İstanbul halkı kendi felaketini 23 Haziran 2019 tarihinde tekrarlanan seçimle Ekrem İmamoğlu’nu Belediye Başkanı yaparak yaşamıştı. Böyle birinin İstanbul gibi kutsal bir şehre belediye başkanı olduğu günden bu yana da felaketini yaşamaya devam ediyor. Koltuğa oturduğunun birinci ayında İstanbul halkı sel felaketiyle boğuşurken, pozlar verdiği Bodrum tatilinden zahmet edip dönüp gelmemesi, baskılar sonrası gelip bir gün durup geri tatiline dönmesi ve tepkilere lakayt bir şekilde “Tatil, bazen insanlara yakışmıyor, bana tatil de yakışıyor” cevap vermesi, onun İstanbul halkına hizmet etme gibi bir gayesinin olmadığını netleştirmişti.
Bu olay hafızalara kazınmışken ama o yine akıllanmadı. Elazığ depreminin ardından Palandöken’e kayak tatiline gitmesi de büyük tepki görmüştü. Elazığ’a uğruyor, görüntüsünü veriyor. Oradan ailece tatile gidiyor. Elazığ’da acılar, feryatlar yükselirken bu adam Palandöken’de “Buraların keyfini çıkarın” diye kameralara açıklama yapacak kadar insanlığı da zayıf birisidir.
Kendisinin en büyük destekçilerinden Yılmaz Özdil “Hakikaten yakışmadı” diyerek, Barış Yarkadaş “41 insanın ölmesinin ardından Ekrem İmamoğlu’nun o tatile gitmesi, o fotoğrafları vermesi yanlış olmuştur” diyerek, Fatih Portakal da “İmamoğlu’nun depremin hemen sonrası tatil fotolarını paylaşmasını ben de doğru bulmuyorum. Aile içinde yaşamalıydı” diyerek toplum baskısından hamamın namusunu kurtarmak için tepki göstermek zorunda kalmışlardı. Ekrem İmamoğlu’nun en büyük tetikçileri bile düşen maskeyi tescillemişlerdi. Ekrem İmamoğlu o günlerde de adeta edep-adap bilmeyen haline “Benim tarzım bu, toplum da buna alışacak, ben alışılageldik bir siyasetçi değilim” sözleriyle meydan okuyarak sahip çıkmıştı.
Belli ki Ekrem İmamoğlu Türk-İslam değerlerinden uzak, Türk töresinden bihaber, milletin milli ve manevi değerlerine yabancı birisidir. Bunu binlerce kişinin azmettirici katili olan PKK’lı terörist Demirtaş için “çizgisini çok beğendiğini” söyleyerek ve 15 Temmuz’un milli kahramanı şehit Ömer Halisdemir’in isminin bir caddeye verilmesine “Anadolu Caddesi bizim için değerli bir cadde ve değerli bir isim, kaldı ki o caddede bir takım kavramlar ve temalar üretiyoruz. Şehit Ömer Halisdemir’in isminin uygun olup olmadığı da tartışılır. Onun ismini verirsek isim enflasyonu olur” sözleriyle karşı çıkarak göstermiş birisidir. Cadde ve caddenin ismi değerli ama 15 Temmuz’un milli kahramanı ve ismi değersiz…
Ekrem İmamoğlu’nun bu tür örneği çok ama biz son tartışıldığı konu olan, vatandaşlar tarafından CİMER’e şikâyet edildiği konu üzerinde duralım. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “Fatih Sultan Mehmet Han Türbesi’ni ziyareti sırasında saygısızlık yaptığına ve HDP belediye başkanlarını ziyaret ederek görevini kötüye kullandığına” yönelik ihbarlarla ilgili herhangi bir soruşturma bulunmadığını belirterek, İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan inceleme neticesinde soruşturma izni verilmesi halinde gerekli değerlendirmenin yapılacağını bildirerek bir netleşme sağladı.
Görüldüğü gibi konular Ekrem İmamoğlu’nun mağdur rolünü oynayacağı konular değil. Birincisi külhanbeyi gibi Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesine girmesi, diğeri de terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklıktan dolayı görevden alınan HDP’li Belediye Başkanlarına sahip çıkmasıdır. İstanbul’a yaptığı hizmet yok ama kendi rezilliklerinden bile mağdur rolü çıkarmaya çalışıyor.
Vatandaş, Ekrem İmamoğlu’nun Türk büyüklerine olan davranışlarını saygısızlık bulmuş, PKK’lılarla içli-dışlı oluşunu ihanet görmüş, CİMER’e şikayet etmiş… Ekrem İmamoğlu saygısızlığı, ihaneti kendine hak görüyorsa vatandaşın da onu devlete şikâyet etmesi haktır. Buradan mağdur çıkmaz, çıksa çıksa Ekrem İmamoğlu adına kepazelik çıkar.
Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesine külhanbeyi gibi girmesindeki şüphemizi artıran, Yunan medyasının onu seçimleri kazanmasının ardından “Pontus kökenli bir Rum” olarak tanıtması ve “İstanbul’u fetheden Yunan” başlığıyla manşetler atması olmaktadır. Ekrem İmamoğlu’nun geçmişte Pontus haritaları önünde sırıtarak poz vermesi de şüphelerimizi kat kat artırmaktadır.
Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesinde o tür yürüyüşü ancak Yunan medyasının böyle sahip çıktığı birisi yapabilirdi. Ekrem İmamoğlu da onu yapmıştır. O yürüyüşün temelinde başka mesajlar yatıyor. Proje Ekrem, o yürüyüş mesajını çok bilinçli verdi. Yunanistan ve Batı da gereken mesajı aldı.
PKK’LI SEVDASI NEDEN?
Ekrem İmamoğlu’nun CİMER’e şikayet edildiği konulardan birisi de HD(P)KK’lılarla çok samimi olmasıdır. Kendisi İstanbul halkına hizmet edilsin diye seçilmiş birisi ama Diyarbakır’a gidip PKK’ya hizmet ettiği için görevden alınan HDP’li Belediye Başkanlarına sahip çıktı.
Ekrem İmamoğlu’nun Diyarbakır’a gidip poz verdiği Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı kim?
Hakkında “PKK terör örgütü üyesi olmak” suçundan 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verilen ve şu an cezaevinde olan Selçuk Mızraklı…
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olur olmaz ilk faaliyeti PKK’lı leşler için saygı duruşunda bulunmak olan Selçuk Mızraklı’ya sahip çıkan birisi Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına, şehitlerimize, gazilerimize hakaret etmiş olmuyor mu?
Görevden alınan bu PKK’lıları korumak için Avrupa’ya giderek, orada konuşma yapıp Türkiye’yi şikâyet edecek kadar rezilliğin içine dahi girmiştin.
Anlatsana Ekrem İmamoğlu bu PKK’lılara duyduğun sevdanın sebebi nedir?
Etnik köken dayanışması mı, CHP’nin ihanet politikalarına uyum mu yoksa basit bir şekilde İstanbul’da HDP’lilerin seni desteklemesi mi? Seçim kampanya danışmanın Necati Özkan bu durumu “CHP’li seçmenin %98’i Ekrem İmamoğlu’na oy verirken, HDP seçmeninin %100’ü sandığa giderek Ekrem İmamoğlu’nu desteklemiştir” diyerek tescillemişti.
“HDP’lilerin başımın üstünde yeri var. HDP’lilere layık olmaya çalışıyorum” dedin, terörist Demirtaş’ı en büyük sevdalın yaptın, PKK’lı teröristlerin kitaplarını belediye bünyesinde sattırdın, İmralı ve Kandil’den talimat almadan hareket edemeyen HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan’ın Kadınlar Günü’nü Heval Meral’i de yanına ekleyerek kutladın.
Dikkat çeken bu HD(P)KK’lı sevdanı vatandaş şikâyet etmeyecek mi, tepki göstermeyecek mi?
Bu ihanetleri göstere göstere yapıyorsan elbette tepkilere de katlanacaksın.
Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesinde külhanbeyi gibi saygısızlık yapıp gezeceksin, PKK’lılarla sarmaş-dolaş olacaksın ama bu hallerden bile mağdur rolü nasıl yaratırım diye sen ve algı merkezlerin yırtınacak. Bu durum yüzsüzlükten başka bir şey değildir.
Türk milletinin milli ve manevi değer yargılarından uzak, geldiği günden bu yana İstanbul’da boş lakırdıdan başka hiçbir şey ortaya koyamamış birini bugün Cumhurbaşkanı adayı olarak sürekli gündemde tutuyorlar. Sinsi, kurnaz, yapmacık, hiçbir sözü güven vermeyen bir adamdan nasıl bir fayda bekliyorlar acaba?
Ondan Yunan memnun olur, PKK’lılar, FETÖ’cüler memnun olur da, Türk milleti hangi özelliği için memnun olacak?
İstanbul’u nasıl yönettiği ortada, ihanet kokan düşünceleri, davranışları ortada… Bir tane olumlu özelliğini söyleyin, biz de hakkını teslim edelim. Var mı?
Yorum Yazın