Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

Mail: hffhsyt@hotmail.com

Türkiye nasıl çağ atladı?

Benim neslimin ömrü, elaleme gıpta ederek geçti. "Gavur yapmış" diye diye büyüdük. Şimdi ise o yılların acısını çıkarırcasına yurdumun her köşesinde ayrı bir gurur anıtı yükseliyor.

'OOO PİTİ PİTİ'
Dizilerde kırmızı renkli Los Angeles asma köprüsünü görüp imrenirdik. Arabalı vapur kuyruklarında çile doldururken, "Bir gün bizim Boğaz'a da böyle bir şey yapılır mı?"nın hayalini kurardık. Şimdi üç köprü, bir tüp geçit arasında "Acaba hangisiyle karşıya geçsem?" diye "Ooo piti piti" yapıyoruz. İstanbul'dan Altınoluk'a giderken bile iki şahane alternatifimiz var. "1915 Çanakkale Köprüsü'nü mü kullansak, yoksa Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprülerini kullanıp, İzmir otobanından mı kaçsak?" diye fal açıyoruz. Otoban Polisi dizisinde ağzımızı bir karış açık bırakan Alman Autoban'ları artık burnumuzun dibinde. İstanbul'dan Ankara'ya 3 buçuk, İzmir'e 4 saatte gidiyoruz.



KUŞLARDAN KURTULUŞ
İtalyanlar bize yıllardır teknoloji fukarası, yakıt hortumcusu araçları kakaladılar. Biz de onlara kuş isimleri vererek vatandaşa çaktık. Nereden nereye?.. Bir yıl sonra dünyayı bile kendine hayran bırakan teknoloji harikası, yüzde yüz yerli üretim elektrikli otomobilimiz TOGG yollarda olacak.

TAKALAR MAZİ OLDU
Tarabya sahiline ne zaman insem ülkenin tek petrol arama "taka'sı" Sismik 1'in o hurda haline bakıp üzülürdüm, "Bununla mı petrol bulacağız?" diye... Bir ay Ege'ye açılsa, 11 ay bakım ve tamir görürdü çünkü. Sonraları Fransızlara, İtalyanlara kamyonla para verip, petrol ve doğal gaz arattık. Onlar da arıyor-muş gibi yaptılar tabii... Şimdi dünyanın en gelişmiş 4 petrol arama ve sondaj gemisi bizim envanterimizde. Müjdeler ise peş peşe geliyor.

ŞEHİR HASTANELERİ
Benim neslim, SSK hastanelerinde muayene için üç gün sıra bekledikten sonra eve gelip yabancı dizi ve filmlerdeki o pırıl pırıl hastanelere bakıp iç çekerdi. Şimdi şehir hastaneleri beş yıldızlı otelleri aratmıyor. Elin İngiliz'i, Arab'ı, Rus'u tedavi için bize koşuyor.

GURUR ANITLARI
Yıllar önce Frankfurt Havaalanı'na ilk indiğimde kendimi Uzay Yolu dizisinde sanmıştım. Şimdi Avrupa'nın en büyük havalimanı tüm görkemiyle benim kentimde.
Eskiden uçağa binmek de bir statü sembolüydü. Kadınlar uçak yolculuklarını evde düzenledikleri günlerinde komşularına allaya pullaya anlatırdı. Şimdi uçak yolculuğunun otobüsten bir farkı kalmadı. Dünyanın en prestijli havayolunun ismi ise THY...
Eskiden ABD lastik göndermedi diye jetlerimizi havalandıramazdık. Şimdi İHA'larımıza, SİHA'larımıza dünya şapka çıkartıyor. İlk yerli üretim muharip uçağımız ise seneye göklerde...
Almanya'dan babamın getirdiği çikolata ve şekerlemeleri mahallenin bütün çocukları iştahla beklerdi. Şimdi dünyanın bisküvi, şekerleme ve çikolata ihracatçıları arasında ilk 5'teyiz.

ŞAHANE STATLAR
Filmlerde renkli televizyon izleyenlere de imrenerek bakardık. Hatta stadyumda ilk maça gittiğimde çimenin rengini görüp şaşırmıştım. Çünkü o güne kadar futbol oynanan tüm yerler benim için griydi. Şimdi ulusal kanal ve haber kanalı sayısında dünya şampiyonluğuna oynuyoruz.
Spor muhabirliğimin ilk yıllarında bir kare fotoğraf çekebilmek için İnönü Stadı'nın çamuruna bulanmam gerekirdi. Koca Beşiktaş, Şeref Stadı'nın deniz kabuklarıyla harmanlanmış kum zemininde antrenman yapardı. Denize kaçan topları almak için top toplayıcı çocukların elinde uzun saplı kepçeler bulunurdu. Şimdi pırıl pırıl 38 tane 40 bin kişilik stadımızla Dünya Kupası düzenlemeyi bekliyoruz.

TV BİZDEN SORULUYOR
Benim jenerasyonum unutmaz; Komiser Columbo'nun, Altı Milyonluk Adam'ın, Dallas'ın, Kökler'in yeni bölümü için gün sayardık. Şimdi dünyanın en önemli dizi ihracatçısı olduk. Düşünün; bir de kılcal damarlarımıza sızmaya çalışan paralel hainler, terör örgütlerini başımıza musallat edenler, darbeyle elde edemediklerini ekonomi komplolarıyla gerçekleştirmeye çalışanlar olmasa şimdi kim bilir nerede olurduk?..

Şeref Kürsüsü
İzmir Urla'da yorgancılık yapan 61 yaşındaki yorgancı Nazlı Akgün, kendisine bırakılan bohçanın içinde bulduğu 17 Reşat altınını sahibine iade ederek 'namuslu esnaf nasıl olur'un dersini verdi.

Zap'tiye
Sevgili ev hanımları, yemek stoklamak için 12 gününüz kaldı. 29 Ağustos'ta Müge ile Esra, Atv ekranlarına dönünce, ocaktaki yemeklerin yine dibi tutacak. Hatırlatayım dedim...

Ne demiş?
"Aşk, doğum sancısı gibidir. Yakınlaştıkça sevgiye dönüşür." (Volkan Konak'ın magazin muhabirlerine yaptığı aşk tarifi)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar