CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu pek gazetecilere dava açmayan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sürekli “Niçin gazeteciler hakkında dava açıyorsun? Niçin özgürce yazmalarına engel oluyorsun?” diyerek eleştiren ve gazeteciye açılan bir dava için “Dava açması yanlış olmuş, haberde ya da yorumlarda yanlışlık varsa tekzip yollanıp düzelttirebilirdi” şeklinde telkinde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu yazılarımdan nasıl rahatsızlık duyuyorsa tekzip yayınladığımız halde şahsıma 140 bin TL’lik tazminat davası açmış… Demek ki, çok incinmiş…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun gittiği yol, yol değildir. Yazılarımla onu rahatsız ediyorsam ne mutlu bana… Mevcut CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun ihanet politikalarına karşı mücadele etmek inanın vatan görevidir.
Bugün yine görevimizi yerine getireceğiz.
Gara operasyonu sonucunda CHP’nin terör örgütü PKK’nın alçaklıkları karşısında ismini anmadan kınama getirmesi beraberinde bazı tartışmaları da getirdi. Elbette HDP’nin ittifak ortağı olan CHP’nin, terör örgütü PKK’nın adını söylemeden yaptığı bir kınama, HD(P)KK’yı koruduğuna dair bir anlamı da ortaya çıkarıyor. CHP’nin siyasi projelerde HDP’siz bir hiç olması göz önünde bulundurulduğunda, CHP’nin bu tavrının HDP’yi incitmemek adına olduğu anlaşılmaktadır.
CHP’nin bu tavırları dikkat çektiği için bu durum önce parti sözcüsü Faik Öztrak’a soruldu. O “Telaffuz edilmesi örgütün propagandasının yapılmasından başka bir şey değildir” cevabını verdi. Birkaç gün sonra da Kemal Kılıçdaroğlu’na aynı soru soruldu. O da “Biz bir terör örgütünün reklamını yapmak zorunda değiliz” şeklinde sanki bu konularda çok hassasmış gibi cevap verdi. Her konuda HDP ile aynı düşünen birinin PKK’nın reklamını yapmamak gibi bir hassasiyeti olur mu?
CHP Genel Merkezi’nde HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar’a “Esenyurt ilçe başkanlığına yapılan operasyonda terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın posterleri ortaya çıktı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem operasyona ilişkin yöneltilen sorulara verdiği cevapta ayrıca daha önceki açıklamalarında da, ‘Herkes terörle arasında mesafe koymalı’ demişti. Görüşmede bu konu gündeme geldi mi? Ayrıca hem Abdullah Öcalan hem de PKK konusunda CHP-HDP arasında görüş farklılığı olduğunu düşünüyor musunuz?” diye bir soru yöneltildiğinde Mithat Sancar’ın “Bu konular gündeme gelmedi. Gelmediği gibi bu konularda bir sorun olduğunu da düşünmüyoruz. Sorduğunuz soruya arkadaşlarımız sürekli cevap veriyor yeterli olduğu kanısındayız” cevabını vermesi bile aslında CHP-PKK ilişkisine dair tüm tartışmaları bitirmesi lazımdı.
“Örgüt propagandası yapmamak adına”,” Terör örgütünün reklamını yapmamak adına” PKK ismini telaffuz etmiyorlarmış… Göz yaşartıcı hassasiyete bak sen!
Tam da bu duruma uygun Nasrettin Hoca’nın bir fıkrası aklıma geldi.
“Nasreddin Hoca’nın yanında seslice yellenen biri, kabahatini örtbas edebilmek için ayağını tahtaya sürtmeye başlamış. Hoca gülümsemiş;
- Haydi sesini uydurdun diyelim. Ya kokusunu ne yapacaksın?”
CHP’ye “PKK’nın adını vererek alçaklıklarını eleştir” dediğimizde kırk dereden su getiriyor. Ama terör örgütü PKK’ya sahip çıkılacak, korunacak, savunulacak olduğu vakit hiç reklamı olur, propagandası olur demeden bülbül gibi şakıyorlar.
Mesela “YPG terör örgütü değil. Vatanını korumaya çalışan bir oluşum”, “Türkiye’nin beka sorunu yok. YPG bize saldırmaz”, “Biz hapiste hasta yatan PKK’lıya da gittik, DHKP-C’liye de gittik. Hiç ayrım yapmadık” dediğinde Kemal Kılıçdaroğlu ne yapmaya çalışıyordu?
Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı operasyonlarında üç yüze yakın şehidimiz oldu, bu şehitlerimizin en az 200-250’sinin katili terör örgütü YPG iken Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı örgüt reklamı ve propagandasının kralı değil midir?
- “Biz PKK’yi silahlı bir halk hareketi olarak tanımlıyoruz. Biz bugüne kadar, 1990’dan bu yana kurulmuş hiçbir partimiz PKK’yi terör örgütü olarak tanımlamadı.”
- “Ben çok açık söyleyeyim; Halkımızın acısına sahip çıkmayan, PKK’lıların cenazesine gitmeyen HDP milletvekiliyle ilgili kusura bakmasınlar ben soruşturma açtırırım.”
- “Eğik bir baş olmaktansa, yanık iki ayak olmayı tercih eden PKK’lı gençler onurumuzdur, sahip çıkacağız. Sahip çıkmamak onursuzluktur, cenazesine, evladına sahip çıkmamak onursuzluktur, bu vahşete sessiz kalmak onursuzluktur. Biz böyle bir onursuzluğu kabul etmeyeceğiz.”
Mesela bu sözlerin sahibi terörist Demirtaş’ı “Suçu nedir, derhal serbest bırakın” diyerek ve “Cezaevinde kaldığı her süre onun şeref madalyası olacaktır” şeklinde savunan Kemal Kılıçdaroğlu terör örgütünün sembol isimlerine sahip çıkarak PKK reklamı yapmıyor mu?
Terör örgütü PKK’nın Suriye kolunun reklamını, propagandasını sadece Kemal Kılıçdaroğlu yapmıyor ki, yönetim kadrosu hep aynı kafadan ilerliyor.
CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek “Biz kardeşsek, sınırımızda başkası olacağına PYD olsun. Bizce hiçbir sakıncası yok” derken niye terör örgütü reklamı yapmıştır?
CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu “PYD Suriye’de kendi yaşamlarını korumaya çalışan oluşumdur, terör örgütü değil” derken niye terör örgütü reklamı yapmıştır?
CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke “Ne ben ne arkadaşlarım PYD’nin terör örgütü olup olmadığına dair bir değerlendirme yapacak istihbari bilgiye ve kurumsal yapıya sahip değiliz” derken niye terör örgütü reklamı yapmıştır? CHP eski Milletvekili Erdal Aksünger “PYD benim gözümde terör örgütü değildir” derken niye terör örgütü reklamı yapmıştır?
CHP Milletvekili ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun Dış Politika Başdanışmanı Ahmet Ünal Çeviköz “PYD bir siyasi oluşum, YPG ise onun askeri boyutudur” derken niye terör örgütü reklamı yapmıştır?
Görüldüğü gibi CHP yönetim kadrosu PKK ve kollarının reklam panosu gibidir.
Acaba Heval Kemal ve avanesinin okuması, yazması var mıdır?
Sürekli savundukları, korumaya çalıştıkları ve reklamını yaptıkları terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD-YPG’nin hiç sözde tüzüğünü okumuşlar mıdır?
Mesela terör örgütü PYD’nin sözde tüzüğünde geçen teröristbaşı Öcalan’a atıf yapılan şu ifadelere ne diyorlar?
“İkinci Madde: Partinin Esasları
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Kürt halkının lideri Abdullah Öcalan’ı kendi lideri ve Kürt halkının kongresi olan KONGRA GEL’i Kürdistan halkı için en yüksek yasama organı olarak kabul etmektedir.
Üçüncü Madde: Parti Üyeliği
A. Parti Üyesi Parti Üyesi: 18 yaşını tamamlayan ve Lider Öcalan’ın demokratik uygarlık metodunu, parti programını, iç tüzüğünü günlük hayatında temsil eden, bunlara inanan ve kabul eden, aylık aidat ödeyen kimsedir.
C. Parti Üyesinin Görevleri: 1. Lider Abdullah Öcalan’ın ve Kürt halkının değerleriyle gurur duymak, onlara bağlı olmak ve lideri esaretten özgürleştirmek için mücadele etmek
Cinsiyet Mücadelesi
PYD tüzüğü: Kürt halk önderi Öcalan’a bağlılığı şeref bilmeli ve onun özgürlüğü için mücadele edilmelidir. Demokratik Konfederalizm sisteminin oluşması için büyük çaba göstermelidir. Cinsiyet mücadelesi yürütülmeli ve kadının özgürlük çizgisine inanmalıdır.”
***
CHP’nin sahip çıktığı ve sürekli reklamını yaptığı PYD-YPG terör örgütünün sözde bu tüzüğüne baktığımızda “Terör örgütünün reklamını ve propagandasını yapmamak adına PKK ismini kullanmıyoruz” açıklamaları sadece bir aldatma ve ikiyüzlülüktür.
Terör örgütü PKK’nın alçaklığına, şerefsizliğine vurgu yaparak kınama yapmıyorlar ki, önümüzdeki süreçte siyasi projeler için HDP’nin oylarına ihtiyaçları vardır. HDP’yi küstürmek, üzmek, kızdırmak istememektedirler.
Kemal Kılıçdaroğlu son beş yıldır PKK’yı CHP’nin içine almış, CHP’nin tıpasını da kapatmıştır. İçinden ne HD(P)KK çıkabiliyor, ne de CHP HD(P)KK’yı içinden çıkması için bırakıyor.
Yorum Yazın