Nasıl artık kimse ha deyince Genelkurmay Başkanı'nın, kuvvet komutanlarının isimlerini söyleyemiyorsa...
TÜSİAD Başkanı'nı da kimse tanımıyor.
Başında bir gayrimüslim vardı, Kaslowski (yakışıyordu da ha!), o gitmiş Orhan Turan diye bir adam gelmiş, ilgilenmemiştik. (Ne alır ne satarlar, onu da bilmeyiz.)
İşte bunlar, Türkiye'de "çok değişen dengelerin" göstergeleridir...
Artık ne kuvvet komutanları muhtıra verebiliyorlar ne de TÜSİAD hükümet devirebiliyor. Gazetelere istedikleri kadar ilan versinler (1979'da Ecevit'i öyle devirmişlerdi.)
Ama TÜSİAD gene de bir "muhalefet partisi" gibi davranmak istiyor.
Ekonomik konularda konuşmayı bıraktı, şimdi bunlara dış politikayı da kattı.
İsveç ile Finlandiya'nın NATO'ya girmelerine fazla ses çıkarmamamız gerekiyormuş...
E kurun o zaman partinizi ya da CHP'ye katılın.
"Orta sınıfı güçlü olmayan bir ülkede demokrasi zayıflar" demiş başkanları.
TÜSİAD ne zaman orta sınıfın sözcüsü oldu ya da onun haklarını gözetti?
Bu bir sermaye örgütüdür, daha doğrusu "alafranga" yani "Batıcı" İstanbul sermayesinin örgütüdür.
Şimdi "orta sınıfçı" ayağına yatmaları, basit bir çıkar çatışmasının dışa vurumundan başka bir şey değildir.
Kibarca İstanbul sermayesinin, kabaca Koç Grubu'nun ve "akolitlerinin" (yardımcı ve takipçilerinin) yere düşürdükleri "mücadele bayrağını" şimdi TÜSİAD son bir gayretle kaldırmak istiyor...
Ama boşuna.
Anadolu sermayesi çok güçlendi.
Yirmi yıldır da iktidarda. Bu iktidarda halkla ortak. Halkın desteği arkasında.
Yok artık öyle iki ilanla üç basın toplantısıyla adam kaydırmak...
Anadolu kalkındı hanımlar beyler, haberiniz yok. Bir "Anadolu burjuvazisi" oluştu.
MÜSİAD'ın kurulması bunun ilk adımıydı. ("Müstakil" diyorlar, siz "Müslüman" okuyunuz.) Gene de bu kavgada sevindirici bir gelişme var:
Bu sefer sınıf mücadelelerine "Atatürkçülük" kılıfı uydurmaya çalışmamışlar.
Herhalde Aydın Doğan'ın "akıbetine" bakıp ibret aldılar.
Seçimde adayını görelim TÜSİAD...
Ben olsam Ünal Çeviköz'ü gösterirdim.
Amerikan konsolosu gibi adam.
Yorum Yazın