Ertuğrul Özkök

Ertuğrul Özkök

Mail: djghdgd@hotmail.com

Sayın CEO beni ikna edin niye dijital bir göçmen olayım

WhatsApp öyle bir şey yaptı ki, hepimizi bir anda büyük düş kırıklığına uğrattı...

Ve kendimize yeni ve güvenli bir dijital ev aramaya başladık.

Türkiye’de iki isim öne çıktı.

Telegram ve BİP...

Telegram Rus asıllı bir adamın kurduğu haberleşme sistemiydi...

BİP ise milli ve yerli...

Turkcell’in bir hizmeti.

Sayın CEO beni ikna edin niye dijital bir göçmen olayım

İşte bu arayış içinde vatandaş olarak gidip Turkcell’in CEO’su Murat Erkan’ı buldum.

Onunla bir tür Zoom Podcast’i yaptık.

Tabii konumuz BİP’ti...

Yani WhatsApp’ı bırakıp Telegram veya BİP’e geçmek...

Ve aklımı kurcalayan bütün soruları ona sordum.

1) EKŞİ SÖZLÜK’TE HAKKINDA İYİ ŞEYLER YAZILAN ENDER BİRİ

MURAT Erkan İstanbul doğumlu 52 yaşında bir yönetici.

Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Telekomünikasyon Mühendisliği Bölümü mezunu. Daha sonra Harvard Business School’da Stratejik Pazarlama Programı’na katıldı.

İlk işi CİSCO’da sistem mühendisliğiydi.

Sonra Türkiye’nin ilk özel internet altyapısını kuran Superonline’da çalıştı.

Yani onun için bir “Dijital start-up” diyebilirsiniz.

*

Ekşi Sözlük’te hakkında neler yazılmış diye bakınca şaşırdım.  

Burada benim hakkımda sayfalarca yazı var. Hepsi alay ve hakaret dolu.

Ama Murat Erkan hakkında yazılar çok olumlu bir maddeyle başlıyordu.

İyi bir “storyteller” yani hikâye anlatıcısı denilmiş ve müthiş bir ikna kabiliyetine sahip olduğu yazılmıştı.

*

Podcast sohbetimize şunu söyleyerek başladım.

“Hadi öyleyse beni ikna edin. Yıllardır kullandığım küresel WhatsApp’ı bırakıp niye sizin ‘yerli ve milli’ BİP’inize geçeyim.”

Şimdi söz Murat Erkan’ın...

2) HANGİ ÜLKELERDEN TÜRKİYE’YE BÜYÜK BİR DİJİTAL GÖÇ VAR

SORU: Suriyeli göçmen, Ortadoğulu göçmen, Afgan göçmen, Kuzey Afrikalı göçmen derken, karşımıza dijital göç diye bir kavram çıktı. Bunun için “Dünya tarihinin en büyük göçü” diyen bile var. Gerçekten WhatsApp’tan böyle büyük bir kaçış var mı?

Murat Erkan: “Çok ciddi geçişler var. Toplamda dünyada 25 milyonun üzerinde bir rakam söz konusu. Yüzde 60’ı da uluslararası katılımlardan oldu diyebiliriz.”

En çok nerede tepki oldu?

“AB dışında, Endonezya gibi, Pakistan gibi, Hindistan gibi, Malezya gibi ülkelerden de BİP’e doğru ciddi bir göç başladı.”

Neden sadece bu ülkelerden geliyor?

“Biliyorsunuz WhatsApp bu kararı Avrupa Birliği ülkelerinde uygulamıyor. Bu da öteki ülkelerde doğal bir tepkiye yol açıyor. Bir de kültürel olarak bizimle aynı yöne baktıklarını düşündükleri için, bize daha çok güvendikleri için, verileri paylaşmadığımızı bildikleri için.”

Sayın CEO beni ikna edin niye dijital bir göçmen olayım

3) BU ADAMLAR ‘NUSRET’ REKLAMI İÇİN Mİ DİJİTAL EVİMİZE GİZLİCE GİRMEK İSTİYOR

“WHATSAPP’ın yaptığı şey şu: Sizin verilerinize erişerek bunu üçüncü partilerle paylaşmak istiyor. Mesela elindeki Facebook’la paylaşacak. O da şirketlerle paylaşacak. Bu şirketler ne yapacak? Adresli reklam göndermek istiyor. Oradaki sizin yazışmaların içinden üreyen verilerden, örnek veriyorum, siz yakın bir dostunuzla bir lojistikle ilgili bir konu konuşuyorsanız, size bir kargo şirketinin reklamını gönderebiliyor. Veya bir yemekle ilgili konuşuyorsanız, diyelim ki en iyi et yemeği diyelim, Nusret’in reklamını size gönderiyor. Ve bunun için de gidip bu ilgili partilerden, sizin verilerinizi kullanarak bir başka kanaldan gelir elde ediyor. Olay budur.”

4) SİZ KENDİ ARSANIZDA BAŞKASINA  BEDAVA PATATES EKTİRİR MİSİNİZ

“İkinci bir konu da şu: Biz Türkiye’nin verileri Türkiye’de kalsın istiyoruz. Türkiye’de kalması gerektiğini düşünüyoruz. Dünyada veri, yani özellikle kişisel veriler çok değerli hale geldi. Günümüzde petrol, altın kadar değerli bir varlık. Ve dünyanın geleceğine yön veren bir ilaç.”

“Örnek veriyorum: Sizin bir arsanız var, sizin arsanız orada duruyor. Birisi geliyor orada, size hiçbir şey vermeden domates ekiyor, patates ekiyor, sonra malları alıyor, size de hiçbir şey vermiyor. Sadece size bunları ekmek için izin istedim diyor. E arsa orada duruyordu der misiniz?”

5) 15 TEMMUZ ÖNCESİNDE BÜTÜN VERİLERİMİZ 2 YABANCI ŞEHİRDEYDİ

“VERİLERİMİZ evimizde kalsın istiyoruz. Türkiye’de son 5 yılda dünya standartlarında en üst seviyede veri merkezi inşa ettik. Bunu sadece bir inşaat, bir altyapı olarak değil teknolojiyle beraber yaptık ve bütün bu gerekli güvenlik sertifikalarının tamamını aldık.”

“15 Temmuz darbesi öncesi verilerimizin yüzde 99’u Amsterdam ve Sofya’da saklanıyordu. Türkiye’nin en büyük sıkıntısı bu dönemlerde gerçekleşti.”

6) ABD BAŞKANI İKİ ANAHTARLA NÜKLEER BOMBA PATLATIYOR BİZ ŞİFREYİ 5 ANAHTARLA AÇIYORUZ

“BUGÜN IBM gibi, Oracle gibi birçok şirket Türkiye’deki verilerin bir kısmını burada tutuyorlar. Bunu da büyük bir güvenlik sistemi kurarak başardık.

5 arkadaşım var, 5’i birden aynı kodu girmezse o veriye ulaşamıyorsunuz. Yani 1 kişi, 2 kişi bunu kırıp çözemiyor. Amerikan Başkanı iki anahtarla nükleer füze atabiliyor, bizse ancak 5 anahtarla kapıyı açabiliyoruz.”

7) YA BENİM MAHREMİYETİM, ONU ANAHTARSIZ MI AÇIYORSUNUZ

SORU: Bir vatandaş olarak, verilerin Türkiye’de kalmasından çok, benim özel konuşmalarımın korunması daha önemli. Yani bu konuşma Türkiye’de kalmış veya başka bir yere gitmiş, benim için önemli değil. Bu konuda bana ne güvence verebiliyorsunuz?

“Evet bizim de şifrelememiz var. Çok net söyleyeyim: İki kişi arasındaki yazışmalar, temel olarak, eğer müşteri kendi istemezse hiçbir yerde saklanmıyor. Gönderdikten sonra mesaj, sadece kendi telefonunda kalıyor veya giden telefonda kalıyor. Geri kalanı biz, o verileri hiç görmüyoruz.”

Bu verileri, hiç saklamıyor musunuz?

“Hayır kendiliğimizden saklamıyoruz. Ancak müşteri bize başvurup ben fotoğraflarımı, konuşmalarımı, verilerimi saklamak, backup almak istiyorum derse o zaman onun adına saklıyoruz. Ama onlara da erişimimiz şifreli.”

Sayın CEO beni ikna edin niye dijital bir göçmen olayım

8) BU KAMERA İŞİNDEN ÇOK PİMPİRİKLİYİM, NEDEN BENDEN BÖYLE BİR İZİN İSTİYORSUNUZ

“ŞUNDAN dolayı izin istiyoruz: Müşterimiz görüntülü bir görüşme yapacaksa o kameraya erişemezsek biz uygulama olarak o görüntülü görüşmeyi gerçekleştiremiyoruz. Veya fotoğraflarına erişmek istiyoruz. Neden? Müşterimiz akrabalarıyla, tanıdıklarıyla fotoğrafları paylaşmak istiyorsa o fotoğrafların saklandığı yere erişmemiz lazım ki onu bizim uygulamamız üzerinden paylaşabilsin. Veya kontak bilgilerine ulaşmak istiyoruz müşterilerin. Böylece de kimin ona mesaj attığını o veri bankasından öğrenmesi için. Dolayısıyla biz bunu müşterimize o hizmeti sağlamak için istiyoruz.”

9) KARIM GELİP BİR ÖPÜCÜK ALDI, O AN BENİ GÖREBİLİYOR MUSUNUZ

Kameraya ulaşma izni verdiğimiz zaman, bu izni sadece başka biriyle konuşma sırasında mı kullanıyorsunuz? Yoksa benim kameram hep açık kalıyor ve kimseye mesaj geçmesem bile beni izleyebiliyor musunuz?

“Şunu açıklıkla bilelim. Biz operatör olarak hiçbir şey görmüyoruz, işitmiyoruz, okumuyoruz. Bu bir görme değil, erişim izni. Birisiyle görüntülü görüşme veya grup görüntülü görüşme başlattığınız an ya da katıldığınız zaman bu kameraya erişiyoruz. Onun dışında bu kamera bizim için kör.”

Yani röntgencilik yapmıyorsunuz...

“Söz konusu bile değil...”

Sayın CEO beni ikna edin niye dijital bir göçmen olayım

10) BEN BİP’TE İKTİDAR ALEYHİNE DE RAHATÇA MESAJLAŞABİLİR MİYİM

“TÜRKİYE bir hukuk devleti. Hepimiz kanunlarla bağlıyız. Vatandaş olarak haklarımız var. Turkcell 26 yıldır, 27 yıldır bu ülkede hizmet veriyor ve müşterilerin aslında birçok bilgisi Turkcell üzerinden akıyor. Yani telefonda konuşması akıyor. Bulunduğu lokasyon bilgisi akıyor. Turkcell’in bugüne kadar müşterileriyle böyle bir güven problemi söz konusu olmadı. BİP de bunlardan birisi.

Ama gazetelerde okuyoruz. WhatsApp görüşmelerinde şu çıktı bu çıktı diye. Onlarda bile bu sorun var.  

“Bu aslında tamamen o iki kişiden birinin paylaşımıyla ortaya çıkan şeyler. Yoksa bir operatörün veya işletmecinin veya şirketin paylaştığı bir veri değil. Zaten böyle olsa bugüne kadar siz hiç şey duyduğunuz mu, BİP’le ilgili şu sözünden dolayı biri tutuklandı diye. Biz 6-7 yıldır bu platformu işletiyoruz. Ben hiçbir vaka görmedim.”

11) NEW YORK BORSASINDA KAYITLIYIZ ALTINDA BİZİM İMZALARIMIZ VAR

“AYRICA ABD’de New York borsasına kote bir şirketiz. Orada da çok ciddi kanunlar, kurallar var. Bu borsaya kote olduktan sonra benim genel müdür olarak, şirketin finanstan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak biz belirli taahhütlere imza atıyoruz. Ve bunların çok ciddi bağlayıcılıkları var. Bunların en temel bağlayıcılıklarından birisi de bu dediğiniz güvenlik tedbirleri. Yani yarın öbür gün biliyorsunuz, ABD’de bir sürü şirkete ve yöneticisine ve kamu kuruluşuna veya devlet görevlisine ciddi yasaklar, cezalar uygulanıyor. Ve biz teknik olarak bunların karşısında kendimizi bir anlamda taahhüt altına giriyoruz. O yüzden bu konuda ben çok iddialıyım.”

11) WHATSAPP’TAN DAHA İLERİYİZ, GRUP KONUŞMALARINDA 106 AYRI DİLDEN ANINDA TERCÜME YAPIYORUZ

Beni bir kere daha ikna edin. Siz WhatsApp’ın verdiği hizmetlerin hepsini verebilecek bir teknolojik donanım ve altyapıya sahip misiniz?

“Kesinlikle daha fazla hizmet ve teknolojiye sahibiz. İsterseniz tek tek sayayım.

BİR: Mesela siz BİP üzerinden bir mobil numarayı arayabilirsiniz veya bir mobil numara sizi BİP’ten arayabilir. WhatsApp’ta veya muadil platformlarda bunu yapamıyorsunuz.

İKİ: HD kalitesinde fotoğraf ve video paylaşabiliyoruz.

ÜÇ: Grup görüntülü görüşmede WhatsApp’ta 4 kişiye kadar yapabiliyorsunuz, bizde 10 kişiye kadar yapabiliyorsunuz.

DÖRT: Mesajlaşma sırasında 106 farklı dilden sohbeti tercüme edebiliyorsunuz. Mesela ben Türküm, siz Amerikalısınız, bir tane İtalyan var, Alman var. Dördümüz sohbet ediyoruz BİP üzerinden. Ben Türkçe yazıyorum size İngilizceye çevriliyor, Alman’a Almanca, İtalyan’a İtalyanca ve anında çevriliyor. O arada İtalyan bir yazı yazıyor, ben Türkçe görüyorum, Amerikan İngilizce görüyor, İtalyan İtalyanca görüyor ve bunu da anında çevirebiliyoruz ve bunu aynı anda 26 dilde yapabiliyoruz.

BEŞ: Belli biz zaman içinde silinebilir mesaj sistemimiz var.

ALTI: Daha hızlıyız. Çünkü bir telefon operatörüyüz. Mesajlar önce yurtdışına gidip oradan geri dönmüyor.

YEDİ: Komünikasyon tıkanıklığını saat ve lokasyon olarak önceden bildiğimiz için yönlendirme ile tıkanıklığı önlüyoruz.

13) İZMİR DEPREMİNDE 50 BİN KİŞİ ACİL BUTONUNA BASTI

“ELAZIĞ depreminden sonra ‘Acil durum butonu’ yaptık, İzmir depreminde 50 bine yakın müşterimiz bu butona bastı ve yakınlarına pozisyon ve durum bilgisi geçti. Enkaz altından BİP kullanan oldu. Ayrıca deprem sırasında vatandaşın datası, kontörü bitmiş olabilir diye 1 milyon 600 bin ilave data ve ses tanımladık. Biz orada bütün vatandaşlarımıza sorgusuz sualsiz anında 1 GB ve yanılmıyorsam 1000 dakika kullanım konusunda otomatik hatlarına tanımlama yaptık.

KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar