Biliyorum, yangınlardan dolayı hiç kimsenin tadı, tuzu yok… Ülkece kilitlenmiş durumdayız… Ben konuyu dağıtmak istemiyorum ama dikkat çekici başka bir olay anlatacağım bugün...
Yangınlarla bağlantısı var mı, bilmiyorum. Öğrendiğime göre, devletin ilgili kademeleri bu konuda araştırma yapıyor. Ne çıkacağını önümüzdeki günlerde daha iyi anlayabiliriz.
Hatırlarsınız, Türkiye'de yangın felaketleri 28 Temmuz'da Antalya Manavgat'ta başladı. Ondan sonra diğer bölgelerde peş peşe orman yangınları çıktı. Yangınların başladığı tarihten sadece üç gün sonra yani 31 Temmuz'da ise Tarım ve Orman Bakanlığı'na bir siber saldırı gerçekleşti. Dün epeyce konuyu araştırdım. Tarım ve Orman Bakanlığı'nı, Cumhurbaşkanlığı Dijital Ofisi'ni, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nu aradım, ilgilerle konuştum. Gece yarısı gerçekleşen ve 4 saat süren siber saldırıda bakanlığın çok önemli verileri hedef alınmış… Çiftçi Kayıt Sistemi'nden Türkiye'deki hayvancılık varlığına, bitkisel üretim verilerine kadar her şey… Hacker'lar bazı makinaları şifrelemiş… Saldırganlar zararlı yazılımla verileri boşaltmaya çalışmışlar… Kurumun içindeki bilgisayarlara enfekte oldukları tespit edilmiş… Bakanlık bilgisayarlarının siber saldırı altında olduğu fark edilmiş… Tarım ve Orman Bakanlığı, BTK, Dijital Dönüşüm Ofisi devreye girmiş… Koordinasyon halinde saldırı girişimi önlenmiş…
Edindiğim bilgilere göre, şu anda herhangi bir veri kaybı yok. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın veri saklama merkezinin bakanlığın dışında başka bir yerde olduğu belirtiliyor. Şu anda şifrelenen makinalar kriminal laboratuvarlarda inceleniyor. Cumhuriyet Başsavcılığı'na da suç duyurusunda bulunuldu. Siber Suçlarla Mücadele birimleri konuyu yakın takibe aldı.
Dediğim gibi, sonuçta ne çıkar bilmiyorum. Ancak yangın hadiselerinden birkaç gün sonra Tarım ve Orman Bakanlığı'na böyle bir siber saldırı girişimi yapılıyor olması zamanlama açısından iyice irdelenmesi gereken bir husus…
Tabii, bu tip saldırılar ne ilk ne son olacak.
Siber alan yeni dünya düzeninde çatışma biçimi…
Üstelik, çoğu zaman savaştığınızın kim olduğunu bilme şansınız dahi olmuyor. Çünkü, siber uzayda fiili savaşçıların kimliklerini gizleyebilme becerisi var. O yüzden istediğiniz ülkeye de kuruma da şirkete de savaş açmak ya da saldırıda bulunmak kolay hale geldi. Türkiye de istatistiklere göre, en çok siber saldırı yapılan ilk 5 ülke arasında yer alıyor. İleride siber saldırı sayısı kaçınılmaz olarak daha da artacak. Hatta yaşantımızın ayrılmaz bir parçası haline gelecek. Ülkeler veya şahıslar sahip oldukları siber kabiliyetlerle korunaklı gördüğümüz nükleer tesisin bilgi ve işletim sistemine sızıp, petrol rafinerisini patlatabilir, ülkenin elektriğini kesebilir ya da savaş uçağını yanlış yönlendirebilir.
Yeni savaş düzenine biz de ayak uydurmalıyız. Önlemleri artırıp sistem yedeklemelerini, savunma kalkanlarını güçlendirmeliyiz.
Yorum Yazın