Osmanlı Devletinde IV. Murat döneminde içki ve uyuşturucu çok yaygınlaşmış. IV. Murat hem ciddi istihbarat topluyor hem katı tedbirler uyguluyor. Şeyhülislam’ında içki içtiği üzerine bir ihbar almış. Hemen bir adamını göndererek haberin doğru olup olmadığının tespitini istemiş.
Padişahın görevli adamı Şeyhülislamı ziyaret etmiş. Şeyhülislam işi abartmış. Sadece kendi içmiyor. Misafirlerine de ikram ediyor. Hemen hizmetli içki servisiyle içeri girmiş. Ancak misafire bakmış mutad misafirlerden değil, riskli bir kişi olduğunu fark etmiş. Şeyhülislama:
-Efendim aşağı katta aşçımız sürekli içki içiyordu. Ben bunu size haber veriyordum. Ancak siz inanmıyordunuz. Yine içki içiyordu. Sırf inanasınız diye iki tane numune aldım getirdim, demiş.
Şeyhülislam mizansen bir şekilde öfkelenmiş:
-Bu kutsal çatı altında böyle münasebetsizlik istemem. Derhal o aşçıyı kovuyorum. Gidin haber verin, demiş.
Padişahın görevli adamı içinden şöyle değerlendirmiş. “Demek ki Şeyhülislamın haberi olmadan burada içki içiliyor. Bu da dışarıya Şeyhülislam içki içiyor şeklinde dedikodu olarak yayılıyor.” Bu düşünceler içinde oradan ayrılmış.
Padişahın adamı gidince Şeyhülislam hizmetçiyi çağırmış. Sonra:
-Al şu bir kese altını, derhal buradan uzaklaş. Ben benden daha zeki insanlarla aynı çatı altında çalışamam, demiş.
**
Osmanlıdan günümüze her yetkili sürekli sözünü tutturacağı, profili düşük, özgüveni olmayan, bilgisi yetersiz kişilere makam vererek hem kendine itaati garantilemiş oluyor hem de bu insanları yönetmesi kolay oluyor. Sonuç ne oluyor derseniz, devlet koskoca bir komedi oyununa dönüşüyor.
Yorum Yazın