Hasan Basri Yalçın

Hasan Basri Yalçın

Mail: ljlsfjsdl@hotmail.com

Ukrayna’dan bir Avrupa bütünleşmesi çıkar mı?

Savaş sahada Rusya için pek iyi gitmiyor, ama algıları yönlendirme savaşını çoktan kaybetti. Batı kamuoyu uzun süredir ilk kez böylesi birlik ve beraberlik görüntüsü veriyor. Bu sadece siyasetin bilinçli ürettiği bir kamu diplomasisinden ibaret değil. Gerçekten tabana yayılmış bir Rusya nefreti var. Siyaset de bunun üzerine bindikçe biniyor.
Putin, "istenmeyen adam" ilan edilmek üzere. Batı'da gaza gelip rejim değişikliği beklentilerini dile getirenler bile çıkmaya başladı. Avrupalı devletler durumdan memnun. Pek çok kimse Rusya'nın Batı ittifakını toparladığını ve belki de Avrupa bütünleşmesine bile katkısı olacağını düşünüyor.
Ama bunlar genel itibarıyla olgunlaşmamış düşünceler. Ukrayna'dan Avrupa bütünleşmesi ya da doksanların dünyasına dönüş çıkarmak kolay değil. Avrupa kamuoyu sadece Putin bir tehdit olduğu için birleşmedi. Aksine Putin'in zayıflığı sayesinde cesaret buldu. Yani ortada bir tehdidin bulunması yeterli değildir. Zaten dikkat ederseniz Rusya sahada tökezlemeden önce böylesi bir birlik havası yoktu. Herkes kaçacak delik arıyordu. Şimdi herkes kahramanlık gösterisi yapıyor. Ukrayna beklenildiği gibi saatler içinde düşseydi kimse Rusya'nın karşısına dikilmezdi. Şimdi Rusya'ya yaptırım uygulamak daha az riskli görünüyor. Herkes o yüzden vagona atlıyor.
Ancak bu trenin gerçek anlamda yol kat edebilmesi için her şeyden önce bir lokomotife ihtiyacı vardı. Bütünleşme gibi işbirliği projeleri liderlik gerektirir. Mesela, doksanlardaki AB genişlemesi ve derinleşmesi asıl itibarıyla ABD'nin Batı ittifakı üzerindeki koruyucu rolle mümkün oluyordu. ABD, Ukrayna krizinde bile öncü bir rol oynamadı. Aksine "arkadan idare etme" (leading from behind) diyebileceğimiz bir yöntemde ısrar etti. Eğer Putin sadece kaba güce yaslanmasa ve Putin'in yaslandığı kaba güç bu bakar beceriksiz olmasa şimdi herkes Ukrayna'daki yönetim değişikliğinin üzerini örtmekle meşgul olurdu.
Ukrayna'dan direniş hikâyesi çıkarmak, bundan da Batı kamuoyunun değerler temelinde falan birleştiğini iddia etmek hayalcilikten ibarettir. Bir Ukrayna kazanmıyor, Rusya kaybediyor. İki Batılı ülkeler Ukrayna kazansın diye değil, Rusya kazansın diye uğraşıyor. Bu nedenle pozitif bir işbirliği yok. Kolay hale gelmiş bir ittifak var. İttifaklar ise bir düşman imgesine karşı kurulur ve o imge zayıfladığında ortadan kalkar. Geçici ittifakları kalıcı işbirliğine dönüştürmek için her şeyden önce bir liderliğe ihtiyaç vardır. Aksi takdirde her savaş sonrasında muzaffer ittifakın üyeleri daha çok birbirine düşme eğiliminde olur.
Ki henüz kazanıldığına dair sonuca varmak için de erken. Rusya'nın ne kadar çirkinleşebileceğini, tüm dış desteğe rağmen hâlâ Ukrayna'yı çiğneyebileceğini unutmayın. Gerçi bu saatten sonra Rusya sahada kazansa da savaşı kazanmış olmayacaktır. Ama yine de korku salmaya devam edecektir. ABD öncü rol oynamadığı müddetçe bu ürkek aktörler kendilerini güvensiz hissettiklerinden ortaklığa değil gizlenmeye eğilimli olacaktır.
Ama öyle ya da böyle Rusya'nın çakılmış olması hem Batı için hem de Türkiye için önemli. Sonuçları abartmadan takip etmekte fayda var.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar