Hava iyiden iyiye bunaltmaya başladı.
Hele bir de demirci dükkanında közün başındaysanız, aman Allah'ım!
Evet evet, Kuruluş Osman dizi serimizden söz ediyorum.
Eve geldiğimde söylemesi ayıp, atleti sıksam şakır şakır ter akar, ama o kadar mutluyum ki...
Ne zaman sokağa çıksam, ümmetin hemen hemen her kültürden evladı tebessüm ederek, "Davut Usta" deyip benimle fotoğraf çektirmiyorlar mı, işte, bu her şeye değer!
Laf aramızda, insanın daha da fazla ter akıtası geliyor.
Bu hali, sadece Türkiye'de mi yaşıyorum sanıyorsunuz?
Son iki Almanya turnemde, belki de hayatında Türkiye'yi görmemiş ya da görmeyi çok istese de görememiş ümmetin farklı kültürlerinden evlatları, Köln, Düsseldorf sokaklarında, hem de Türkçe "Davut Usta" diyerek benimle fotoğraf çektirmiyorlar mı...
Birkaç kelimede olsa Türkçe, hatta bir kelime de olsa o kadar çok değerli ki, değil terim, kanım canım feda olsun!
Bir kelime, tıpkı vatan toprağı gibi...
Bazen bir tek kelime hayatımızdan elini eteğini çektiğinde, o kadar çok şey alıp götürüyor ki...
Mesela,"Vefa"...
Dün setten dönüp, televizyonda haberlere bakmak istediğimde, TRT AVAZ kanalı çıktı karşıma.
Ekranın solunda, "Ahmad Cevad İnciler Döker Yoluna Konseri" yazıyor, ekranda "Çırpınırdın Karadeniz" söyleniyordu.
O nasıl bir ses, nasıl bir yorumdur Saygıdeğer Azer Bey kardeşim!
Ekranda, şehidimin kanını taşıyan Al Bayrağım ve yeşili mavisi bir başka güzel bayrağım!
Marş bitiminde ise seyircinin muhteşem tepkisi...
Herkes ayakta ve ben de ayaktayım!
Biliyor musunuz, bu görüntü benim için o kadar önemli ki...
Sizi bilmem, ama biz ve bizden önceki nesiller Pazar Konseri ile büyüdük!
En tepeden en aşağıya kadar dünyanın en büyük bestelerini, dünyanın en önemli orkestralarından dinlemenin adını, "Pazar Kanseri" koymuştuk (!)
Bugün gibi hatırlıyorum, dönemin Kültür Bakanı Sayın Namık Kemal Zeybek Bey, yerli bale dedi, aman Allahım...!
Diğer tarafta da "Opera baleye tonlarca para harcanıyor " yakınmaları...!
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Siteminde beni en çok mutlu eden şey, çeşitli alanlarda kurulan kurulların arasında, Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Politikaları Kurulu'nun da olması idi.
Kimse kusura bakmasın şimdilerde de içim acıyor !
Neden mi?
Ülkemizde hala Konservatuvarlar, Güzel Sanatlar Fakültelerinde, bir tane Geleneksel Türk Tiyatrosu bölümü yok!
Hiç bir şehrimizde, bir tek meydan sahnesi yok!
Hala tiyatro, konser izleme oranında dünyanın en geri ülkelerinden biriyiz.
Dizi izlemede, dizi ihracatında ilk ikideyiz.
Ve pek övündüğümüz dizilerde, hangi Türkiye anlatılıyor, kimsenin umrunda değil!
Oysa, zamanımızın gelişmişlik kriteri, kişi başına düşen tiyatro, sinema, kitap, konser, müze, kısacası aylık bütçesinde kültür sanat ürünlerine ait kalem sayısıyla ölçülüyor.
Evet, Azerbaycan bizden çok daha çağdaş bir ülke...
Merhum Demirel, "Gelişmişliğin ölçüsü Dokuzuncu Senfoni ..." demişti de nasıl alay konusu yapılmıştı!
İtiraf edeyim, Milenyum Eşiğinde Türkiye' isimli meddah gösterimde ben de bu konuyu mizahi bir şekilde işledim.
Ah ki, ne ah...!
Hiç olmazsa, bizim çocuklarımız torunlarımız Ahmed Cevad dedemizin Asya'nın ilk operasını bestelediğini, merhum bestekarın bestelerini dinleyerek öğreniyor.
Bir şey demeliyim ki, sadece ülkemizde değil, dünyanın her hangi bir yerindeki Türk, bu konsere kanser benzetmesi yapmayacaktır.
Pazar Konseri, Pazar kanseri miydi?
Asla asla asla!
O müzikten, sadece çocukları yurt dışında okumuş mutlu azınlıktan başka anlayan, zevk alan yoktu.
Biz daha şehirleşmemiştik, dolayısıyla da yerli burjuvamızı oluşturamamıştık, oluşan da özenti olmanın ötesine geçemedi.
Ey, kendisini yerli burjuva olarak görenler, kültür sanat eserlerine sponsor olun...
Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Politikaları Kurulu'nun Saygıdeğer Üyeleri Anadolu coğrafyası üzerindeki ülkenin kültür, sanat politikası milli savunma politikası kadar önemlidir !
Dahası ...?
Kültür, sanat politikanız talip olduğunuz hedefe size yol açmıyorsa milli savunma politikalarınız da yeterli olmayacaktır!
Teşekkürler TRT AVAZ !
Yorum Yazın