Teknolojinin insan hayatındaki yeri tartışılamayacak kadar önemli, özellikle son yüzyıldaki ilerleme her yeni gelen neslin bir önceki ile arasındaki uçurumu büyütüyor. Hatırlıyorum da babalarımızla dedelerimiz arasındaki hayat tarzı farkı çok değildi. Lakin 1980 sonrası doğanlar ile öncekiler arasındaki fark iyice açıldı, 2000 sonrası ise resmen dijital hayata doğdular.
Tabii, teknolojinin ilerlemesi hayatımıza katkı sağladığı kadar bir takım dezavantajlar da doğuruyor. Kılını kıpırdatmaya üşenen insanlar, bugünlerde hareketsizlikten kaynaklı birçok hastalıkla başa çıkmaya çalışıyor. Öte yandan günümüzde epey adından söz ettiren yapay zekâ teknolojisi birçok insanı işinden edecek gibi görünüyor. Robot teknolojisinin ilerlemesi de cabası. Kendi kendine giden arabaları, trenleri, dahası uçan araçları gördükçe, insanoğlu kaderini dijitalin eline bırakmak üzere denebilir.
Geçenlerde, cumhurbaşkanı adaylarımızdan biri, basit yargı meselelerini yapay zekâya bırakacağız, şeklinde vaatte bulundu! Sonra biraz araştırma ile gördüm ki, neredeyse hepsi aynı fikirde birleşmiş gibi! Yargı gibi önemli bir konuyu, dijital bir yargıcın eline vermek ne kadar etik olabilir. Bu tartışmalar şu anda az da olsa yapılıyor, ileride daha detaylı biçimde insanların önüne serilir. Basit yargı meselesi demek de ne kadar doğru, bilmiyorum açıkçası. Mevzubahis, adalet müessesesi olunca, bunun basiti zoru olmaz düşüncesindeyim. Bir insana verilecek para cezası ya da 2 yıldan az hapis cezası mı basit yargılama oluyor?
Ayrıca, geçenlerde bu yapay zeka uygulamalarından en meşhuru Chatgpt' ye sorduğum bazı soruların politik bir şekilde cevaplandığına şahit olmuştum. Demek oluyor ki, yapay zekâya verilen veriler neresi ve kimler tarafından veriliyorsa, o da ona göre değerlendirme yapıp, yönlendirme yapabiliyor. Neticede, bu cihazın "server" ları da birilerinin elinde olacak. Yalnızca kendisine verilen veriler üzerinde değerlendirme yapabilecek olan bir sistemden, ne kadar adaletli ve vicdanlı kararlar çıkar tartışılır.
Bu düşünceler aklımdayken, iş bu ya, sosyal medyada karşıma bir video çıktı. Malumunuz, Çin'de uzun zamandır sosyal kredi sistemi uygulaması hayata geçirilmiş durumda. Sosyal kredi sistemi de ne, diyenleriniz olabilir. Kısaca şöyle söylenebilir; Otoritenin belirlediği kurallar çerçevesinde bir yapay zekâ geliştiriliyor. İnsanlar kamera sistemleri, alışveriş kayıtları gibi farklı değerlendirmeler ile artı kredi ve eksi kredi alıyorlar. Bu, ülke çapında tüm vatandaşlara uygulandığı taktirde, dijital devlet sistemine geçilmiş oluyor. Mesela, kırmızı ışıkta geçen kişiye eksi puan yazılıyor ve bu eksi puanlar belli bir seviyeye gelirse, kişi bazı haklardan mahrum bırakılıyor.
Karşıma çıkan videoya dönecek olursak, Çinli bir kadın elinde bir sopa ile hastanenin kapısında randevu veren robota saldırıyor. Sebep ise, annenin sosyal kredi puanı düşük olduğu için, hasta olan çocuğuna randevu hakkı verilmiyor. Anne de hasta olan yavrusunu tedavi ettiremediği için almış eline sopayı sinir krizi halinde, randevu veren robota saldırıyor. Bu robota saldırması, muhtemelen kadının kredisini iyice dibe çekecek. Sanırım, belli bir seviyenin altına düşerse, çocuğun annenin elinden alınmasına kadar giden bir sürecin önünü açacak gibi görünüyor.
Mevzu Çin'de gerçekleşiyor, lakin bize de çok uzak değil. Yanlış hatırlamıyorsam, Fatma Şahin'in Başkan olduğu belediye, bu konuyu hayata geçirmeyi planlıyordu. Belediye bazında kaldığı taktirde, büyük riskleri olacağını sanmıyorum. Lakin, orası pilot bölge olacaktır. Diyelim ki, bu sisteme geçildi ve sistem kötü niyetli insanların eline geçti. Bu kredi sistemi dijital olacağı için istediği kişinin kredisini sebepsiz yere düşürüp, insan haklarından mahrum bırakma gibi durumlarla karşılaşılabilir. Ayrıca yapay zekanın video hazırlama hususundaki gelişimini de göz önünde bulundurursak, bir gün ekranda kendinizi hiç yapmadığınız bir fiili gerçekleştirirken izleyebilirsiniz! Ve o fiil neticesinde, bazı haklarınızdan mahrum bırakılıp, "basit" yargılama ile belki hapse bile düşebilirsiniz! Kim bilir...?!
Yorum Yazın