Geçmiş günlerde yalancıların, PKK ile işbirliği yapanların meşruiyetlerini kaybedecekleri ihtimalinden söz etmiştim. Bu sadece bir tahmin. Ayrıca Siyasi Partiler Kanunu'nda yalancılara özgü maddeler yok. Yani dileyen milletvekili çok rahat yalan söyleyebilir, söylüyor da. Bir de küfürbazlar var. Bu da galiba toplumsal bir gelenek olarak kabul ediliyor.
Ben fantezi olsun diye bunların milletvekilliği meşruiyetlerini kaybedeceklerinden söz etmiştim, ama bazıları o kadar ciddiye aldı ki iki gündür televizyonlar, makaleler ve sosyal medya benim bu sözlerim üzerinde gelişiyor.
SERBEST FIRKA GERÇEĞİ
Ben bugünün siyasetini yazarken genellikle dün ne oldu diye de bakarım.
Örneğin, dün Atatürk'ün ölüm yıldönümüydü ve acaba Atatürk'ün iktidar döneminde devlet, siyasi partilere nasıl davrandı?
Aklıma gelen en yakın örnek Serbest Fırka. Londra'dan bir büyükelçi getirtilip Serbest Fırka kurduruluyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin tekeli kırılsın diye Atatürk'ün kız kardeşi bile bu fırkaya giriyor. Ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi'nin fiilen sözcüsü olan Cumhuriyet Gazetesi de Serbest Fırkacı oluyor.
Ne var ki bu fantezi, aslında halkın beklentisiymiş. Ege'deki ara seçimlerde ortalığı yıkıp geçiyor bu parti. Ve sonunda Başbakan İsmet İnönü isyan edince Serbest Fırka kapatılıyor.
Yani eğer Cumhuriyet tarihinden ilham alırsanız böyle örnekler var. Daha önce de Birinci Millet Meclisi'nde ikinci grubu oluşturan paşaların partisi kapatılıp paşalar da yargı önüne çıkartılmadılar mı?
HAİNLER ŞAPA OTURUR
Bugün 21. yüzyıldayız, her şeyin eskisi gibi olması gerekmiyor. İnsanların beyinlerini dondurup "Şunu yaz, bunu yazma" demek akıl kârı mıdır? Yani yalancıları, küfürbazları, PKK yanlılarını, FETÖ'cüleri öveceksin ve bunlara sınırsız meşruiyet tanıyacaksın; bunun aksini söylediğin zaman da "Vay efendim, Mehmet Barlas partilerin kapatılmasını, milletvekillerinin 150'likler gibi sınır dışı edilmesini istiyor" diyeceksin.
Aklı başında olan her kişi ve Türk siyasetinin geçmişi hakkında biraz bilgi sahibi olanlar, benim yazdığım yazılardaki fantezileri de anlar. Ama şaşıyorum. Mesela ciddiyetine çok güvendiğim Abdulkadir Selvi bile işi ciddiye almış.
Bundan sonra da yarım yüzyıldır yaptığım gibi gözlemlerimle gerçekleri yorumlamaya çalışacağım. Sonuçta gerçekler daima haklı çıkar. Yalancılar, küfürbazlar ve hainler de şapa otururlar. Bu ebedi gerçeği unutmayalım
Yorum Yazın