Türk siyasetinin kara mizah sembolü Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz hafta MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi hedef alarak “Biz sizin gibi değiliz. Dün söylediklerimizi, dün tükürdüğümüzü bugün yalamayız biz. Ne söylediysek, sözümüzün arkasındayız” cümlesini kurdu. Bu cümleyi kuran kişinin on dakika önce söylediğini inkâr eden bir tipleme olduğu düşünüldüğünde cümlesi oldukça trajikomik olmaktadır.
Kemal Kılıçdaroğlu bu cümlesiyle neyi kast etmektedir?
Bu cümlesiyle en fazla “Dün AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’ı çok ağır eleştiriyordunuz, şimdi Cumhur ittifakını kurdunuz” diyebilir. Var mı bunun ötesi?
Zaten CHP ve kuyruklarının MHP’ye yönelik propagandalarının temelinde de bu var.
Fakat Kemal Kılıçdaroğlu’nun “AKP ile niçin ittifak kurdunuz?” demeye ve daha ötesini söylemeye yüzü var mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin altına imza attıkları “Cumhur ittifakı protokolü’nde” AK Parti ve MHP’nin niçin yanyana geldikleri, hangi şartlarda ittifak kurdukları “Cumhur İttifakı esasen, 15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün teşebbüs ettiği hain darbe ve işgal hareketi sonrasında, Türkiye’nin maruz kaldığı saldırılara karşı yerli ve milli bir duruşun doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Zira 15 Temmuz 2016, ülkemiz için her bakımdan dönüm noktası ve yeni bir başlangıç olmuştur” cümleleriyle tarihe not düşüldüğü halde “15 Temmuz kontrollü darbe girişimi ve tiyatro” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun rahatsızlığı elbette gayet net anlaşılmaktadır.
Ama 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası 35 gün AKP’nin peşinden “koalisyon kurmak için” koşan Kemal Kılıçdaroğlu hangi yüzle Cumhur ittifakının beraberliğini sorgulamaktadır?
Kaldı ki şu sözlerin sahibi de Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
“AKP ile koalisyon kurulmazsa çok üzülürüm.”
“AKP ile ön yargısız, kırmızı çizgisiz, 17-25 Aralık’ı dayatmadan, Türkiye için her türlü ödünü vermeye hazırız.”
‘’AKP ile ön yargısız bir şekilde görüşeceğiz; 17-25 Aralık konusunda rövanşist olmayacağız.’’
Bu hal tükürüp tükürüp yalama hali değil mi?
AKP’nin MHP’ye uzak olduğu 2015 yılında AKP ile koalisyon kurmak için paspas olan ve tükürdüğü herşeyi yalayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün sanırım en çok rahatsız olduğu konu Cumhur ittifakı birlikteliğiyle PKK’ya kan kusturulmasıdır.
MHP o tarihte ilkeler ve kırmızı çizgiler ortaya koyarak AKP ile koalisyon kurabileceğini belirtirken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Her türlü ödünü vermeye hazırız” sözleriyle tükürdüğünü yalamanın sanatını icra ettiğini mi anlayacağız?
“Dün söylediklerimizi, dün tükürdüğümüzü bugün yalamayız biz” derken tam olarak neyi kast ediyorsun Kemal Kılıçdaroğlu?
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a geçmişte yönelttiği ağır eleştirileri mi kast ediyorsun?
O halde sadece eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile aranızda geçen şu yakıştırmaları hatırlatıp, sorularımızı yöneltelim:
Kemal Kılıçdaroğlu Ahmet Davutoğlu’na :
“Davutoğlu ileri derecede geri zekâlı”
“Davutoğlu, Türkiye’nin en çapsız Dışişleri Bakanı’dır”
“Yetersiz”
“Herhalde onu (Davutoğlu) dinleyen pek çok ülke -affedersiniz- kıçıyla gülmüştür”
“Nasıl bir akademisyendir bu?”
“Davutoğlu’nun espri zekâsı gelişmemiş, karikatür gibi adam. O devleti bilmez, tanımaz, ayakları yere basmaz, ne söylediğini bilmez.”
“Davutoğlu artık bir çocuk gibi mızmızlanmayı bırak”
“Be etkisiz eleman”
“Davutoğlu ‘namusluyum’ diyorsan bu dört bakanın dokunulmazlığını da kaldır. Hırsız hırsızı korur.”
***
Ahmet Davutoğlu Kemal Kılıçdaroğlu’na:
“Kılıçdaroğlu cahil ve çakma Gandhi”
“Kılıçdaroğlu kendisini taziye için aradığım gün bile hakaretlerine devam etti”
“Kılıçdaroğlu adam olmadığını göstermiştir, insan olmadığını göstermiştir“
“Kılıçdaroğlu edepsiz ve akılsızdır”
“Kılıçdaroğlu tıbbı muayeneden geçmesi gereken bir hastadır”
“Seviyesiz”, “Terbiyesiz”, “Küstah”
“Ben O’nu adam sınıfından da saymıyorum; adam müsveddesi demeyi bile kendisine çok görüyorum.”
“Kılıçdaroğlu, hatim ne demek bilir mi?”
“Hayatım CHP zihniyetiyle mücadele etmekle geçti”
Daha 6+HDP’nin birbirine dediklerinin tamamını hatırlatmıyorum. Bu iki siyasi tipleme yeterli örnektir.
Kemal Kılıçdaroğlu sen karşılıklı birbirinize en ağır hakaretleri ettiğiniz Ahmet Davutoğlu ile niçin yanyana geldin?
“Onunla %99 aynı şeyleri düşünüyoruz” noktanız nasıl oluştu?
Sayın Erdoğan ve Bahçeli milli konularda tavizsiz duruş sergilerken, terörle mücadelede en kararlı adımları atarken, sizin projeniz nedir?
Terörist Demirtaş’ı ve etki ajanı Osman Kavala’yı kurtarmak mı?
HD(P)KK’nın her alanda savunuculuğunu yapmak mı?
Kemal Kılıçdaroğlu “Büyük Ortadoğu projesini hayata geçireceğiz” diyerek duyurduğun ABD politikalarını bölgede hayata geçirmek mi?
Her ikinizin ve ittifak ortaklarınızın Kürdistancı olması mı?
Sizin birlikteliğinizin Türk milletine, topluma, bölgeye ne gibi bir hayrı vardır ve olacaktır?
Bir tane örnek verebilir misin?
Cumhur ittifakının birlikteliği terörle mücadelede kararlılık örneği sergilerken, siz ancak terör örgütlerine nasıl sahip çıktığınıza dair örnekler gösterebilirsiniz?
Cumhur ittifakı Karabağ’ın Ermeni işgalinden kurtarılmasına zafer marşları söylerken, siz Ermenistan lehine ağıtların nasıl yakıldığını “Türkiye Azerbaycan’a silah yardımı yaptı” propagandasıyla gösterdiniz.
Özetle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli Cumhur ittifakı protokolünde yer aldığı gibi milli davalarda, konularda tavizsiz duruş sergilerken, Kemal Kılıçdaroğlu ve onun ittifak ortakları ABD, AB, PKK, YPG, PYD, FETÖ ve Türk düşmanları nereyi işaret ederse orada durmaktadır. Fransa Marsilya’da terör örgütü PKK’ya kamp açtığına dair görüntüler ortaya çıktıktan 2-3 gün sonra Fransa’dan ödül almak için koşturup giden Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’ye verecek bir şeyi yoktur. Ama Türkiye’nin düşmanlarına her şeyini verecek durumdadır.
Böyle bir adamın “Tükürdüğünü yalamaktan” bahsetmesi gerçekten trajedidir.
2015 yılında “AKP ile koalisyon kurulmazsa çok üzülürüm” diyen Kemal Kılıçdaroğlu sen bize ne anlatıyorsun. Lütfen açık ol da, haline daha çok gülelim.
Yorum Yazın