Birincisi 2008 yılında düzenlenen Türkiye Afrika Ortaklık Zirvesi üçüncü kez İstanbul'da toplandı. Zirveye toplamda 41 Afrika ülkesi katıldı. Hem Türkiye'nin bu zamana kadar Afrika ile geliştirdiği işbirliği ele alındı hem de önümüzdeki dönem için vizyon ortaya konuldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Zirve'de yaptığı konuşma aslında Türkiye'nin Afrika'da ne kadar yol kat ettiğini rakamlarıyla ortaya koyuyor. 2005 yılında Türkiye'nin Afrika'da yalnızca 12 büyükelçiliği varken bugün bu sayı 42'ye yükseldi. Afrikalı ülkelerin ise Türkiye'de sadece 10 büyükelçiliği varken şimdi toplamda 37 büyükelçilik var.
Aslında bu rakamların kendisi bile ilişkilerin gerçekten hızla geliştiğini göstermeye yeter. Fakat açılan büyükelçilikler aynı zamanda Türkiye'nin Afrika ile diğer alanlarda da bağ kurmasını sağlıyor. Öğrenci burslarından tutun da Türkiye'nin Afrika'daki eğitim faaliyetlerine kadar birçok alanda oldukça kurumsallaşmış bir işbirliği var.
Ancak anladığım kadarıyla bu ilişkiler artık iki konuda daha da yoğunlaşacak. Birincisi savunma sanayii alanı ikincisi ticaret. Erdoğan konuşmasında en güncel ticaret rakamlarını da paylaştı. 2020 yılında Türkiye'nin Afrika'yla ticaret hacmi 23 milyar dolar olmuş. 2021 yılında da muazzam bir sıçrama olması bekleniyormuş. Şu an itibariyle ticaret hacmi 30 milyar doları aşmış. Bu rakamı 75 milyar dolara çıkarma hedefi açıkça zikredildi. Dahası Afrikalı ülkelerin birçoğu Türkiye'nin savunma sanayii ürünleriyle de yakından ilgili. Yakın dönemde Türkiye bu bakımdan Afrika'nın en büyük sağlayıcılarından bir haline bile gelebilir.
Şu rakamların hepimizi sevindirmesi gerekirken özellikler sosyal medyada ve siyasetin içinde birtakım kimselerin Afrika'ya burun kıvıran ve hatta küçük gören yaklaşımlarını izledikçe insan üzülmeden edemiyor.
Mesela Zirve'ye katılan Komor Adaları Devlet Başkanı Türkiye'yi destekleyici birkaç açıklama yaptığı için twitter'da linç edilmiş. Bu kafa yapısını anlamak mümkün değil. Dünyanın zayıf ülkelerini küçümseyen ve hatta onlarla ticaret yapıp Türkiye ekonomisine girdi sağlamayı bile hor gören bir mantık maalesef ülkemizde çok yaygın.
Halbuki ne Çin ne ABD ne de hayranlık duydukları hiçbir gelişmiş ülke Afrika ülkeleriyle yapılacak ticareti küçümsemez. Ama bizdekiler Ortadoğu veya Afrika'yla ticaret yapmayı bile alay konusu yapar.
Hayranlık duydukları Batı'nın çeperinde bir yarı sömürge konumu almayı kabul eden bu eziklik ülkemizin en temel zihniyet sorunlarından biri.
Dünyanın gelişmiş ülkeleri bile Afrika'daki fırsatlardan faydalanmak isterken bizdeki burnu büyük ezikler fakir ülkelere ihracat yapmayı bile hakir görmeye kalkıyor. Sanırım asıl dönüştürmemiz gereken yer burası.
Yorum Yazın