Geçtiğimiz günlerde Covid 19 aşısı olan Yeşilçam’ın usta ismi Selda Alkor, GÜNAYDIN’a konuştu. “Doktorlar ve hemşireler büyük titizlik gösterdi. Çok rahat ve steril ortamda aşımı oldum. İkinciyi de önümüzdeki günlerde olacağım” diyerek ekledi: “Sağlık sistemimiz çok güzel işliyor. Türkiye’nin her yerine büyük bir ciddiyetle sağlık hizmeti götürülüyor.”
Usta oyuncu Selda Alkor, Yeşilçam günlerinden Türkiye'nin sağlık sistemine kadar GÜNAYDIN'a özel açıklamalar yaptı. Halkın içinden gelen bir sanatçı olduğunu dile getiren Alkor, "Hayatımda aktris gibi davranmadım. Pazara gider, toplu taşımaya binerim" dedi.
■ Geçtiğimiz günlerde Covid-19 aşısı oldunuz. Neler söylemek istersiniz?
Aslında aşı sürecinin başında biraz korkuyordum. Çünkü aşı hakkında bir sürü söylenti dolaşıyordu. Hatta şöyle söyleyeyim, "Ben aşı olmayacağım" diyordum. Ama sonra fikrine çok güvendiğim doktorlara danıştım ve aşı olmam gerektiğini söylediler. Eşimin ailesi de "Mutlaka olmalısın" diye ısrar etti. Ben de onlara güvenerek sıram gelince aşımı oldum. Çok rahat ve steril bir ortamda aşım yapıldı. Doktorlar ve hemşireler çok büyük titizlik gösterdi. Aşının bende hiç yan etkisi olmadı. İyi ki oldum. İkinci dozu da önümüzdeki günlerde olacağım. Sağlık çalışanlarına minnettarım. Salgın boyunca büyük özveriyle çalışıyorlar. Canları pahasına mücadele ediyorlar. Sağlık sistemimiz de çok güzel işliyor. Aşılanma süreci de çok iyi yürütülüyor. Türkiye'nin her yerine büyük bir ciddiyetle sağlık hizmeti götürülüyor.
■ Türk halkının kalbinde ayrı bir yeriniz var. Bunu nasıl başardınız?
Hayatımda aktris gibi davranmadım. Ben halkın içinden gelen bir sanatçıyım. Halkla iç içe yaşıyorum. Pazara giderim, toplu taşıma kullanırım. En çok da metroyu tercih ediyorum. Yıllar önce yurt dışına gittiğimde "Niye bizim ülkemizde metro yok?" derdim ve kıskanırdım. Ama ülkemize de geldi ve çok güzel oldu. İstanbul'daki metro ulaşımı için önceki belediye başkanları çok emek harcadı, emeği geçen herkese teşekkürler. Kadir Topbaş'ı geçtiğimiz günlerde kaybettik. Onu da bu vesileyle anmış olalım.
ÜZÜLDÜM
■ Topbaş'ı tanır mıydınız?
Evet. Beyoğlu Belediye Başkanlığı döneminden beri tanırdım. O yıllardan itibaren sanatçılara çok destek olmuştur. Sanatçıdan hiçbir şeyi esirgemedi. Sanatçı dostu olmuş bir başkandı. Çok üzüldüm vefat haberini alınca... İstanbul için çok güzel projeleri gerçekleştirmişti. İstanbul'umuzu lalelerle donattı. Ben Hollanda'ya gittiğimde "Keşke bizim ülkemizde de olsa" demiştim. Kadir Bey, lale bahçeleri ile İstanbul'u güzelleştirdi. Ben de kendisine bu hizmetinden dolayı teşekkür etmiştim. O, İstanbul için büyük hizmetler vermiş bir başkandı. Nur içinde yatsın.
MESLEĞİM SAYESİNDE YÜZLERCE ÇOCUĞUM OLDU
■ Uzun yıllar devam eden mutlu bir evliliğiniz var. Sanat dünyasında bu kadar uzun süre evliliğini devam ettiren az sayıda insan var...
Hülya Koçyiğit ve benim dışımda az insan var. 68'de tanıştım eşimle ve dört yıl sonra da evlendik. 50 yılı aşkın bir süredir birlikteyiz. Evlilikte anlayış çok önemli. İyi günde de, kötü günde de yan yana olabilmek gerekiyor.
■ Anne olmayı tercih etmediniz mi?
Çocuğum olmadı. Tedavi de oldum birçok kere ama Allah nasip etmedi. Tevekkül eden biri olduğum için çocuğumun olmamasını sorun etmedim. Mesleğim sayesinde yüzlerce çocuğum oldu ama. Bu açıdan çok şanslıyım.
YEŞİLÇAM'LA ALAY EDİLDİ AMA ŞİMDİ KIYMETİ ANLAŞILDI
■ Yeşilçam, uzun süre bir kesim tarafından küçümsenmesine rağmen halk tarafından hâlâ büyük ilgi görüyor...
Uzun süre Yeşilçam'la alay edildi. Ama bugün baktığımızda Yeşilçam'da ne kadar kıymetli filmlerin yapıldığını görüyoruz. Türk senaristlerin elinden çıkmış, bu toprakları anlatan hikayelerdi. Hepsi bize hitap ediyordu. Diyaloglar bizim insanımızın dilinden oluşuyordu. Daima kötü insanlar kaybediyor, iyi insanlar başarıya ulaşıyordu. Yeşilçam'ın kıymeti artık çok daha iyi anlaşılıyor. Yeni nesil, siyah beyaz filmleri dahi zevkle izliyor.
HİÇBİR DİZİ 'ASMALI KONAK'IN REKORUNU KIRAMADI
■ Siz bugüne kadar birçok önemli dizide rol aldınız. Örneğin, 'Asmalı Konak' üzerinden yıllar geçse de hâlâ konuşuluyor... '
Asmalı Konak' çok özel bir yere sahip halkımız için. Hikayesi, oyuncuları, görsel zenginliği bambaşkaydı. Hâlâ izleyicilerin hafızasında. 'Asmalı Konak' efsaneydi ve öyle kalacak. Yüzde 82 izlenme rekoru kırdı atv'de. Bunu aşacak başka dizi de olmadı. Şimdi o kadar çok dizi yapılıyor ki... Ve birçok dizinin hikayesi de birbirine benziyor. Kalıcı olmuyor o yüzden. Samimi, halkın kalbine dokunan projeler kalıcı oluyor. Ben en son atv'de yayınlanan 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da oynadım. Ekibiyle, senaryosuyla çok güzel bir proje. İyi ki yer aldım.
PANDEMİDE YAKIN ARKADAŞLARIMI KAYBETTİM
■ Bu süreçte çalışma hayatınıza da ara verdiniz, öyle değil mi?
Evet. Vaktimin çoğunu evde geçiriyorum. Pandemi sürecinin en çok etkilediği sektörlerden biri sinema oldu. Ben bir film için hazırlanıyordum. Ama çekimlere ara vermek zorunda kaldık. Umarım bir an önce bu süreç biter. Hayatım boyunca tevekkül eden biri oldum. Pandemi sürecinde yakın arkadaşlarımı kaybettim. Onların ölümlerine şahit oldum. Ölümden korkan biri değilim. Allah inancım çok yüksek. Her canlı ölümü tadacak. Hayat sahnesinde bize çizilen rol neyse, onu oynuyoruz. Demek ki bu zor günleri de yaşayacakmışım. Ama geleceğe hep umutla bakıyorum, herkese de böyle tavsiye ediyorum.
FİZİKSEL GÖRÜNÜMÜMÜZDEN DOLAYI TV'DE BİZE YER YOK
■ Ekranlarda bir süredir yoksunuz. Kendi tercihiniz mi?
Hayır. Belli bir yaştan sonra yapımcılar bizi tercih etmiyor. Bizim jenerasyondan hemen hemen kimse kalmadı ekranlarda. Oyunculuk mu, fiziksel görünüm mü önemli? Bunu sorgulamak gerekiyor. Fiziksel görünümümüzden dolayı yer verilmiyor bize. Halbuki biz kendi yaşımızın güzeli insanlarız. Hep genç insanların aşkları ve hikayeleri yer alıyor dizilerde. Bu ne kadar doğru bunu sorgulamak gerekiyor.
SİNEMADA BEN DE ENGELLEMELER YAŞADIM
■ Sinemamızın dört yapraklı yoncası içinde yer almıyorsunuz. Beşincisi olarak kendinizi görüyor musunuz?
Bu dört isim benden önce sinemaya başlamıştı. Büyük isimler hepsi de. Ben de aralarına katılabilmek için elimden geleni yaptım. Ama onların yakalayabildiği bazı filmler bana ulaşamadı ne yazık ki...
■ Engelleme mi oldu?
Tabii zaman zaman engelleme yaşadım. Ama olsun, Yeşilçam'da kaldığım kısa zaman için 100 filmin başrolünde oynadım. Bu bile büyük başarı. Benim kıskanma huyum yoktur. Tolerans sahibi ve sabırlı biriyim. Hep önüme baktım. Basında daha çok haberim çıksın diye çaba sarf etmedim. Yeşilçam'dan sonra dizi sektörüne geçtim. Dizi açısından bakarsak; benim gibi bu kadar çok iyi projede yer alan isim çok azdır. Şanslıyım.
KİMSE BANA ROL İÇİN 'DAHA ZAYIF OL' DEMEDİ
■ Dizilerde yapımcılar kilolu kadınlara başrol vermek istemiyor. Birçok kadın oyuncu da bu durumu eleştirdi. Siz bu konuda ne demek istersiniz?
Benim için doğal oyunculuk çok önemli. Kadınların görünüşleri üzerinden böyle yapılması çok yanlış. Genç kızlar başrolde oynayabilmek için hastalanmayı göze alarak zayıflamaya çalışıyor. Yazık ya... Herkes çok mu zayıf, etraflarına baksın yapımcılar. Yeşilçam'da bu kadar estetik kaygılar ön planda değildi. Halkı yansıtan oyuncular vardı Yeşilçam'da. Ben de hiçbir zaman çok zayıf olmadım ama bana kimse film çekerken "Daha zayıf ol" dememişti.
Yorum Yazın