Bunu tarihe bir kayıt düşme yazısı olarak görebilirsiniz.
Dilerim gerçek olmaz. Wagner’in darbe girişimini atlattı ama Putin çok büyük yara aldı. Putin darbeyi önledi ama tehlike tam olarak geçmiş değil. Çünkü ABD başkanı olduğu dönemde Putin’le yakın ilişkiler kuran Trump çok önemli bir uyarıda bulundu. Trump, “Sıradaki çok daha kötü olabilir” dedi. Çünkü ABD’nin öncelikli hedefi Rusya’yı yenilgiye uğratmak değil, Putin’i devirmek. Rusya’da yönetim değişikliğini gerçekleştirmek. Trump, dostu Putin’i, “Birincisini atlattın ama ikincisini önleyemeyebilirsin” diye uyardı.
Trump’ı ciddiye almak gerekiyor.
İKİNCİ DARBE UYARISI
Çünkü CIA’in Wagner’in darbe girişiminin istihbaratını 2 ay önceden aldığı ve ABD Başkanı’nı bilgilendirdiği söyleniyor. Putin’in haber alamadığı darbenin istihbaratını CIA alıyorsa siz onu, bu işin içinde bir CIA bağlantısı var, diye okuyabilirsiniz.
Şimdi bu noktada Trump’ın uyarısı önem kazanıyor. Trump’ın en büyük seçim vaadi, Ukrayna savaşını bitirmek. Seçimi kazandığı takdirde Ukrayna savaşını bitirmeyi vaat ediyor. O nedenle ABD derin devletinin içinden Trump’a savaş karşıtlarından bilgi akışı olduğu anlaşılıyor. Trump, “Sıradaki çok daha kötü olabilir” dedi. Bu demektir ki CIA ikinci darbeye hazırlanıyor.
YEREL SEÇİMDE BİR DE BAŞÖRTÜSÜ SANDIĞI KURULUR MU?
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, başörtüsü konusunda Kılıçdaroğlu’nu bir samimiyet testine soktu.
“Eğer dürüstseniz, samimi iseniz başörtüsü meselesini Anayasa ile teminat altına alalım” diye çağrı yaptı.
Kılıçdaroğlu şimdi partisindeki isyanı bastırmakla meşgul olduğu için cevap verecek hali yok ama Erdoğan kararlı.
Ekim ayında Meclis yeni yasama yılına başlayınca ilk gündem maddelerinden biri başörtüsüne anayasal güvence ve LGBT sapkınlığı karşısında aileyle ilgili düzenleme olacak.
YENİ TEKLİF Mİ GELECEK
Peki geçen yasama yılında Meclis’e sunulan teklif mi geçerli olacak yoksa yeni bir anayasa değişikliği teklifi mi getirilecek?
AK Parti kulislerini yokladım. Yeni bir durum değerlendirmesi yapılmamış. Eski metin de olabilir yeni Meclis ve yeni kabine ruhu esas alınarak yeni bir teklif de hazırlanabilir.
Biliyorsunuz Meclis’te tablo değişti. Başörtüsü teklifine destek verebilecek parti sayısı arttı. İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA ve Demokrat Parti’nin başörtüsü teklifine destek vermesi bekleniyor. Onların önerisiyle yeni bir teklif de hazırlanabilir. AK Parti’nin buna açık olduğunu hissettim.
YEREL SEÇİMDE ÇİFTE SANDIK
Böylece yerel seçimler öncesinde Meclis’te saflar yeniden belirlenmiş olacak. Eğer Meclis’teki oylamada referanduma gidecek bir sonuç çıkarsa, yerel seçimlerde belediye başkanları ile birlikte bir de başörtüsü oylaması yapabiliriz.
İMAMOĞLU, ECEVİT STRATEJİSİNİ KULLANACAK
EKREM İmamoğlu seçimden sonra değişim talebiyle ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu’na, sen kalk, koltuğa ben oturayım, dedi. Ama başarılı olamadı. Kılıçdaroğlu mücadeleyi seçti. Adaysan çık karşıma, kurultayda yarışalım, mesajını verdi. Birçok yorumcu, İmamoğlu’na, “CHP Genel Başkanlığı’na talipsen, bu iş, sen çekil koltuğa ben oturayım demekle olmaz. Ecevit, İsmet Paşa’yla mücadele etmiş, kazanmıştı. Sen de mücadele et, kazan” demişti.
MÜLKİYELİLER CUNTASI
Bu durum üzerine Ekrem İmamoğlu da strateji değişikliğine gitti. İmamoğlu şimdi İsmet Paşa’ya karşı Ecevit’in mücadelesini örnek aldı. İnönü’ye karşı ortanın solu hareketini başlatan Ecevit, “Mülkiyeliler Cuntası” denilen akademisyen ve siyasetçilerden oluşan bir ekiple çalışıyordu. Turan Güneş, Haluk Ülman, Deniz Baykal, Besim Üstünel, Ahmet Yücekök önde gelenler isimlerdi. Hepsi Mülkiyeli değildi, aralarında hukukçular da vardı. Ama CHP içindeki Jakobenler Nihat Erim, Kemal Satır ve Turhan Feyzioğlu’na karşı mücadele ettikleri için “Mülkiyeliler Cuntası” olarak anılıyorlardı. Ecevit hükümetlerinde bakan olarak yer alan bu isimler, daha sonra Ecevit’le ters düşerek yollarını ayırdılar ama Ecevit’i CHP Genel Başkanlığı’na taşıdılar.
LİDERLİĞE GİDEN YOL
Oran’daki evinin girişinde Ecevit’le sohbet ediyorduk. 12 Mart darbesi karşısındaki duruşunu sormuştum. Çünkü oradan CHP Genel Başkanlığı’na uzanan bir yol vardı.
“12 Mart müdahalesi olduğunda aydınlar destekledi. Ama ben 12 Mart müdahalesine karşı çıktım. 12 Mart’ın bize karşı, ortanın solu hareketine karşı yapıldığını savundum. Çünkü biz bir ekiple ortanın solu hareketini hazırlamıştık. İktidara geliyorduk, 12 Mart müdahalesi ile bu iktidarımız önlenmiş olacaktı. CHP Genel Sekreterliği’nden istifa ettim. Fakat 12 Mart’a o kadar büyük bir destek vardı ki, 12 Mart’ı adeta devrim olarak görenler bile vardı. Ankara’da aydınların olduğu çevrenin içine çıkarıyorduk. Bizi devrime karşı çıkmakla suçluyorlardı. Bunun üzerine Rahşan’la Anadolu’ya gitmeye karar verdik. Aydın Nazilli’ye gittim. Hiç unutmuyorum. Bir kahvehaneden içeri girdim. Kış olduğu için soba yanıyordu. Orada bir sandalyenin üzerine çıkıp bir konuşma yaptım. 12 Mart’ı ve CHP’nin 12 Mart’a destek vermesini eleştirdim. Bunun üzerine birisi, ‘Karaoğlan güzel konuşuyorsun, doğru diyorsun ama İsmet Paşa’ya karşı durabilecek misin?’ dedi. Ben, ‘Evet duracağım’ dedim. Bunun üzerine, ‘Tamam o zaman biz de senin arkanda duracağız’ dedi. Benim CHP liderliğine yürüyüşüm orada başladı” diye anlatmıştı.
ECEVİT STRATEJİSİ
Ekrem İmamoğlu’nun arkasında böyle bir demokrasi mücadelesi yok. Ama İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’na çekil demekle CHP Genel Başkanı olamayacağını anladı. Ecevit stratejisini uygulamaya başladı.
Manifestoyu hazırlamak üzere İmamoğlu’nun bir ekip kurduğu söyleniyor. Kurban Bayramı’ndan sonra İmamoğlu’nun bu manifestoyla birlikte bir de kadro açıklayacağı söyleniyor.
ADAY OLACAK MI?
Birinci adım manifesto, ikinci adım ise kadro olacak. Ama asıl önemli olan adım, genel başkanlığa aday olacak mı, olmayacak mı? Eğer bunları yaptıktan sonra aday olmazsa kaybedenler kulübünde yerini alacak demektir. Çünkü Ecevit, İsmet Paşa gibi tarihi bir şahsiyetle yarıştığı için önce CHP’ye genel başkan, sonra lider olmuştu.
Bakalım Ekrem İmamoğlu o cesareti gösterebilecek mi?
Yorum Yazın