Türkiye yaklaşık 10 yıldır çok sayıda sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Tüm dünyanın çekindiği bir meseleyi büyük bir başarıyla, kazasız belasız şimdiye kadar yönetti.
Ancak nedense belli tarihlerde yabancı karşıtlığı körükleniyor. Ve bir anda Suriyeli sığınmacılar meselesi temel gündemimiz haline geliyor. En son belediye seçimleri öncesinde yoğun bir şekilde tartışılmıştı. Aradan yaklaşık üç yıl geçtikten sonra bir anda sosyal medyadan başlayarak yine gündem oldu. Kimi iktidara gelirse davulla zurnayla kovalayacağını, kimi de otobüse bindirip göndereceğini iddia ediyor.
Tabii ki bunların hiçbiri gerçekçi iddialar değil. Suriye'deki güvensizlik ortamında değişim yaşanmadığı müddetçe kimseyi zorla hiçbir yere gönderemezsiniz. Ancak maalesef son derece sorumsuz açıklamalar ortaya saçılıyor.
Bunu siyasi bir rant olarak gören, kısa vadeli hesap yapan bazı siyasetçiler bu tartışmayı alevlendirerek aslında ülkenin geleceğine de dış politikasına da zarar veriyor. Ortaya koydukları provokasyon tam da bu tarihlerde Türkiye'nin ayağına prangalar vurabilecek nitelikte. Halbuki tam da Suriyeli sığınmacılara ev sahipliği yapmış olmanın karşılığını alabileceğimiz bir döneme giriyor olabiliriz.
Türkiye, Suriye'de uzun yıllardır sert bir mücadelenin içinde. Suriye iç savaşı belli bir durağanlığa kavuşmuştu. Bir tarafta ABD korumasındaki PYD, diğer tarafta Rusya korumasındaki Esad rejimi zaten bu insanların kaçıp geldiği bölgeler olduğundan oralara dönüş zaten pek mümkün değildi. Ve durum kısa vadede değişmeyecek gibi görünüyordu.
Ancak Rusya'nın Ukrayna batağına saplanmasının ardından Suriye'de de önemli değişimler yaşanma ihtimali doğuyor. Hatta Rusya şimdiden belli miktarda gücünü Suriye'den çekmek zorunda kaldı. Belki de önümüzdeki günlerde yaşayabileceği çok daha derin krizlerin sonucunda Rusya, Suriye'deki varlığını tamamen sonlandırmak zorunda kalabilir. Son dönemde Türkiye'nin Suriye'de en fazla mücadele verdiği tarafın Rusya olduğunu düşünecek olursanız Rus dengesinin Suriye sahnesinden çekilmesinin Türkiye için yepyeni bir manevra alanı olacağını görebilirsiniz.
Hem ABD-PYD ortaklığına hem de rejime karşı Türkiye daha güçlü hale gelecektir. Pazarlık şansı da otomatik olarak artış gösterecektir. Mesela, PKK bölgelerinin temizlenmesini mi istiyorsunuz? Suriyelilerin geri dönüş hakkı bunun için büyük bir avantaj olacaktır. Mesela, rejime karşı avantaj mı istiyorsunuz? İşte o da doğmak üzere. Ve Suriyeli sığınmacılar buna da büyük bir katkı sunabilir. Mesela. Esad'lı bir çözüm mü istiyorsunuz? O senaryoda bile Suriyeli mülteciler, Türkiye'nin gelecekteki güvenlik inşasında önemli bir rol oynayabilir.
Eğer Rusya gerçek bir zayıflığa düşerse, ki bu kuvvetle muhtemel, tüm Suriye haritası yeniden çizilebilir. O nedenle ucuz popülizm zamanı değil. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Suriyeli sığınmacı meselesini öyle ya da böyle idare ettik. Şimdi bunu avantaja dönüştürme ihtimalinin olduğu bir saatte bu insanları düşmanlaştırmaya kalkmaktan vazgeçin.
Suriye iç savaşı öyle ya da böyle bir gün bitecek. Suriyeliler de evlerine az ya da çok dönecek. Türkçe öğrenmiş ve Türkiye'de kuvvetli bağları olan bu insanlar Türkiye'nin Suriye'deki devamı olabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her şeyden önce böylesi uzun vadeli bir siyaset planlaması içinde olduğunu düşünüyorum. İşte bu nedenle hâlâ en sorumlu açıklamaları o yapıyor. En somut projeleri o üretiyor. Birileri ucuz siyasi rantın peşinden koşarken Erdoğan bir Suriye stratejini ilmik ilmik örüyor. Suriyeli sığınmacıları onun içine konumlandırıyor. Sabırla bekliyor. Göreceksiniz, en uygun zamanda da harekete geçecektir.
Yorum Yazın