Ritüel kelimesi çok geniş bir yelpazeyi kapsar. Günlük rutinlerimize de yeri gelir ritüel deriz, milli duygularla yapılan kutlamalara da dini anlamda yapılan bazı uygulamalara da... Herkesin kendi özelinde ritüelleri olduğu gibi, aynı kültüre sahip toplumların da ortak ritüelleri bulunur. Mesela, her sabah kahve içmek kimisi için bireysel bir ritüel; 23 Nisanlarda okul kutlamaları milli bir ritüel; Hac farizesi için topluca belli zamanlarda Mekke ziyareti de dini bir ritüeldir.
Ben bugün biraz, dini ritüellere değinmek istiyorum. Malumunuz, çeşit çeşit dinler olduğu gibi, bunlara has birtakım ritüeller de bulunmaktadır. Bunları, kalabalık dini topluluklarda da görürüz, bir avuç mensubu olan dini topluluklarda da... Bu yazıda örneklendirdiklerimin üzerinden üstün körü geçebileceğim, detaylarını araştırmanızda fayda var.
Çoğu insan kabullenmese de komplo olarak görse de, bu dünyada şeytana tapan insanların oluşturduğu bir dini topluluk mevcut. Bu kedi kesen kara kara giyinen satanistlerden bahsetmiyorum, işini profesyonelce yapan, taptığı tanrısının emirlerini adım adım kimseye çaktırmadan yerine getirenlerden bahsediyorum. Bunlar ezelinden beri dünya üzerinde faaliyet gösteren, kimi zaman güçlenip zulmü payidar eden, kimi zaman da yenilip yok olmanın eşiğine gelen, ama kıyamete kadar da mücadelesini sürdürecek olan topluluklar!
Bu toplulukların faaliyetlerinin en ayyuka çıktığı dönem olarak, Aleister Crowley'in yaşadığı dönemi görüyoruz. Kendisinden burada fazla bahsedemeyeceğim, zira kendisi tanrısı için midenizin kaldırmayacağı ritüellere imza atmış birisi! Kendi araştırmalarınız neticesinde ne menem işler yaptığını görebilirsiniz. Öyle kendi halinde de değil, döneminin üst düzey insanları ile birlikte hareket etmiş. Mesela yaptığı ritüellerde kendisine en çok eşlik eden Jack Parsons için, Amerika Uzay araştırmaları ve füze çalışmalarının temelini atan kişi diyebiliriz. Neyse bu buzdağının görünen kısmı, mevzuyu deşerseniz perdenin arkasını görmeniz çok zor olmaz.
Gelelim bu hastalıklı ritüellere; Bunlara verilen emirler neticesinde, büyük bir faaliyete girişecekleri zaman öncesi, birtakım ritüellerle tanrılarının rızasını alırlar. Mesela, birtakım çevrelerce o meşhur kıyametin kopacağı tarih olduğuna inanılan 2012 yılında, Londra Yaz Olimpiyatları'nın açılışı vardı. Açılış gösterisine bir göz atmanızı öneririm.
Açılıştan ufak bir kesit...
Siz de detaylı araştırınca göreceksiniz, yüzlerce hastane yatağı üzerinde hastalar ve tepelerinde Azrail gibi sembol ve niceleri... Aradan geçen yıllarda domuz gribinden kuş gribine hastalıklarla yüzleşen bir dünya, finalinde de malum yaşadığımız son 3 yıl!
Bir başka ritüele dönelim, 15 Temmuz gecesinden meşhur bir fotoğraf...
Görüldüğü üzere, arkada kıyamet koparken tankların arkasında birileri ritüel peşinde! 15 Temmuz sonrası memleketin düştüğü durum malum, hiçbir hareketleri de ritüelsiz değil!
Devam edelim;
Tunus'ta bir adamın kendini yakmasıyla komple alev alan ve hala sönmeyen Arap Dünyası...!
Daha yakın zamana geçelim;
2020 yılında, The Land Of Legends Turnuva Kupasını, Fenerbahçeli oyunculara takdim eden şeytan figürü! 2020 sonrası dünya için zor olsa da Türkiye için ayrı zor geçiyor.
Gelelim bugüne, neler yaşıyoruz bir bakalım; Bebek sahilinde olan rezalet...! Kimisi bundan siyasi başarı çıkarmak derdinde olabilir, fakat bence işin aslı farklı, bu hareketler İstanbul'un başına örülecek yeni çorapların ön ritüelleri. Bebek sahilindeki iki ahlaksızla bu durumun ne alakası var, diyebilirsiniz. Yukarıda ismini verdiğim Aleister Crowley denen adamın ritüellerini ve ne için yaptığını araştırdığınızda, aradaki benzerliği göreceksiniz. Öte tarafta ise, Galata Kulesi önünde kendini yakan adam... Kimisi bunu psikolojik rahatsızlık neticesinde yapılmış bir şey gibi algılamış olabilir, fakat detayda pek öyle görünmüyor. Adam Azrail kostümünü giyiyor, tırpanını alıyor, uzunca bir müddet İstiklal caddesinde yürüyor. Sonunda Galata Kulesi'nin önüne geliyor, özel eldivenlerini takıyor, yanmayacak maskeyi yüzüne geçiriyor ve kendisini yakıyor. Muhtemelen daha erken söndürüleceğini düşünerek yaktı kendini, fakat millet bunu bir şov zannedince beklenmedik yanıklara duçar oldu gibi görünüyor. Galata Kulesi eskiden beridir çeşitli ritüellerin mekanı olmuştur. Osmanlı döneminde de bir takım karanlık örgütler Kulenin içinde veya önünde kurban ritüelleri yapmıştır.
Bakalım, bu ritüellerin arkasından ne gibi faaliyetler gelecek. Hele ki, 06.06.2022'ye yaklaştığımız şu süreçte...
Yorum Yazın