Türkiye 14 Mayıs’da 28.Dönem Milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçimlerini yapacak. Filan kazanırsa ülke bölünür, filan kaybederse ülke bağımsızlığını kaybeder, bu seçimler var olma yok olma seçimidir, köprüden önceki son çıkış ve benzeri abartılmış sözlerin hiçbir geçerliliği yoktur. Milletimizin feraseti her türlü olumsuzluğu ve zorlukları yenecek güçtedir.
Türkiye demokrasi tecrübesi olan bir ülkedir ve en iyi yaptığı işlerden biri de seçim demokrasisidir. Türkiye demokrasisini evrensel normlara ulaştıramamıştır, fakat hep başarılı seçimler yapmıştır. Son anayasa referandumunda ve yerel yönetimler seçimlerine bazı şaibeler karıştırılmışsa da sonuçlar hep olumlu yönde gerçekleşmiştir.
Bu seçimler sağcılarla ile solcular arasında olacak bir seçim değildir. Bu seçimler, sağcı veya solcu olup demokrasi isteyenlerle, sağcı veya solcu olup otokrasi isteyenler arasında olacaktır. Özellikle sosyal medyada seçimler için abartılı tartışmalar, hakaretler, tahrikler ve her türlü olumsuzluklar, toplumsal barışa çok büyük zararlar verebilir. Özellikle bazı siyasetçiler kendi bekalarını ülkenin bekası gibi takdim ederek halkı kışkırtmaktadır. Halkımız bunlara itibar etmiyor, halk sevgi ve barış diline susamış görünüyor. Her şeye rağmen seçim döneminde üslubumuza dikkat etmeliyiz, farklı siyasi kanaatlerimiz sebebiyle dostluklarımıza zarar vermemeliyiz.
Seçimleri kim kazanırsa kazansın; önünde çok ciddi bir ekonomik yük ve çok önemli bir demokrasi sorunu bulacaktır.
Demokrasi sorununu çözmeden ekonomi sorununu çözmek mümkün değildir. Mevcut İktidar, 21 yıllık kesintisiz hükümet döneminde bazı önemli hizmetler yapmıştır, fakat demokrasi sorununu çözemediği için halkımıza çok büyük ekonomik krizler yaşatmıştır. Yanlış, pahalı, şeffaf ve ekonomik olmayan yatırımlar, yolsuzluklar ve israf, ekonomik dengeleri bozmuştur. Paramız çok büyük değer kaybına uğramış ve halkın satınalma gücü oldukça zayıflamıştır. Ayrıca hem devlet hem de halkın büyük bir kesimi aşırı derecede borçlanmıştır.
Seçimlerden sonra ciddi bir demokrasi paketi veya yeni bir anayasa ile toplumda ve uluslararası platformda bir güven ortamı sağlanırsa enflasyon kontrol altına alınır, yatırımlar hızlanır ve böylece bir normalleşme yaşanır.
Türkiye demokrasisini güçlendirmeden gelişmiş bir ülke olamaz, zaten demokrasisi güçlü olmayan gelişmiş bir ülke dünyada mevcut değildir.
Demokrasimizin güçlenmesi ancak halktan gelecek olan güçlü bir demokrasi talebi ile mümkündür.
Siyasetçilere bu güçlü demokrasi talebini iletmek her vatandaşın asli görevi olmalıdır. Bu konuda Demokraside Birlik Vakfı ile İnsani Değerler Derneği’nin oluşturmaya çalıştığı TAM DEMOKRASİ PLATFORMU halkın demokrasi talebini en güçlü şekilde siyasetçilere iletecek bir platform olacaktır.
Seçimlerin sevgi ve barış ortamında gerçekleştirilmesi için gerekli tedbirlere hepimiz katkı sağlamalıyız.
Seçimlerde Aziz Milletimizin ferasetine güvenmeliyiz. Seçim sonuçlarına yani milli iradenin oluşumuna saygılı olmak en önemli vatandaşlık ve insanlık görevimiz olacaktır. Cumhuriyetimizin ikinci Yüzyılında, Cumhuriyetimizi tam demokrasi ile taçlandırmak bilinci, hepimizin asli ve birinci görevi olmalıdır.
25 Nisan 2023
Yorum Yazın