Değerli okurlarım, bu yazımda yakın tarihimizin önemli siyasetçilerinden, döneminde yaşanan siyasi gelişmelere tanıklık etmiş, çalkantılı siyasetin içinden geçmiş, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin eski başkanlarından Ferruh Bozbeyli’den söz etmek istiyorum.
Kahramanmaraş ilimizin Pazarcık ilçesinde 1927 yılında doğan Ferruh Bozbeyli 28 Temmuz 2019 tarihinde Ankara’da vefat etti.
Merhum Bozbeyli, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1957 yılında mezun oldu. 1962 yılına kadar İstanbul’da avukatlık yaptı.
1961 yılında yapılan Genel Seçimlerde Adalet Partisinden İstanbul milletvekili oldu. 1962-1965 yılları arası üç dönem TBMM Başkan Vekili, 1965-1970 yılları arasında da yine üç dönem TBMM Başkanı olarak hizmet verdi.
19 Ekim 1970’de TBMM Başkanlığı görevinden 13 Kasım 1970 tarihinde de Adalet Partisinden istifa etti.
1970-1978 yılları arasında da sekiz yıl Demokratik Parti Genel Başkanı olarak görev yapan Bozbeyli, bu görevinden de 16.05.1978 tarihinde istifa etti.
Sayın Bozbeyli siyasetin içinde bulunduğu dönemde önemli olaylara tanıklık etti. Başlangıçta 27 Mayıs 1960 askeri darbesini, sonra 12 Mart 1971 tarihinde gerçekleşen askeri muhtıra dönemini yaşadı. İçinde bulunduğu dönemde yaşadığı siyasi gelişmeler, onun siyasete bakışında, demokrasi sınavında önemli tecrübeler elde etmesini sağladı.
Bu bakımdan merhum Bozbeyli’nin anılarının ve siyasi faaliyetlerinin yer aldığı ‘YALNIZ DEMOKRAT, isimli eserinden derlediğim düşüncelerini okurlarımla paylaşmak istiyorum.
SİYASETLE İLK TEMASI VE 27 MAYIS ASKERİ DARBE DÖNEMİ
1946 yılında yapılan seçimlerde müşahit olarak gittiği köyün sandığında Demokrat Partiye bir oy çıkar. "Bu oyu sen attın, gerekçesiyle Bozbeyli’yi dövmeye kalkarlar. Halbuki kendisi oy kullanacak yaşta değil, o oyu kim atmış onu da bilmiyor."
1953 yılında Adnan Menderes’in Bakanlarından Mükerrem Sarol, Bozbeyli’nin kaldığı yurda gelmiş arkadaşıyla birlikte kendisini Demokrat Parti Eminönü İlçe binasındaki bir toplantıya davet etmiş. Böylelikle bir siyasi partiyle ilk teması gerçekleşmiş.
27 Mayıs 1960 tarihinde gerçekleşen askeri darbede, bizzat olayların içinde yaşaması merhum Bozbeyli’yi siyasi olaylara karşı bilemiş, Yassıada avukatlığı, günlük basını takip etmiş olması hepsi birden kendisini siyasi ortama hazırlamasına neden olmuş.
O dönem Yassıada da bir Başbakan ve iki Bakan’ın idamları gölgesinde siyaset yapmanın zorluğuna değinen Bozbeyli, anılarında Milli Birlik Komitesini idam kararlarını gizli celsede, zabıt tutmadan aldığını ifade ediyor.
İSMET PAŞA’DAN SİYASET DERSİ VE ATATÜRK
Anılarında merhum İsmet Paşa ile ilgili anılarına da yer veren Bozbeyli, Paşa’nın bir konuya öfkelendiğinde şu cevabı verdiğini açıklıyor:
"Ben evime hiçbir zaman politika götürmedim, götürmem. Evim benim huzur ülkemdir. Yalnız politikayı değil, dışardaki herhangi bir üzüntümü de götürmem oraya."
İsmet Paşa’ya göre Atatürk’ün en öne çıkan vasfı ‘politikacı, olmasıydı. Paşa’nın harp konusundaki görüşü ise şöyleymiş:
"Harbi başlatmak kolay da bitirmek zordur" Bozbeyi, bu sözün çok önemli olduğunu vurguluyor.
Anılarında Atatürk ile ilgili görüşlerine de yer veren Bozbeyli’ye göre; "Atatürk ile gelen en önemli bir numaralı yenilik, hukuka bağlı devlet nizamıdır, Atatürk şahsa bağlı olmaktan hukuka bağlılığı önemli gören bir insandı."
SİYASETİN CEMAATLER VE DİĞER GRUPLARLA İLİŞKİSİ
Ferruh Bozbeyli, Türk aydınının siyasette rol almasını çok önemli buluyor. Askeri kökenli olanların siyasete girmesini ise şu örnekle açıklıyor:
Süleyman Demirel 1969 seçimlerinde generalleri partiye kaydetti ama hiçbirini listeye koymadı.
Bozbeyli’ye göre "paşa olsun, profesör olsun, mebus olmak için geliyorlar" liste dolduruyorlar. Seçilmezlerse bir daha partiye uğramıyorlar. Tabii partili olanlar böyle adamları damgalıyor.
Adalet Parti’sinde görev yaptığı dönemde Süleymancılar ile Parti arasında önemli münasebetler kurulduğunu açıklayan Bozbeyli, dört veya beş Süleymancının mebus olduğunu belirtiyor.
Süleyman Demirel’in Süleymancılar ve Nurcularla iyi ilişkiler kurduğunu da anlatan Bozbeyli’ye göre bu dini grupların Meclis’te Süleymancılık veya Nurculuk yaptığını da hatırlamadığını anılarında açıklıyor.
DEMOKRAT PARTİDEN DEMOKRATİK PARTİYE GEÇİŞ
Merhum Bozbeyli’ye göre "Süleyman bey uygun kelam etmenin doğru söylemekten daha önemli olduğunu çok iyi bilen ve bunu ustalıkla yapan bir adamdı. Politikada da uygun kelam etmenin her zaman yeri olduğunu" bunun iyi bir şey olmasa da insanın yaptığını ifade ediyor.
Bozbeyli, 15 Ekim 1970 tarihinde Meclis başkanlığından istifa ediyor. Dilekçesine "Anayasamızın Meclis başkanına siyasi faaliyetlerini sınırlayan hükümlerin dışında kalmak ve milletvekilliği görevini serbestçe yapabilmek için Meclis başkanlığından istifa ediyorum." diye yazıyor. Ardından da 13 Kasım 1970 tarihinde Adalet Partisinden istifa ediyor.
18 Aralık 1970 tarihinde Demokratik Partinin kurucuları arasında yer alan Ferruh Bozbeyli, Başkan olarak görev yaptığı bu partiye 1970-1978 yılları arası sekiz yıl süreyle hizmet etti. 1973 seçimlerinde Demokratik Parti İstanbul Milletvekili seçildi.
DEMOKRATİK PARTİ DÖNEMİ VE 12 MART MUHTIRASI
Demokratik Partiye geçiş döneminde kendini hazır hissetmeyen ve endişeli olan Bozbeyli, Adalet Partisinden ayrılan arkadaşlarının teşvikiyle gönülsüz olarak yeni partinin kurucuları arasında yer alıyor ve partinin Genel Başkanı oluyor.
Partinin açılışında yaptığı konuşmada "Demokrasi demirbaşlık rejimi değildir. Tek adam sıfatı ancak Atatürk’e yakışır..." ifadesi partideki bazı arkadaşlarının tepkisine neden olmuş.
Yeni kurulan bir parti olarak 12 Mart muhtırasına da değinen Bozbeyli’ye göre "12 Mart Muhtırası verilmese belki de Türkiye’nin siyasi tablosu değişecekti."
Demokratik Parti, Meclis’te Muhtıranın okunmasına karşı çıkıyor, çünkü bunun hukuki dayanağının olmadığı ifade ediliyor.
Bozbeyli anılarında, ara rejim dönemlerinde insanların siyasetten uzaklaştığını, umutsuz olduklarını, umutsuz olmayınca tekrar demokrasiye dönüş olacak mı, olmayacak mı şeklinde tereddütlerin arttığını ifade ediyor.
Demokratik Parti’de olduğu dönemde 1973 ve 1977 seçimleri yapılıyor, ne var ki parti 1973 seçimlerinde gösterdiği başarıyı 1977 seçimlerinde gösteremiyor. 1973 seçimlerinde üçüncü olan parti, 5 Haziran 1977 tarihinde yapılan seçimlerde büyük oy kaybına uğruyor ve yalnızca bir milletvekili çıkarabiliyor.
Bozbeyli verdiği ani bir kararla 1977 seçimleri sonrası 16 Mayıs 1978 tarihinde partisinden istifa ediyor ve siyasi hayattan çekiliyor.
BOZBEYLİ’YE GÖRE SİYASET VE SONUÇ
Bozbeyli 1977 de yapılan seçim sonucunun kendini olumsuz etkilediğini ve halkın artık kendisini siyasette görmek istemediğini düşündüğünü anılarında ifade ediyor.
Onun siyasi hayatta gördüğü önemli hususlardan birisi şu: "Kötülükler ve yanlışlıklar sığınacak bir yer bulduğu müddetçe o yanlışlıklarla mücadele etmek daha zor oluyor. Onu himaye edenlerle de mücadele etmek gerekiyor. Kötülükler sığınacak bir yer bulmamalı, kötülükler ortada kalmalı ki, kimse sahip çıkmamalı ki, bir daha kötülük yapmaya korksun insanlar.,
Siyasetçinin kafasında en değerli şey; rakamların ifade ettiği şeydir. Çünkü siyasetçi bilir ki rakamlar seçim kazandırır insana.."
Başından geçip de çözemediği bir hususu ise şöyle açıklıyor:
"Bunlardan birisi şu: siyasetçi, kendi siyasetinin önüne hukuk ve ahlak çıktığı zaman tereddüte düşüyor, bir şey yapmak istiyor ama hukuka aykırı, kanunlara aykırı yahut ahlaka aykırı. İşte o zaman acaba ahlakı çiğnesem mi çiğnemesem mi? Çünkü o siyasetini yürütecek, yapsam mı yapmasam mı? Orası siyasetçinin imtihan olduğu yerdir. Bu imtihanı kazanan da var kazanmayan da var."
Bu bakış açısına göre günümüz siyasetçileri hukuka dayalı ahlaklı siyaseti kazanıyor mu, kaybediyor mu? Sorusu ile toplum olarak yüzleşmek zorundayız.
Merhum Ferruh Bozbeyli’yi vefatının dördüncü yıldönümünde rahmet ve saygıyla anıyorum.
Atıf ÖZGEN
İnsani Değerler Derneği Kurucu Üyesi ve Denetleme Kurulu Başkanı
e-mail: ozgenatif@gmail.com
Yorum Yazın