Tuba Kalçık

Tuba Kalçık

Mail: gudfhdkf@hotmail.com

‘Umarım hapse girer de ben de rahat ederim’

Tuğçe Tayfur'un sosyal medya hesabından eski nişanlısı Burak Kalfa'ya yönelik yaptığı paylaşım gündeme oturdu. Paylaşımında yaşadıklarına isyan eden Tayfur'un sözleri beni derinden etkiledi. Bir kadın olarak kendisinin aylardır maruz kaldığı şiddeti cesurca dile getirdi Tayfur. Ben de bunu konuşmak için kendisini aradım.
Savcılığa başvurduğunu ve Kalfa hakkında uzaklaştırma kararı çıkartıldığını söylen Tayfur sözlerine şöyle devam etti:



"Uzun zamandır hem fiziksel hem de psikolojik şiddet gördüm. Elimde videoların var tehdidi karşısında başlarda elim kolum bağlıydı. Bu durumdan kurtulmak için de beni döverken, tehdit ederken onu videoya çektim. Yani bir bir delil topladım. Sonunda da savcılığa başvurarak ondan şikayetçi oldum. Uzaklaştırma kararı çıkmasına rağmen, benim sosyal medyamda yaşadıklarıma dair yaptığım açıklama sonrası hâlâ bana 'Elimde kasetlerin var, yayarım' diye tehdit mesajları atmaya devam ediyor. Bu durumu da savcılığa bildirdim.



Umarım hapse girer de ben de rahat ederim. Aylardır onun yüzünden çok kötü günler geçirdim. Beni dövüyordu, sahneye çıkarken vücudumdaki morlukları görünmesin diye makyözler kapatıyordu. Çevremdeki herkes şahit yaşadıklarıma. Sakinleştiricilerle ayakta duruyordum ama şimdi güçlüyüm. Bana, 'Ya sen öleceksin ya da ben' diye tehditler yağdırıyordu. Benim korkum kendimden dolayı değil, aileme zarar gelecek diye korkuyordum. Sosyal medyada paylaşınca bana onun mağdur ettiği birçok kadın mesajlar attı. Onun özgürlüğünün elinden alındığı gün ben ve mağdur ettiği diğer kadınlar özgür kalacağız."

BU AYMAZLIK SON BULMALI
Geçtiğimiz günlerde GÜNAYDIN'da okuduğum haber sonrası 'Pes artık' dedim. 'Bu kadar da olmaz' dersiniz ya, işte tam öyle bir haberdi. Dünyaca ünlü model Emily Ratajkowski daha önce de absürt diyebileceğimiz açıklamalarda bulunmuştu. Ama bu seferki sosyal medya paylaşımı bunun da ötesine geçti. 2 yaşındaki oğluna kırmızı oje sürerken bu anları sosyal medya hesabından paylaştı. Biliyorsunuzdur, Ratajkowski dünyada artık neredeyse bir akım haline gelen cinsiyetsizlik akımının temsilcisi gibi bir açıklama yaparak, 18 yaşına kadar çocuğunu cinsiyetsiz yetiştireceğini söylemişti. Bunun da devamını oğluna kırmızı oje sürerek getiriyor anlaşılan.
Bir yandan cinsiyetsizliği savunurken, diğer yandan da kız çocuğu gibi oje sürmek tam manasıyla aymazlık. İşin ilginç yanı, dünyanın bir sektöründe yeni bir akım olan 'cinsiyetsizlik' kendine geniş yer buluyor. Bu sektörlerin başını da moda çekiyor. Kadın-erkek kimliğinin ortadan kalktığı yeni bir insan modeli oluşturulmaya çalışılıyor. Bunun başını moda dünyası çekse de dizileriyle, filmleriyle medya dünyası da buna katkı sunuyor. Son yıllarda ülkemizde de popüler olan dijital platformlar üzerinden gerek Türk, gerek yabancı projelerimizde 'cinsiyetsizlik' akımının izlerini görüyoruz.
Sosyal öğrenme sürecinin cinsel kimliğin oluşmasında büyük bir etkisi var. Bu gerçeği göz önüne alırsak, içinde bulunduğumuz durumun yeni nesiller açısından vehametini daha net görürüz. Daha 2 yaşında olan evladını cinsiyetsiz yetiştireceğim diye kırmızı oje sürerek büyütürsen, o çocuğun ilerde mental olarak sağlıklı bir birey olmasını bekleyemezsin. Modernizm adı altında özgürlük kasayım, 'cinsel kimliğini 18 yaşında kendi belirlesin' gibi söylemler ancak toplumsal alanın dejenere olmasına katkı sağlar.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar