Hafta sonu Türkiye-İran sınırında idik. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Pakistan temaslarının ardından ayağının tozuyla sınırın sıfır noktasına gelmişti. Afganistan'dan, Türkiye yönelen yasa dışı göç trafiğine karşı alınan önlemleri yerinde görme fırsatı bulduk. Teğmen Samet, Hangedik Karakolu'nda Bakan Akar'a, tekmili mükemmel verdikten sonra hudutta nöbet tutan Mehmetçiğin görev bilincini tek cümle ile özetledi:
"Biz burada iken ne terörist ne de kaçak göçmen sınırdan girebilir!"
Sınırdaki güvenlik önlemlerine gelince...
İnsan tacirlerinin coğrafi şartları avantaja dönüştürmeyi denediği kritik geçiş hatlarına modüler duvarlar örülmüş, üzerine jilet teller çekilmiş, 4 metre eninde, 4 metre derinliğinde hendekler açılmış. Ayrıca gözetleme kuleleri inşa edilerek termal kameralar ve gece görüş sistemleri ile donatılmış. Sınırda her ay 200 saati bulan düzenli İHA uçuşları başlatılmış... İlaveten komandolar, jandarma ve polis özel harekattan oluşan katmanlı güvenlik ağı oluşturulmuş. Yani... Organize işler olmadıkça, sınırdan kitlesel geçiş neredeyse imkansız! Bu yılın başından itibaren İran sınırında 61 bin 943 kaçak göçmenin girişi engellenirken 587'si de yakalanmış. Engelleme derken... Sınırdan giriş yapmadan durdurulmalarını anlamak gerekiyor. Yakalananlar ise ülkeye yasa dışı yollarla giren ve sınır dışı edilene kadar kimlik tespiti yapılarak bir süre barınma merkezlerinde tutulanları tanımlıyor.
Bir ilginç detay da şu:
İran tarafında parası alınan, yer yer şiddet gören Afganlar, bir şekilde sınırı aşabilirse çoğu kez Mehmetçiğe sığınıyor. Kendilerine, "Türk askeri size iyi davranır, aç, açık bırakmaz" denildiğini anlatanlara rastlanıyor. Ve iddiaların aksine, genç erkeklerin yanı sıra kadın ve çocukların da bulunduğu kafileler sınır boyunda önleniyor. Demem o ki... Sınırda, siyasi iktidarın tercihine dayalı, "gelene geç denilen bir durum kesinlikle söz konusu değil!"
***
Gelelim madalyonun Afganistan ve Taliban üzerinden, Türkiye'ye de bakan yüzüne...
Edindiğim izlenim o ki...
Türkiye, Taliban'ın Katar'daki temsilcisi ile temas trafiğinde. Nitekim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da gerekirse Taliban liderliğini görüşmeye davet edebileceği mesajını vermişti.
İşte bu aşamada Bakan Akar'ın, İslamabad'daki görüşmeleri ön plana çıkıyor. Akar da Taliban'la diyalog kanalları oluşturulmasından yana..."Biz, Türkiye olarak ayrım yapmaksızın tüm Afganistan'ı kucaklıyoruz" diyor ve ekliyor:
"Taliban, 'Müslüman olmayan ülkeyi istemiyoruz' açıklaması yaptı. Bu durumda seçenek olarak sadece Türkiye kalıyor." Pakistanlı yetkililerden, Taliban üzerindeki ağırlığını kullanmasını isteyen Akar, Türkiye'nin başlangıçtaki pozisyonunu yineliyor:
"Kabil Havalimanı kapanırsa Afganistan'ın dünya ile bağlantısının kesileceği söyleniyor. Biz, finansal, askeri, diplomatik destek verilirse Kabil Havalimanı'nın güvenliği ve işletilmesi görevini sürdürürüz. Afgan kardeşlerimiz istemezse 24 saatte orayı terk ederiz!"
Bu sözler üzerine İslamabad yönetimi, "Bu tutumunuzu Taliban'a doğrudan iletmenizde fayda var. Yüz yüze görüşürseniz ikna edersiniz, biz de yardımcı olalım" şeklinde görüş beyan ediyor.
Hali hazırda Afganistan'da 600 civarında TSK mensubu bulunuyor. Akar, 20 yıl önce Mehmetçiğin Afganistan'a gönderilmesi kararını olgunlaştıran siyasi ve askeri otoritenin, "muharip güç olarak gitmeme" tercihinin çok doğru olduğunun altını çiziyor ve bugün de aynı kararlılığın sürdüğünü vurguluyor.
Ve nihayet...
ABD'nin çekilmesi sonrası Rusya, Çin ve İran etkisini hesaba katmak gerektiğine işaret ediyor. "Afganistan'ın barış ve istikrara kavuşması, insanların kendi topraklarında kalmasını sağlar. Bizim hedefimiz bu" diyerek tespitlerini noktalıyor.
Yorum Yazın