Uzakdoğu'da bir grip türevi virüs ortaya çıktı, oradan bütün dünyaya yayıldı. Doktorlar maske, mesafe ve hijyen konusunda bütün dünyayı uyardı. Aşılar vuruldu tedaviler yapıldı, fakat ölümlerin önüne geçilemedi. Medya hastalığın büyüklüğü ve önemi konusunda tüm dünyaya yayınlar yaptı. Nice devlet başkanları öldü, hatta bunlardan bir tanesi de bizim devletimizin yöneticisiydi. Evet, 100 yıl evvel Uzakdoğu'da çıkan ve dünyayı kasıp kavuran virüsün adı, "İspanyol gribi" idi.
Sonra ne mi oldu? Dünyanın o güne kadar gördüğü en şiddetli savaş... Milyonlarca insan öldü, ülkelerin sınırları değişti, hanedanlıklar yok edildi, yeni süper güçler doğdu! Birinci Cihan Harbi oyunun ilk perdesiydi ve sancılı geçti.
Ne kadar tanıdık değil mi? Uzakdoğu virüsü, maske, ölümler ve ekonomik krizler. Günlerdir bir Franz Ferdinand bekliyordum, sanırım o da Donbask oldu. Yine başlangıcı Slav milletlerden gelen bir mücadelenin ayak sesleri.
Geçen haftalarda Amerika'nın çöküş dönemine girdiğinden ve yeni düzeninin doğu eksenli olacağından bahsetmiştim. Evet, Amerika çökecek, sonrası için müstakbel süper gücümüz de Çin gibi görünüyor. Peki, diğer ülkeler...?
Süreç gösteriyor ki, Avrupa, Rusya'nın Ukrayna politikasına karşı etkili bir ses çıkaramayacak. Çünkü, Rusya senelerce sessiz ve derinden öyle bir düzen kurdu ki, artık Avrupa'nın doğalgaz tedarikçisi konumunda. Avrupa olası bir probleme karşı, alternatif tedarikçiler bulmaya çalışsa da gazın geçeceği güzergahtaki ülkelerin birbirleri ile münakaşaları, gözleri tekrar Rusya'ya döndürüyor. Rusya da bunun bilincinde olduğu için rahat hareket edebiliyor.
Yıllarca Amerika'nın Ortadoğu ile uğraşması, Rusya ve Çin düzenlerini kurarken, onları göz ardı etmesine sebep oldu. Zaten, derin Amerika'nın da Çin'in yükselişine etkisi yadsınamaz. Yeni üretim merkezi Çin olacağına göre, bu malzemelerin de batıya ulaşması gerektiğine göre, Avrupa ve Asya arasındaki ülkeler yeni dönemin parlayan yıldızları olacak gibi. Rusya bunun farkında olduğu için, Kazakistan ve Azerbaycan-Nahcivan koridoruna gözünü kırpmadan müdahil oldu. Dünyaya yeni güzergahın sokak başlarını, ben tutacağım diyor. Hatta, müdahil olacağım alanı ne kadar büyük tutarsam o kadar iyi diyerek, Ukrayna politikasını uyguluyor. Avrupa'ya giden yolda, batıya bağlı bir Ukrayna'ya izin veremem, diyor. Ki zaten, bu mücadeleden galip çıkarsa, kendi güdümünde bir Ukrayna'yı da İpek Yolu zincirine eklemiş olacak.
Ukrayna meselesinde, Türkiye bir Nato üyesi olarak beklenen bir tepki verdi. Fakat, karşı taraf Türkiye'nin bu tepkiyi vereceğini beklediğinden, söz konusu açıklamalar, Türkiye ile diplomatik ilişkilerimizi etkilemeyecek açıklaması yaptı. Keza, dünkü telefon görüşmelerinin ardından, gündem olacak bir açıklama iki taraftan da gelmedi. Dünyaya, olan bitenin görüşmelere ve diplomatik ilişkilere engel olmayacağı gösterildi.
Bir yanda, Nato hakkında soru işaretleri doğuracağı aşikâr olan bir savaşın başlaması için, tüm tahrikleri yapan Biden hükümeti ve sesini çıkarmayan bir Avrupa ve her ne kadar durumu kınasa da görüşmeleri sürdüren Türkiye ve Çin; diğer yanda ise batının tarihsel gücüne aldanıp Nato ile ilişki kurmaya çalışırken, Rusya ile karşı karşıya gelen Ukrayna...
Önce salgın sonra kıvılcım. Mahşerin atlıları sırasıyla ortaya çıkartılıyor. Bu münakaşadan, Türkiye'nin de önde gelen ülkelerinden olacağı bir, "Dünya Düzeni" çıkacak gibi görünüyor.
Sonucu ne olursa olsun, savaşta sadece ordular zarar görmüyor. Yıllardır şahit olduğumuz gibi, en çok sivil halk etkileniyor, yani olayların çıkmasında hiçbir dahli olmayan insanlar...
Tamtam sesleri yükseliyor. Eğer, önüne geçilemeyecek bir savaş varsa istikbalde, Rabbim masumları yanan ateşten korusun. Kalın sağlıcakla.
Yorum Yazın