Siyaseti gri bir alan olarak gördüğümüz için bir siyasetçinin müzikle uğraşması, hele usta bir şekilde şelpe çalması ilgimi çekti.
İstanbul Aydın Üniversitesi Müzik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Erdal Şahin, Esenler Belediyesi Müzik Okulu’nda her ay müzik söyleşisi yapıyormuş. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen’i sezon açılışı için orada konuk etmiş. Ben de YouTube’da gördüm. Siyaset susmuş, müzik konuşmuş. Mustafa Şen kendi bestesi olan “Toprak Kardeşliği” eserini enstrümantal olarak icra etmiş. “Sen ben yok. Hatta, biz de yok. Hepimiz var” diyor Toprak Kardeşliği’nde. Tam da Mustafa Şen’e uygun bir derviş yaklaşımı.
Ancak Mustafa Şen’le konuşunca yıllardır tanıdığım insanı aslında yeterince tanımadığımı fark ettim. Ben onu GENAR’da araştırmacı, iyi bir entelektüel ve siyasetçi olarak bilirdim. Hatta Anadolu Yayıncılar Derneği’nde Sinan Burhan bizleri bir araya getirdiğinde de bağlama çalmıştı ama bu kadar derin bir müzik eğitimi aldığını fark etmemişim.
‘ŞELPE’NİN SIRRI
Şelpe denilince benim aklıma ilk olarak değerli sanatçımız Erdal Erzincan gelir. Mustafa Şen, hocası Prof. Dr. Erol Parlak’ı şelpe metodunu yazan üstat kategorisine yerleştiriyor. Mustafa Şen’in uyarısı üzerine dinledim, Erol Hoca muhteşem. Mustafa Şen, Muzaffer Özdemir’le şelpe çalışmış. “Hocalarım” diyor her birinin ismini sayarken. Müzikte sadece enstrüman çalmayı öğretmiyorlar, bir de edep eğitimi var belli ki...
Mustafa Şen’e, şelpeyi neden tercih ettiğini sordum. “Şelpe, bağlamanın sınırlarını zorluyor. Bağlamanın yeteneklerini başka ufuklara açıyor. İnsanı, evrenler arası seyahate çıkarıyor. Şelpe özgürlüktür” diye anlattı. Şelpeye de bağlamaya da büyük bir tutkuyla bağlı.
İLK USTASI AĞABEYİ
Mustafa Şen genç bir siyasetçi ama bağlama çalmaya çocukluğunda başlamış. “50 yıla yakındır çalıyorum” diyor. Müzikle içli dışlı bir aileden gelme. İlk ustası ağabeyi. Bir dönemler Avrupa’da, Almanya’da “Şenozan” diye bilinen Osman Nuri Şen. İstanbul’dan Trabzon’a bir bağlama ile dönmüş Şenozan gençlik yıllarında. İlk işi kardeşine bağlama çalmayı öğretmek olmuş. O gün bugündür çalıyor. Babası ise Karadeniz’in yol havaları çalan icazetli kaval üstatlarındanmış.
KEMENÇE YOK MU
Peki Karadeniz olur da kemençe olmaz mı? Amcası kemençe ustasıymış. Mustafa Şen de talebe seviyesinde kemençe çalıyor. Ama sadece kemençe değil, yine kendi tabiriyle talebe seviyesinde ney üflüyor, gitar çalıyor. Bağlama ve gitarla türkülere Blues tınıları üflüyor. İlginç! Oğlu Blues gitaristi. Bakarsınız bir gün ünlü bir Blues grubuyla karşınıza çıkar. Yani, üç kuşak müzikle iç içe bir aile.
ARİF SAĞ OKULU
Büyük ustadır Arif Sağ. Sadece sanatçılığı değil, yetiştirdiği talebeleriyle de büyüktür.
Mustafa Şen Arif Sağ Müzik Okulu’nu bitirdikten sonra çok kıymetli saz üstatlarıyla çalışmış. Batı müziğini öğrenmek için Pera Müzik’i bitirmiş. Bildiğimiz Pera... Tam yeri. “Etno-müzikolojiyi ve yöresel tavırlarımızı Vural Yıldırım Hoca’dan çalıştım. Yöresel tezenelere zihnimin kırılmasını o sağladı. Karadeniz’i Karadeniz gibi, Konya’yı Konya gibi çalıp söylemeyi ondan öğrendim” diyor. Ama müzik yolculuğu devam etmiş. Zeki Çağlar Namlı ise müzik hayatında bir devrim yapmış. Bağlamanın bütün tellerinin ve bütün perdelerinin eşit düzeyde kullanıldığı yeni bir metot icat etmiş ve öğretmiş Çağlar Hoca.
CEMEVİ
Bir de cemevi eğitimi var Mustafa Şen’in. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı’nın Arif Sağ Okulu’ndan yetişmesi, Karacaahmet Cemevi’nde bağlama dersi alması size ilginç gelmesin. Aslında biz buyuz. Ama siyasi kutuplaşma her şeyin üstünü örtüyor.
Ali Haydar Emre’yi, “yaşayan en büyük bağlama üstadı” olarak tanımlıyor Mustafa Şen. Esas onun öğrencisi olmuş Arif Sağ Müzik Okulu’nda. Şimdi ise bağlamanın tellerinden topladıklarını siyasete aktarıyor. Ama müzikten kopmak yok.
İBRAHİM KALIN’IN SAZI
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın saz çalıp türkü söylemesini diplomasinin çetrefilli alanlarından bir kaçış, bir nefes alma olarak görürdüm. İbrahim Kalın da çok güzel saz çalıyor. O tezene ile çalıp söylemeyi tercih ediyor. Yavuz Bingöl’le, Erkan Oğur’la söyledikleri türküler inanılmaz güzel.
Mustafa Şen de, “Sadece siyasetle nefes alamazsınız. Dahası; siyaset insanın nefesini kesiyor, siyaset dışında nefes alacak bir yurt lazım” diyor. Onun nefes aldığı alanlar bağlaması, kitapları ve bir de seccadesi...
O BÜYÜKELÇİ KİM?
İÇIŞLERI Bakanı Süleyman Soylu, 28 Mart 2022 tarihinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na 6 liderin toplantısından sonra yayınlanan ortak bildiriyle ilgili olarak bir soru sormuştu.
Soylu, “Kılıçdaroğlu, biraz dürüstsen, bu millete biraz inancın varsa, 6’lı masa toplantısından sonra beraber oluşturduğunuz ve tutanak altına aldığınız bildiriyi, hangi büyükelçiliğe düzeltmeye gönderdin, bunu açıkla” demişti.
Ne oldu? Kılıçdaroğlu açıkladı mı?
Soylu’nun sorusunun üzerinden 9 gün geçti, Kılıçdaroğlu ne ‘Evet’ dedi ne ‘Hayır’ dedi. Herhangi bir açıklama yapmadı.
İKİNCİ KEZ SORDU
Kuzuların sessizliği durumu.
30 Mart tarihinde Soylu bu kez, “Sevgili Kılıçdaroğlu, altılı toplantıdan sonra ‘bir büyükelçini’ bir büyükelçiye metni düzeltmek için gönderdin. Problem 1, bu iki büyükelçiden hangisi satış yaptı? Problem 2, kime sattı?” diye sordu.
Peki bu soruya yanıt geldi mi?
Hayır.
Madem Kılıçdaroğlu’ndan yanıt gelmedi. O zaman ben soruyu başka bir açıdan sorayım.
ÖNEMLİ ÜLKENİN BÜYÜKELÇİSİ
Peki o büyükelçi kim?
Kılıçdaroğlu’nun büyükelçisi biliniyor da o yabancı ülkenin büyükelçisi kim?
Hatırlarsanız Osman Kavala’yla ilgili 10 büyükelçi Türkiye’nin içişlerine karışan bir açıklama yapmışlardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 büyükelçinin istenmeyen adam ilan edilmesiyle ilgili talimat vermişti. Erdoğan’ın kararlılığını gören büyükelçiler bir açıklama yaparak yaptıklarının yanlış olduğunu kabul etmişlerdi.
DEVLET BİLİYOR
Önemli bir ülkenin tecrübeli büyükelçisi bu durumu bildiği için mi sessiz kalıyor orasını bilemiyorum ama devlet o büyükelçinin kim olduğunu biliyor.
Yorum Yazın