Lafı gevelemeden söyleyeyim: Bu hafta sonu imkanınız varsa, çocuğunuzu, yoksa yeğeninizi, kuzeninizi, komşunun çocuğunu alıp Atatürk Havalimanı'ndaki (Yeşilköy) Uzay ve Havacılık Teknolojileri Fuarı Teknofest'e koşun. Ben okulu nedeniyle bizim ufaklığı götüremedim. Ama sonradan çok pişman oldum. Çünkü orada öğreneceklerini hiçbir ders günü karşılayamazdı. Kısmetse, bu hafta sonu bu kez kızımla ziyaret edeceğim.
Peki neden ille de çocuğunuzla gidin? Cevap, festival afişlerinden birinde yazıyor: "Bir çocuk gelsin, bir uçağa dokunsun." Peki ne olacak dokununca? Belki içindeki ilk Türkonot'un fitili ateşlenecek. Ay'a ilk adımı atan Neil Armstrong "Uzay maceram 5 yaşındayken çizgi romandaki astronotu gördüğümde başlamıştı" diyordu bir belgeselde. Çocuğunuza bu fırsatı tanımalısınız.
Festivalde minikler sadece hava araçlarını izlemekle kalmıyor. Eğlence standlarında hem teknolojinin son nimetleriyle tanışıp ufkunu genişletiyor hem de hoşça vakit geçiriyorlar.
TEKNOLOJİDE BİRLEŞMEK
Başlıkta "Tek nefes" dedim ya, onu da anlatayım: Sarıklı, entarili, bastonlu dede ile saçını maviye boyatmış piercingli genç kız aynı hayranlıkla aynı uçağı izliyorlardı. Tamamen yerli üretim ilk tek kişilik hava aracımız Cezeri'ye bayıldım. Dev nakliye uçağımız Koca Yusuf'un önünde gururla fotoğraf çektirdim. İnsansız savaş uçağımız Bayraktar TB 2 -ki onu "Karabağ fatihi" diye anons ettiler- bir kez daha gönülleri fethetti. Yerli yapım savaş helikopterlerimiz Atak ile ilk yerli yapım çok amaçlı helikopterimiz Gökbey'in dansı, ardından Akıncı ve Hürkuş'un nefes kesen gösterileri ile mest oldum. Ve Türk Yıldızları ile Solo Türk... Gökten yıldız yağıyordu yıldız... En başından beri elindeki Türk bayrağını sallayan az ötemdeki delikanlı, sonunda dayanamayıp haykırdı: "Kahrolsun PKK. Bunlar onları cehennemlerine yollayacak..."
İSTEMEZÜKÇÜLER ŞAŞKIN
Sonra kahramanlarla sohbet etme fırsatı buldum. Suriye'de, Irak'ta, Karabağ'da düşmanın belini büken çakı gibi pilot yüzbaşılarla, binbaşılarla... Uçakların yanında vatandaşın tüm sorularını nezaket, sabır ve ilgiyle cevaplıyorlardı. Ben de içimdeki minneti sizler adına 'bizzat' onlara sunma fırsatı buldum. Festivale giden ve içinde bir nebze de olsa vatan sevgisi barındıran herkes, evine büyük bir moral ve motivasyonla dönüyordu. Çıkınca festival fotoğraflarımı sosyal medyada paylaştım katılımı teşvik etmek için... "Hiçbir şeyi beğenmiyorum"culardan bir işgüzar, muhtemelen siyasi kaygılarının da etkisiyle o helikopterlerin görüntüsünün altına yorum yapmış: "Bunlar yangın da söndürüyor mu?" Cevabı yapıştırmakta tereddüt etmedim tabii: "İstiklalin tutuştuğunda işte o yangını söndürüyorlar. Karabağ'da öyle yaptılar. İnşallah senin ihtiyacın olmaz!.."
Festivale giderken...
Giriş ücretsiz. Ama gitmeden önce Teknofest'in internet sitesinden dijital biletinizi alın. Yoksa uzun kuyruklarla karşılaşabilirsiniz.
Girişte şapka çıkartılacak bir güvenlik ve denetim uygulaması var. HES kodunuzu ya da aşı kartınızı yanınızda bulundurun. Eğer aşı eksiğiniz varsa, HES kodunuzun tarihi dolmuşsa, PCR testiniz eskiyse kapıdan dönebilirsiniz.
Unutmayın, Atatürk Havalimanı açık bir alan. Bir hayli rüzgar alıyor. Yanınıza bir ceket ya da hırka almayı unutmayın.
Sadece açık alandaki uçakları görüp gitmeyin. Mümkünse tüm standların içine girin. Orada karşılaşacağınız müthiş sürprizler var.
Yetişeceğiniz bir başka organizasyon varsa sık sık saatinize bakın. Çünkü insan kendini Harikalar Diyarı'ndaki Alice gibi hissediyor, zaman elinizden kayıp gidiveriyor.
İdolüm Selçuk Bayraktar
Süper kahraman olmak, pelerinini savurup oradan oraya uçmaktan ibaret değil. Selçuk Bayraktar gibi vatan sevgisini pervane yapıp, inançtan kanatlar takarak gökyüzünde Ay'dan Yıldız'a süzülen kişidir esas kahraman.
Havacılık alanındaki müthiş icat ve uygulamaları ile dünyayı kendine hayran bırakan Selçuk Bayraktar'ı her gördüğümde kulağıma aynı şeyi fısıldıyor sanki: "Siz yeter ki Türk gencine fırsat verin. Ona inanın, arkasında durun. Bakın o zaman neler yapıyor..."
Atatürk'ün "İstikbal göklerdedir" sözünü lafta bırakmayan Bayraktar, Teknofest'in açılış konuşmasını yaparken eşimle aynı anda aynı duayı etmişiz meğer: "İnşallah bizim evladımız da ileride onun gibi vatanına milletine faydalı bir genç olur."
Korumalıyız bu genci. Hem de gözbebeğimiz gibi...
Şeref kürsüsü
Elazığ'da dişini fırçalarken bıçaklanan Japon turisti ziyaret ederek çiçek verip millet adına özür dileyen Bülent Serttaş, gerçek Gakkoş'un nasıl olması gerektiğini herkese gösterdi.
Zap'tiye
Şov dünyasında makyajsız selfie modası hızla yayılıyor. Sıra geldi 'makyajsız siyasetçi' akımına...
Ne demiş?
"Sakın maskeyle sakız çiğnemeyin. Dışarıdan bakınca torbasından saman yiyen fayton atı gibi görünüyorsunuz." (Sosyal medyadan)
Yorum Yazın