Sokak köpekleri konusunda geçmişte defalarca yazı yazmış, olanları ve olması gerekenleri değerlendirmiştim. İnsanların yaşadığı yerlerde toplu gezen köpek manzaraları ve o köpeklerin insanlara saldırıları sonrası ölüm ve yaralanma hadiselerinin yaşanması gerçekten Türkiye’de bitmeyen bir tartışmadır.
Geçtiğimiz hafta Ankara/Keçiören’de evinden okuluna gitmek için çıkan 4. Sınıf öğrencisi bir çocuğa başıboş köpeklerin saldırısı sonrası çok ağır yaralanması ile bu tartışmalar yine alevlendi.
“Sokak köpeklerine karşı önlem alınsın” diyenlerle, “Sokak köpeklerine dokundurmayız” diyenler arasında bir tartışma çıkmıştır.
Ankara/Keçiören’de köpek saldırısına uğrayan çocuğun babası Halil Yılmaz’ın "Bir insanın canı bu kadar ucuz olmamalı. Evlat acısı bu. Benim çocuğum gitti, çocuğumun yaşama şansı yok. Ben gözlerimle gördüm. Bir hayvanın canı, insan canından daha mı önemli. Bugün benim evladımın yarın sizin evladınızın başına gelir. Bu durmaz. Geçenlerde sabah işe gidiyordum. Sabah 3 tane çocuğa saldırdılar. Sabah o saatte okula mı gidilir? Bana bile saldırdılar. Ürperdim. Doktorlar durumunun kritik olduğunu söylüyorlar. Benim çocuğumun yaşaması Allah'ın bir mucizesi olur. Benim çocuğumu ısırmamışlar, resmen yemişler." şeklinde açıklamasından sonra bir kez daha “Sokak köpeklerine dokundurmayız” diyenlerin duyar kasmasının bir anlamı kalmamıştır. Sokak köpeklerinin saldırısı böyle sürerse ne ilk ne de son olacaktır. Daha öncede sokak köpeklerinin yahut önlem alınmadan sokağa çıkan besleme köpeklerin saldırısında yine çocuklar öldü, sakat kalanlar oldu, ağır yaralanıp tedavi edilenler oldu. Her saldırıdan sonra aynı tartışmalar yaşanıyor ve yeni bir saldırı haberi gelene kadar tartışmalara ara veriliyor. Hayvan besleme, yetiştirme konusunda bir yasa çıkarılmadığı müddetçe bu kısır döngü etrafında dönüp duracağız.
“İnsan mı hayvan mı?” tercihinde elbette öncelikli olan insanların sağlığı ve güvenliğidir.
Acılı babanın “Benim çocuğumu ısırmamışlar, resmen yemişler." dediği bir durumda ağır yaralı çocuğu, sokak köpeğine tercih edecek olan varsa o şahıs olsa olsa bir ruh hastası olur değil mi? Ama maalesef ülkemizde bu türlerden çok sayıda var.
Geçen gün "Siz ne cesaretle çocuğunuzu köpeklerin olduğu yere gönderiyorsunuz" cümlesini kuran bir tipe de şahit olduk.
Sokak köpeği yahut evinde beslediğin bir köpek bile yürüyen, koşan, duran her canlıya saldırır. Sokakta toplu gezen başıboş köpeklerin varlığı da bu saldırıları sık sık yaşatmaktadır. O yüzden hükümet bu sokak köpeklerini kontrol altına almak için belediyeler üzerinden bir yasa çıkararak görevlendirme yapmalıdır. Kimse “Sokak köpeklerini itlaf edelim” demiyor. Yapılması gereken başıboş bu köpeklerin insanlara zarar vermemesi adına önlem alınmasıdır. Hayvanlara elbette sevgiyle, merhametle yaklaşalım. Yaratılanı yaratandan ötürü sevelim. Bu inanç ve anlayıştan zerre geri adım atmayalım. Fakat insanlara saldıran, çocukları parçalayan başıboş gezen sokak köpekleri gerçeğine de çözüm yollarını bulalım. Bu çözüm yollarını engelleyen herkes, sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan her insanın başlıca sorumlusudur. Başıboş sokak köpeklerini kontrolsüz dışarıda beslemek marifet değil, marifet olan sokak köpeklerinin insanlara saldırısını önlemektir. Büyükşehirlerde yaşanan sokak köpek saldırıları medyaya yansıyor ve onun üzerinden tartışmalar yaşanıyor da bazı il-ilçe-köylerde birçok köpek saldırısı olduğu halde çoğu medyaya yansımıyor. Babası da geçtiğimiz ay içerisinde köyde köpek saldırısına uğrayan bir yazar olarak bu yazıyı kaleme alıyorum. Babama köpek saldırısı esnasında yetişmeseler köpeğin büyük zarar vereceği tanık olan herkes anlatmıştı. Yani demem o ki, kimin nerede nasıl bir köpek saldırısına uğrayacağı belirsizdir. Türkiye’de bir mesele haline gelen bu olayları her il ve ilçede engellemek için alınması gereken önlemler ne ise zaman artık çok geç olmadan alınmalıdır.
Sokak köpeklerine çözüm bulunması yanında bir de Pitbull gibi saldırgan köpek besleyenlere karşı çözümler bulunmalıdır. Sahipleri tarafından yanlış eğitim ve beslenme sonucu saldırgan hale getirilen, saldırdığında insanların kemik ve kas yapısına ciddi zarar veren bu tür köpeklerinde her daim saldırı haberlerini duyuyoruz. Bu tür köpekleri besleyen bazılarında ciddi psikolojik rahatsızlıklar vardır. O köpeklerin saldırganlığıyla ruhen tatmin olabiliyor bazıları. O tür köpekler daha çok saldırgan olsun diye, karanlık odalarda günlerce aç bekleten, çok acı yiyecekler yediren, saldırması için sürekli hedef gösteren, bu köpeklerin saldırganlığı biline biline ağızlıksız toplum içinde dolaştıran bu insanlar normal bir ruh hali içinde olabilir mi? Bu tür uygulamalarla köpekleri yanlış eğiten, besleyen insanlara karşı da her türlü cezai müeyyide uygulanmalıdır.
Velhasıl Türkiye’de insan öldüren ve yaralayan sokak köpeklerine de hayvan öldüren, onlara işkence eden insanlara da çözüm bulunarak, bu konular ülkemizde mesele olmaktan çıkarılmalıdır.
Yorum Yazın