Şu son üç yıldır öyle şeyler yaşadık, yaşıyoruz ki, kime sorsanız, kiminle şöyle ağız tadında sohbete otursanız konuşma, "Bitsin artık ..." sözünde ittifaka dayanıyor.
Düşünsenize, 2020' de bir kapandık pir kapandık, 2022 'de yasaksız, maskesiz kendimizi sokaklara nasıl attığımızı bilemedik!
Attık atmasına da ne sokakları bıraktığımız gibi bulabildik ne de kendimizi bildiğimiz dünyada bulabildik!
Kendimizi bulduğumuz dünya bıraktığımız dünya değil, bambaşka bir dünya...
Aslına bakarsanız, kendimizi biraz yoklayıp, şöyle bir arkamıza baktığımızda, en azından benim gibi yarım asrı geçmiş olanların dedelerinden, ninelerinden, bizzat yaşayanlardan duydukları, dinledikleriyle benzerlikler olduğunu görürüz.
Canımızı 2022'ye zor atıp, biraz nefeslenmiştik ki, içimizi yakan patlayan maden ocakları, İstanbul Taksim İstiklal Caddesi 'nde patlayan bomba...!
Ve Ecrin yavrumuz yaktı da yaktı ciğerimizi...!
Evet, çok ölümlere şahit olmuş, daha on beş, on altılarında sıra arkadaşlarının tabutuna omuz vermiş biriydim, lakin Ecrin yavrumuz hiç tatmadığım bir acı tattırdı bana!
Hele hele, kırılmış bir bebek arabasını gördükten sonra, torunumu arabasında yürütemez oldum!
Maskeler çıkmıştı, ama nefesleri ferahlatmamıştı.
Hazır mesafeler kalkmışken, attım kendimi Anadolu yollarına...
İstikamet Konya Kulu ve Ankara Şereflikoçhisar...
Kulu'da Kulu'yu ziyaret eden İsveç Başbakanı Fredric Reinfeldt'in ziyaret sonrası, İsveç'te yaşayan soydaşlarımıza, İsveç dışına on bin Euro'dan fazla para çıkaramama yasağı getirmesine ne demeli?
Sebep, Kuluların, "Bakınız bu güzel evleri sizin ülkenizde yaşayan insanlarımız yaptırdı " demeleri!
Ne yalan söyleyeyim, gülmeden edemedik!
Uzunca zamandan sonra geçirdiğim huzurlu bir gecenin ardından, kendimi Şereflikoçhisar Tuz Gölü'nün kenarında buldum.
Bol iyotlu havayla doldurdum ciğerlerimi...
Oyunumuzu sahneleyeceğimiz salonun önüne geldiğimde, ne göreyim, "Şereflikoçhisar Belediyesi Uğur Işılak Kültür Merkezi" yazıyordu karşımdaki tabelada!
Şerefli, onurlu, delikanlı duruşuyla yüreğimde müstesna bir yeri olan Sayın Uğur Işılak kardeşim, Şereflikoçhisarlı...
Gözlerim doldu, ama sevinçten...
Neden biliyor musunuz?
Kırk yılı aşmış sanat hayatımda, çok özlemini duyduğum bir güzelikle karşı karşıya kalmıştım!
Nerede şerefli Türk Askeri'ne kurşun sıkanlara methiyeler düzen bir sanatçı varsa, bir şekilde ya bir kültür merkezi ya da bir sanat kurumuna adı verilirken, yüreği Türk Milleti sevdasıyla dolu, Şerefli Türk Askeri'nin ayağına diken batsa yüreği yanan bir sanatçının adı, bir kültür merkezi ya da sanat kurumu için akla gelmezdi.
Verilmiş hamd olsun!
Allah sizden razı olsun, Şereflikoçhisarlılar!
Şerefli olmanın en olmazsa olmazı, vefadır!
Size çok teşekkür ederim, vefalı Sayın Memiş Çelik Başkanım.
Yorum Yazın