Bir an durup düşünün lütfen... Bir ülke asrın felaketini yaşıyor; felaketin ilk anından itibaren devlet-millet el ele vererek hem enkaz altında kalanları kurtarmak hem de yaraları sarmak için canla başla çalışıyor. Yitip giden canlarımız yüreğimizi yakarken, canlı olarak çıkarılan binlerce insanımız hepimize moral oluyor. Ama sonra eski Türkiye alışkanlığını terk edemeyen belli güruhun yönlendirdiği birkaç kendini bilmez maşa, toplumu birleştirme gücü en yüksek olan sporun en yaygın türü futbol maçında, bu atmosferi bozmaya, yıkmaya yönelik tavır içine giriyor.
Siyaseti tribünlere taşıyan, paralı üç beş çapulcu üzerinden kaos yaratmaya çalışanlara en güzel cevabı, önce kulüp yönetimleri sonra da Kulüpler Birliği verdi. Hiçbir acı siyaset konusu yapılamaz, yapılmamalı. İktidar veya muhalefet ya da herhangi bir ideoloji, yaşanan acının sözcüsü ya da tarafı olamaz. Fakat geride bıraktığımız hafta sonu oynanan iki maçta kendini bilmez küçük bir grubun attığı slogan, birlik beraberlik ruhunun tam tersine kötülük, ayrılık, ayrılıkçılık amaçlayan tavırlardı.
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu ile bu konuyu konuşurken, hükümetin gündeminin bu tür münferit konular olmadığını da gördüm: "Maçlar, siyaset üretme merkezi değil; sporu siyasete alet etmeye çalışan bir avuç kişi sahipsiz kalmıştır. Asrın felaketini, devlet ve millet el ele yüzyılın birlik ve beraberlik dayanışmasıyla sarmaya devam edeceğiz. Kulüplerin yöneticileri ve Kulüpler Birliği bu tür olaylara müsaade etmeyeceklerini ve takipçisi olacaklarını çok net dille ifade ettiler. Böyle bir zamanda daha fazla kenetlenmemiz gerekirken fırsatçılık yapanlara asla izin vermemiz mümkün değil."
Afetin ilk gününden itibaren bölgenin tamamında çalışmalarına devam eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yla da konuştum. "Mesaimizi bölmesinler" sözünü hatırlattığım Bakan Soylu, "Marjinal bazı grupların yönlendirdiği çok küçük bir grubun ortaya koyduğu anlaşılan fitneye kimse sahip çıkmadı. Kulüplerin yaptıkları açıklama, keza Beşiktaş Çarşı Grubu da bu işe girmedi. Bu doğrultuda bakıldığında genelleme yapmak doğru olmaz. Sorumlularla ilgili idari ve yargı süreci başlatıldı" dedi. Soylu'nun bu sözlerinden konunun hem takipçisi olunacağı hem de buraya kadarki gelişmeler itibarıyla büyütülmesinin doğru olmayacağı anlaşılıyor.
***
DEPREM ÇOCUKLARINA PATLAMIŞ MISIRLI SİNEMA
Karınca kararınca herkes ve her kurum görülmemiş bir dayanışma sergiliyor. Asrın felaketinin yaraları, yüzyılın dayanışmasıyla sarılmaya çalışılıyor. Afetin ilk gününden itibaren kâh arama kurtarma ekipleriyle kâh yardım faaliyetleriyle sahada bulunan MHP ve Ülkü Ocakları şimdi de gıda, barınma, hijyen, inşa ve onarım ihtiyacı için devrede.
Binden fazla TIR'la yardım taşıyan, 2 bin 534 çadır kuran ve AFAD'a 38 milyon TL bağış yapan MHP ile Ülkü Ocakları şimdi de çadır kentlerde ve konteyner kentlerde yaşayan çocuklar için patlamış mısır eşliğinde açık hava sinemaları kurarak onların hoşça vakit geçirmesini sağlıyor. Bu soğuk havada içimizi ısıtan tüm böyle güzelliklerde emeği geçenlere yürekten teşekkürler.
Yorum Yazın