bir görev yapıyorlar. Üstüne bir de düşük maaşlarla, yüksek kiralarla boğuşmaları isteniyor. Bu sürdürülebilir değil. Torba yasada ilgili madde geri çekilir ya da çekilmez ama eşit ücret düzenlemesinin kamuda adalet yerine adaletsizlik getirdiği ve düzeltilmesi gerektiği aşikar!
Yorum Yazın