Bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. Bu arkadaş eğitimini Avrupa ülkelerinde yapmış, dünyayı ve evrensel kültürü tanıyan aydın bir kişiydi. Günün sorunlarını ve tabii ki siyaseti de konuşuyorduk. Rahatsızlık duyduğumuz konular aynıydı. Dünü bilmeden bugünü anlamanın mümkün olmadığını falan konuşurken, Türkiye'nin atlattığı belalı günlerden de bahsettik.
Bahtsız Fransa
Bugün bazı Avrupa ülkelerinin, özellikle de Fransa'nın Türkiye'yi hedef alan çıkışlarını konuşurken, konu 2'nci Dünya Savaşı günlerine geldi... Fransa'nın Nazi orduları tarafından işgal edildiği, Mareşal Petain'in Vichy Cumhuriyeti'ni kurduğu karanlık günleri hatırladık. Ve o karanlık günleri, Türkiye'nin savaş dışında kalmayı başararak nasıl atlattığını konuştuk.
Zor yıllar
Gerçekten de bugünden düne baktığımızda, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Türkiye'yi savaş dışında tutarak ne ölçüde büyük şey başardığını görmemek mümkün değildir. Tabii ki 1939-45 arasında Türkiye zor yıllar yaşamıştır. Erkekler dört yıl askerlik yapmış, ekmek bile vesika ile alınabilmiştir... Ama bir de savaşa katıldığımızı varsayın, kim bilir ne facialar yaşanacaktı?
Kurtulmuştuk
Hitler'in Operasyon Barbarossa'yı başlattığı, yani Rusya'ya saldırdığı haberi gelince, İsmet İnönü'nün bir kahkaha atıp derin bir nefes aldığı anlatılır. Böylece Türkiye'ye saldırmaktan vazgeçtiği anlaşılmıştır. Ya saldırsaydı, acaba sonra neler olurdu? Savaştan sonra Doğu Avrupa ülkeleri gibi Sovyet işgaline mi uğrardık? Acaba kaç vatandaşımız can verirdi o kargaşada?
Siyasetçi olmak
Arkadaşımla bunları konuşurken, konu siyasilerin taşıdıkları sorumluluklara geldi. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı izler ve eleştirirken, acaba onun taşıdığı sorumluluğun farkında oluyor muyuz? Geçmişte İsmet İnönü'nün Türkiye'yi 2'nci Dünya Savaşı'nın dışında tutarak erkekliğimizi öldürdüğünü söyleyenler çıkmamış mıydı? Şimdi de Cumhurbaşkanı Erdoğan için kim bilir kimler neler söylüyordur.
Yorum Yazın