Atv'nin dizisi BBCS'de (Ben Bu Cihana Sığmazam) bu hafta bir diyalog vardı ki, yeni dünya düzenini ve bu toksik düzende ABD ile İsrail'in rolünü tüm çıplaklığıyla ortaya koydu.
Ağabeyi, Cezayir Türk tarafından öldürülen CIA'nın Ortadoğu Koordinatörü George Begnall ile içeride kirli işlerini gördürdüğü Orhan'ın konuşmaları ibret vericiydi:
"Bizim buraya, bu Ortadoğu bataklığına nasıl baktığımızı çok iyi anlayamıyorsunuz. Biz burada bir savaşın tarafı olmayız. Önce savaşı çıkarırız, sonra tüm tarafları finanse ederiz. Savaşın sonunda barış anlaşmasını biz imzalattıktan sonra kimin kazandığı bizim için önemli olmaz. Sonra ezer geçeriz. Siz ülke olarak bunu çok iyi bilirsiniz.
ORHAN: Evet, 80 darbesinde "Bizim çocuklar başardı" deyişiniz hepimizin malumu.
CIA AJANI: Kıbrıs'tan çıkın dedik, çıkmadınız. Haşhaş ekmeyin dedik, ektiniz. Yunanistan'ı NATO'ya kabul edin dedik, etmediniz. Daha sonra "Darbe niye oldu, o darbeyi kim yaptırdı?" diye soruyorsunuz. Komik...
ORHAN: Artık sormuyorum. Bu konuda gayet netiz Bay Begnall.
CIA AJANI: Üzerinize alınmayın Orhan bey, bu sadece sizin ülkeniz için geçerli değil. Kennedy, İsrail'deki nükleer tesisi kapattırıp, Federal Rezerv Bankası'nın yetkisini İsrail'den aldığında neler oldu biliyorsunuz.
ORHAN: Bilirim... Tıpkı Federal Rezerv Bankası'nın hangi ailenin malı olduğunu bildiğim gibi...
CIA AJANI: Güzel... Altı ay sonra kör bir kurşun Kennedy'yi buldu. Sonra İsrail'deki nükleer tesis yeniden açıldı ve Federal Rezerv Bankası'nın para basma hakkı tekrar İsrail'in, yani o ailenin oldu. Libya'da, Mısır'da da aynı şey oldu. Başkanlarını biz seçtik, adam seçildiğini bile anlamadı. Sonra her şeyi onlardan topladık. Sonra da oturdukları iskemlenin bir bacağını kırmak yeterli oldu. Kucaklarına koyduğumuz her şeyi geri aldık.
ORHAN: Burası o saydığınız ülkelere pek benzemez Bay Begnall... Beni en can alıcı yerimden ele geçirmiş olmasaydınız...
CIA AJANI: Açlığın kol gezdiği ülkede vatanseverlik beklenmez Orhan... Ülkelerin ekonomileriyle neden oynuyoruz sanıyorsunuz? Sonuç olarak, oturduğun sandalyeden memnun ol ve şunu da aklından sakın çıkarma: Oyun bittiğinde şahı da piyonu da aynı kutuya koyar, rafa kaldırırız...
Türkiye'nin yeni sesi BBCS'den bu haftalık bu kadar..
Kızılcık Şerbeti köpürmez inşallah
Yakında Show TV'de yeni bir dizi başlayacak. Adı, Kızılcık Şerbeti... Dizinin yayınlanan ilk fragmanı büyük tartışma yarattı. Çünkü hikaye, yaşam tarzları birbirinden çok farklı iki ailenin çatışmalarla örülü ilişkilerini konu alıyor. Bir tarafta mutaassıp, muhafazakar, dini değerleri ön planda tutan bir aile, diğer tarafta Batı standartlarını benimseyen bir başkası...
Fragmanda fay hatlarının sivri uçlarının birbirlerine şiddetle battığını gözlemledim. Butikte yanında duran başörtülü kadın için arkadaşına "Bunlar da her yerde" diyen bir kadın vardı mesela. Başörtülü kadın da "Faşist" diye karşılık veriyordu. Bir başka sahnede "Faşist olmak, medeniyet düşmanı olmaktan iyidir" cümlesiyle uç notalara kadar sürükleniyordu mesele...
Kılıçdaroğlu'nun muhafazakarlardan oy tırtıklamak için ısıtıp ısıtıp sofraya sürdüğü sözde başörtüsü meselesi, neyse ki Erdoğan'ın karşı hamlesi ile Şah-Mat'a dönüştü. Yoksa bu tartışma bize yine seneler kaybettirebilirdi. Kızılcık Şerbeti de gündemi tam ensesinden kavramış görünüyor. Hani Kılıçdaroğlu'na milyonlar verseler, böyle bir tanıtım yaptıramazlardı diye düşünüyorum... Dizi inşallah olumlu ve uzlaşmacı mesajlar içerir de Kızılcık Şerbeti daha fazla köpürmez...
Gaf'let kürsüsü
Kocaeli'de genç kadını önce bıçaklayıp, sonra boğan, ardından da yorgana sarıp yakan cani Taner Yaylacı savunmasında "Öldürme niyetim yoktu" demesin mi?
Ne demiş?
"Ben ikinci şansa inanmam. Ölüyle işim, adamı gömene kadardır. Gerisini Allah'a havale ederim." (Atv'nin dizisi Ben Bu Cihana Sığmazam'da Cezayir Türk'ün sözü)
Zap'tiye
İBB'nin cenaze nakil aracından 445 kilo uyuşturucu çıktı. Teröristlerden gayrı uyuşturucu baronlarını da istihdam edenlerin taksiratını Allah affeder mi acaba?
Yorum Yazın