Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türk milletine yaptığı en büyük iyiliklerden birisi de Ahmet Davutoğlu gibi birini hem Başbakanlıktan hem de AKP Genel Başkanlığından uzaklaştırması olmuştur. Elbette “Zararın neresinden dönersen kârdır” mantığı ile bakacak olursak onun ülke yönetiminden uzak tutulmasında kazanan emin olun Türkiye’dir. “Stratejik Derinlik” diye diye ülkeyi iç ve dış politikada hangi uçurumlara getirdiği ortadadır. Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu gibiler uzaklaşınca AKP’nin milli çehreye bürünmesi de tesadüf değildir.
Baksanıza, Serok Ahmet CHP’nin yanına monte edilmek üzere kurulan Gelecek Partisi’nde bile yine “ülkeyi uçuruma götürme” zihniyetiyle yoluna devam ediyor.
Onun aklıyla gidilen Türkiye yıllarından yine örnekler vereceğim de gelin isterseniz “Gelecek” isimli bir parti kurduktan-kurdurulduktan sonra ‘Serok Ahmet’ olmaya devam etmiş mi, etmemiş mi ona bakalım.
Gelecek Partisi’ni ilk kurduğu günden beri sürekli bir HD(P)KK çizgisine özenme, destek ve alternatif olma huyunu hiç terk etmedi. Bunları da hep “özgürlük, demokrasi” ambalajında servis etmeyi seviyor. Aynı Ali Babacan gibi… Geçenlerde Ali Babacan “Demirtaş ile ortak görüşümüz özgürlük. Biz özgürlük diyoruz” diyerek Serok Ahmet ile aynı misyonu paylaştığını göstermişti.
Ahmet Davutoğlu, namıdiğer “Serok Ahmet” az daha Başbakanlıkta kalsa, onun “Stratejik Derinlik” aklıyla gitseydik Türkiye’den toprak parçası alınmış bir sözde Kürdistan çoktan kurulmuştu.
Somut belgelerle ispatlanmış bir şekilde terör örgütü PKK’nın terör eylemlerine destek veren HDP’li belediyelere kayyum atanıyor. Serok Ahmet süslü nutuklarla ve küçük enişte pozlarıyla çıkıyor ve ‘’Yönetemediklerini gasp etmeyi tercih ediyorlar. İkna edemediklerini yok saymayı tercih ediyorlar. Bakın doğu ve güneydoğumuzda onlarca belediye başkanı görevden alındı yerlerine kayyum atandı. Esas olan seçme ve seçilme hakkıdır. Toplumsal barışa katkı sunmayacak. Halk iradesinin kayyımlar eliyle ipotek konulmasına kesinlikle karşı çıkacağız. İnsan onurunu zedeleyen hangi uygulama varsa buna karşı ilk ses çıkaran olacağız” açıklamasını yapıyor. Yani Türkçesi diyor ki, ‘HDP’li belediye başkanları terör örgütüne istediği kadar yardım ve yataklık yapsın, onlara asla dokunmayın…’
Terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklığı her manada ispatlanmış kişiler için “Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın esastan tutuklanmalarına da karşıyım. Tutuklu yargılanmaları özgürlük hakkı ihlalidir” açıklamasını yapıyor ve onların bir an önce serbest bırakılmasını istiyor.
Daha sonra hızını yine alamıyor ve “Onların siyasal haklarını savunmak da benim görevim. Ve bu onlarla ihtilaf etsem bile onlara oy veren vatandaşlara saygımın bir gereği olarak haklarını savunurum. Bütün bunları şunun için söylüyorum; ister Demirtaş olsun, ister kim olursa olsun bu ilkeler onlar için geçerlidir. Bu bağlamda tutuklu yargılamaya zaten esastan karşı olduğum için ve siyasi mücadelenin siyasal alanda olması gerektiğini düşündüğüm için Demirtaş’ın tutuklu olmasına ne ben ne partim bu çerçevede onay vermez yani olumlu görmez” açıklamasını yapıyor.
Hendek-çukur-Kobani olaylarında 846 kişinin ölümünde azmettirici rolünü oynayan, sürekli terör örgütü PKK adına eylem ve söylemlerde bulunan bir teröristin tutuklu olması Serok Ahmet’in zoruna gitmişti. Serok Ahmet herhâlde hukuku bir partide genel başkan olursan askeri, polisi rahatlıkla şehit ettirirsin, masum vatandaşları rahatlıkla öldürtürsün sanıyor. Bunun bir ceza gerektirmediğini düşünüyor.
Ahmet Davutoğlu terör örgütü PKK’nın uzantısı HD(P)KK’nın kongresine Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün’ü gönderdi. Teröristbaşı Öcalan’ın mektubundan sürekli dem vuran Serok Ahmet, teröristbaşı Öcalan’a bol bol selam gönderilen HD(P)KK kongresine adamını göndermekten de sakınmamıştı.
53 kişinin öldürüldüğü, birçok yağmanın, yakmanın, yıkmanın yaşandığı, Türkiye’ye maliyeti 300 milyon liranın üzerinde olan Kobani olayları için devam eden soruşturma çerçevesinde, bazı HD(P)KK’lılar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, Serok Ahmet yine ortalığa düşüyor ve “Öyle bir dil kullanıyor ki bugünkü iktidar, her Kürt potansiyel teröristtir muamelesine maruz kalan bir Kürdün aidiyet bağı zayıflar” şeklinde çok büyük bir fitne dilini kendi kullanıyordu. Ve utanmadan hem iftira atmış, hem de büyük bir yalana imza atarak “Kürt siyasetçilerinin hepsinin terör sepetine konup bütünüyle terörize edilmesi mi isteniyor? Burada aslında yapılmak istenen bir başka şey HDP içinde son dönemde, bence sağlıklı bir tartışma olan ‘terörle mesafe koyma’ çabalarına karşı da bir operasyondur” açıklamalarını yapmıştı. Bak bak, HD(P)KK terörle arasına mesafe koyuyormuş…
Yalanın batsın Serok Ahmet…
Daha iki gün önce TBMM kürsüsünden PKK’lı teröristlerin cenaze törenlerine yine katılacaklarını söyleyen HDP Grup Başkanvekili idi.
Yani bunlar Serok Ahmet’in HD(P)KK’ya yaptığı siyasi yardım ve yataklıktan bazı örneklerdir.
Serok Ahmet’in Gelecek Partisi’nde yaptığı en net Türklük düşmanlıklarından birisi de Tunceli’de terörle mücadele eden askerlerimizin dağlara “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünü yazmasına “Bu eski Türkiye alışkanlıkları siyasi söyleme ve sloganlara da yansımaktadır. Demokrasiden nasibini almamış ülkelerin ortak özelliklerinden birisi dağlara taşlara meydanlara toplumu bölen ayrıştıran sloganların yazılmasıdır. Türkiye sloganlardan yıllarca yeterince çekti” şeklinde tepki göstermesi olmuştu. HD(P)KK’lılardan bile önce ilk tepkiyi o vermişti. Bir de bu siyasetin utanmaz adamı “Ben de Türkmen’im, Yörük’üm” diye milleti kandırmak için sürekli nutuklar atıyor.
Serok Ahmet’in daha geçmişinden saymıyorum ama kısa zamandaki Türklük düşmanlığından ve HD(P)KK’ya olan sevdasından örnekler bunlar…
Şimdi Gelecek Partisi’nde böyle bir kısa zaman sicili olan Serok Ahmet öğrenmiş bi Apo’nun mektubu, Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkması ve Doğu Perinçek… Tüm bu ihanetlerini bunlarla örtmeye çalışmaktadır.
Serok Ahmet ihanetlerini bunlarla örtme çabasında demiş ki: “Onlar PKK ile ilişkilerini önce tanımlasınlar. Yine daha 2019’da sadece bir seçim kazanmak için devletin kırmızı bültenle aradığı terör liderlerinden birini TRT’de ağırlayan kimlerse, ona cevaz veren kimlerse, Sayın Cumhurbaşkanı da Sayın Bahçeli de o sürecin içindedir, onlar önce PKK ile ilişkilerini netleştirsinler, tanımlasınlar. Öcalan’dan mektup getirip seçim kazanma yöntemini kim benimsemişse, kim bunu savunmuşsa Sayın Erdoğan da Sayın Bahçeli de Sayın Erdoğan’dan habersiz o mektup gidemez, Sayın Erdoğan’dan habersiz TRT’ye kimse çıkamaz Sayın Bahçeli de onu meşru kılmıştır. Öbür tarafta da Doğu Perinçek PKK’nın en fazla terör eyleminde bulunduğu ve vatandaşlarımızı katlettiği bir dönemde gidip Öcalan’a yurt dışında çiçek vermiş biridir. Şimdi bunların bizim karşımıza geçip de PKK hesabı sormaya hadleri, hakları yok.”
Tarihin en büyük terörle mücadelesini veren AK Parti hükümetine, Cumhur İttifakı’na bu saldırıyı yapan kim? Terörle mücadeleyi her boyutta engellemeye çalışan, her olayda HD(P)KK’ya sahip çıkan Serok Ahmet…
Burada bir terslik yok mu?
Eli silahlı Kandil çetesi, Kandil ve İmralı’nın terör kölesi HDP ve terörist Demirtaş CHP’nin adaylarını desteklemişken sesi çıkmayan Ahmet Davutoğlu, teröristbaşı Öcalan’ın tarafsızlık mektubuna, Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkmasına niçin bu kadar öfkeli?
HDP ve Kandil, teröristbaşı Öcalan’ın mektubu için “Önder Apo’nun mektubundaki mesajını aldık, CHP’nin adayını destekleme stratejimiz değişmedi” demedi mi? Serok Ahmet madem bu mektuba kafayı bu derecede takmıştı. O hâlde HDP Eş Başkanlarına ve Kandil’e bu açıklamadan dolayı niçin tepki göstermedi. Çünkü HDP Eş Başkanları da, Kandil’de Serok Ahmet ile aynı CHP’li adayları desteklemişti. Serok Ahmet burada numara yapıyor, bunun çok iyi anlaşılması gerekir.
Hem MHP Lideri Devlet Bahçeli, teröristbaşı Öcalan’ın mektubunu “PKK’nın siyasi izdüşümü olan HDP’nin, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı’na vermiş olduğu açık çek, verdiği katkı, gösterdiği yoğun ilgi ve alaka milletimizde büyük bir infiale neden olmaktadır. HDP ve Kandil, CHP’nin yanında hizalanmıştır. HDP-PKK-teröristbaşı ve terörist Demirtaş arasındaki derin çatlakların çok boyutlu analiz ve yorumu elbette yapılacak, nihai olarak İstanbul içine çekilmek istenen girdaptan 23 Haziran’da tamamıyla kurtulacaktır” şeklindeki açıklamayla değerlendirmişken, Apo’nun mektubuyla ilgili nasıl bir bağ kurabilme zekâsı gösteriyorsun? Senin o günlerde böyle bir açıklaman oldu mu Serok Ahmet?
Şimdi senin çenenin düştüğüne kimse bakmasın…
Çünkü çözüm sürecinde teröristbaşı Öcalan’ın mektuplarıyla PKK’lılar arasında diyalog yürütmüş adamsın…
Hatta bu mektup olayını gazeteci Murat Yetkin 2014 yılında “DAVUTOĞLU, PKK EYLEMLERİNİ ÖCALAN MEKTUBU İLE BİTİRDİ” başlıklı yazısı içinde kaleme almış ve “Davutoğlu’nun toplantı sonrasında basın açıklamasında vurguladığı “her türlü tedbir” içine bu da dâhildi. Ve aslında o açıklamanın biraz geç başlamasının nedeni de Öcalan’dan eylemlere son verilip diyalog görüşmelerine devam edilmesi mektubunun alındığından emin olunmak istenmesiydi. Akşam saatlerinde Öcalan’ın mektubu HDP yetkililerine ulaştırılmıştı. HDP yetkilileri ile Kandil’deki PKK karargâhı arasında o saatlerde ne tür görüşmeler geçtiği henüz açığa çıkmış değil. Ama Ankara’nın saptamasına göre günün 8 Ekim’den 9 Ekim’e döndüğü gece yarısı saatlerinden itibaren “talimat” yurt çapında HDP ve KCK birimlerine ulaştırılmaya başlamış, endişe edilen belli kritik eylemler durdurulmuştu” cümleleriyle değerlendirmişti.
Eee Serok Ahmet neymiş, teröristbaşı Öcalan ile bu mektup olayını ve postacılık akımını başlatan asıl kişi senmişsin…
Gelelim benim de TRT’ye çıkarılmasının büyük yanlış olduğunu düşündüğüm Osman Öcalan meselesine. Osman Öcalan diğer Kandil’deki büyükbaş teröristler gibi, HDP’liler gibi, terörist Demirtaş gibi CHP’li adayları desteklese Ahmet Davutoğlu’nun Osman Öcalan gibi bir derdi olur muydu? Asla olmazdı. Ne CHP’nin, ne İP’in de böyle bir derdi olmazdı.
Osman Öcalan PKK’nın ölüm listesinde olduğu için 20 yıl önce Kandil’den kaçmış ve işlediği suçların cezasını henüz çekmemiş eski bir teröristtir. Cezasını çekmemiş olması Türk devletinin büyük ayıbıdır. Osman Öcalan çeşitli açıklamalarında “PKK yönetiminde bir karmaşa çıkacak ve Kandil yönetimi zayıflayacak. Kandil’in meşruiyeti kalmamıştır.”, “Demirtaş lider bir kişilik değil, militan bir kişiliktir”, “HDP PKK’laşmış bir yapıdır” gibi yorumları yapmış birisi olsa da TRT’ye yalın hâliyle siyasi yorumlar yapmaya çıkarılması büyük bir gaflet olmuştur. Mesela TRT Kürdi kanalında Osman Öcalan’ın da içinde olduğu birçok eski teröristi toplayıp, PKK’nın içindeki infazları, kadın ve erkek teröristlere tecavüzleri, eroin ticaretini, uluslararası ilişkileri, diğer ülkelerle olan terör bağlantılarını, Kürtlere yaptıkları zulümleri belgesel niteliğinde anlattırsalar buna kim, ne diyebilirdi? Bu aynı zamanda habercilik imzası da alırdı. Ama bu hâl PKK’dan asıl desteği, HDP’nin tüm oyunu alanların eline koz ve ihanetlerini örtmeye örtü olmuştur. İşin yine en tuhaf hâli, Osman Öcalan HD(P)KK’ya sahip çıkmıyor ama Ahmet Davutoğlu sahip çıkıyor. PKK geleceğini Gelecek Partisi’nde ararsa inanın buna kimse şaşırmaz.
Bir de Serok Ahmet yatıyor kalkıyor Doğu Perinçek’i Cumhur İttifakı’na yamamaya çalışıyor. Onun Doğu Türkistanlılara çarpık bakışını Cumhur İttifakı’na mal etmeye çalışıyor.
Irak’ta Türkmenlerin evini, barkını, tapularını elinden zorla alan, Türkmen liderlere suikastlar yaptıran Barzani’ye yapmadık yalakalık bırakma, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin şiddetle karşı çıkıp engellediği Barzani’nin bağımsızlık referandumunu “Şimdilik dondur, sonra yaparsın” mealinde Barzani’nin Türkmenlerin topraklarını gasbetmesine yönelik akıl ver, sonra çık Doğu Türkistan masalları anlat… Suriye’de Türkmenlerin çatıştığı PYD-YPG’lilere selam çakan sen değil miydin Serok Ahmet? Allah aşkına Doğu Türkistanlı canlarımızı savunmak senin gibi bir adama mı kaldı? Türkiye’de asker, polis şehit eden, masum vatandaşları öldüren 40 bin kişinin katili şerefsizlere sahip çık, sonra Doğu Perinçek üzerinden bize Doğu Türkistan akılı ver. Yürü git işine be adam…
Doğu Perinçek ruhunu Çin’e sattıysa biz ne yapalım?
Serok Ahmet geçmişte PKK’ya destek veren Doğu Perinçek profilini hatırlatıyorsun da, şimdi Doğu Perinçek PKK’ya şiddetle karşı çıkarken, sen HD(P)KK’ya niye canla başla destek oluyorsun? Doğu Perinçek ile yer mi değiştirdiniz?
Serok Ahmet; AKP’de Başdanışman, Dışişleri Bakanı, Genel Başkan, Başbakan iken neyse Türkiye’ye ihanet kokan eylem ve söylemlerine Gelecek Partisi Genel Başkanı olarak da devam etmektedir. Başbakan iken sözde tüzüğünde teröristbaşı Öcalan’a bağlılığı temel ölçü alan terör örgütü PYD’yi meşru gördüğünü söyleyen adam, şimdi de HD(P)KK’ya, Demirtaş gibi teröristlere dört elle sarılmaktadır. Onda değişen bir şey yoktur. Geçmişte “Milliyetçilikle hesaplaşma zamanı gelmiştir” diyen Serok Ahmet o hesaplaşmanın peşindedir. HD(P)KK’ya bu derece sahip çıkmasının temel sebebi budur.
Emin olun bunun için bundan sonra azarak yoluna devam edecek ve ilk seçimlerde boyunun ölçüsünü alıp evinden bir daha dışarı çıkamayacak hâle gelecektir. Gelecek’te olacak budur.
Serok Ahmet, Gelecek Partisi demişken, Suriye’de kurulan Suriye Gelecek Partisi (SGP) ile bir bağın var mı? O da senin partin gibi yapraklı logo taşıyor ve aynı ismi taşıyor. ABD öncülüğünde oluşturulan Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) siyasi kanadı olarak anılıyor.
Suriye Gelecek Partisi terör örgütü PKK bağlantılı, Türkiye Gelecek Partisi HD(P)KK sevdalısı… Ne kadar da çok birbirine benziyorlar…
Serok Ahmet nerene el atsak elimizde kalıyorsun. Sen en iyisi bundan sonra Cumhur İttifakı’nı bir daha ağzına alma… Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli ismiyle kurduğun her cümle bu ülkeye ihanetlerini sorgulama fırsatını doğuracaktır.
Adın çıkmış ‘Serok Ahmet’e, bir daha inmez ‘Ahmet Davutoğlu’na… Senin geleceğin hiç aydınlık durmuyor Serok Ahmet bizden söylemesi… Rüyalarında yine onunla-bununla tartışıyor musun?
Hegel yine geliyor mu rüyalarına Serok Ahmet’im?
Gece rüyalarında sana kim üflüyor da, gündüz ihanetlerde kol geziyorsun acaba? Ah Serok Ahmet ah…
Bir de “Ben Türkmen’im, Yörük’üm” masallarını bırakıp, gerçek ırkını, soyunu açıklasan tam olacak…
Türkmen adam “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünden rahatsız olur mu Serok Ahmet?
Yorum Yazın