Atıf ÖZGEN

Atıf ÖZGEN

Mail: ozgenatif@gmail.com

SAVAŞLAR VE KATLİAMLAR

Ne acıdır ki, savaşlar insanlık tarihinde süregelen ve günümüzde de devam eden önemli bir boyuta sahiptir.

Çok sayıda ülke değişik nedenler yüzünden tarih boyunca karşı karşıya geldi. Kurtuluş savaşları gibi haklı mazeretlere dayanan savaşların yanında haksız gerekçeler yüzünden yapılan savaşlarda insanlık tarihine damga vurdu.

Geçmişte ilkel silahlarla yapılan savaşlar, günümüzde güdülen amaçlara, taraflara ve savaşın gerçekleştiği yerlere göre farklı şekillerde adlandırılmaktadır.

Bu savaşlar; nükleer, soğuk savaş, iç savaş, dini gerekçelerle yapılan savaş, dünya savaşı, gerilla savaşı ve biyolojik, kimyasal savaş şeklinde sınıflandırılmaktadır.

Dünya genelinde 5 kıtada tarih boyunca önemli savaşlar yaşandı. Napolyon savaşları, 30 yıl savaşları, Kuzey Güney Amerika iç savaşı, Rus iç savaşı, Çin- Japon savaşları, Avrupa’daki ülkeler arasında yapılan savaşlar ile daha bu savaşlar gibi diğer savaşlara sahne oldu dünyamız.

TARİHİMİZDE YAŞANAN SAVAŞLAR

Türkler, tarih boyunca 16 Türk devleti kurdular. Denilebilir ki bu 16 Türk devleti de tarihleri boyunca değişik savaş tecrübesi yaşadı.

Büyük Hun, Batı Hun, Avrupa Hun, Göktürk, Avar, Hazar, Uygur, Karahan, Gazneliler, Büyük Selçuklu, Harzemşahlar, Altınordu, Timur, Babür, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti Türk devletleri olarak tarihe damga vurdular.

Tarih bize gösteriyor ki; Türkler tarihleri boyunca kurdukları devletleri korumak, Batıya göç etmek, dini savaşlarda Haçlı saldırılarına karşılık vermek ya da kurulan müttefiklerle birlikte hareket etmek suretiyle savaş tarihinde boy gösterdiler.

Tarihi gerçekler ortaya koyuyor ki; Türkler, Osmanlı’nın son döneminden itibaren gerek Balkanlarda gerekse Anadolu’da aklın alamayacağı boyutlarda planlı olarak katliamlara maruz kaldılar.

Tarih, 1821 yılından başlayarak 1922 yılına kadar Avrupa kıtasında 5(beş) milyondan fazla Türk ve Müslüman’ın planlı katliamlar sonucu öldüğünü kaydetmektedir.

Türklerin mensubu olduğu İslam Dini inanışına göre savaşlarda; yaşlılara, kadınlara ve çocuklara yönelik olarak katliam yapmak diye bir şey yoktur.

SAVAŞ HUKUKU VE KATLİAM

Savaş hukuku, savaşa girmek için kabul edilebilir gerekçeleri ve savaş sırasında sergilenen davranışların sınırlarını belirleyen hukuk dalı olarak tarif edilmiştir.

Savaş suçu, savaş hukukunun ihlalinden ötürü ortaya çıkan bir suç olup, uluslararası ceza hukuku çerçevesinde cezalandırılabilen bir suçtur.

Yakın tarihte özellikle 1nci ve 2nci Dünya savaşlarında insanlık büyük katliamlara tanık oldu. Özellikle Adolf Hitler liderliğinde Nazi partisinin yönettiği Nazi Almanya’sı döneminde, işgal edilen sınırlar içinde yaklaşık 6 milyon Yahudi’nin sistemli bir şekilde katledildiğini tarih kaydediyor.

Aynı şekilde 11.08.1933 de Irak Krallığı silahlı kuvvetleri desteğinde Kürt ve Arap aşiretlerinin Süryanilere karşı yaptığı katliamla, 1995 yılında yaşanan ve en az 8.372 Boşnak’ın katledilmesine yol açan Bosna-Hersek’in Srebrenitsa kentinde General Ratko Miadiç komutasındaki Sırp ordusunun gerçekleştirdiği katliam da hatırlardadır.

Bir diğer katliam olarak, 1940 yılında yaklaşık 22 bin Polonyalı; subay, sivil ve aydında SSCB tarafından yapılan Katyn Katliamı sırasında Sovyet lideri Josef Stalin’in emriyle başlarına birer kurşun sıkılmak suretiyle katledildiler. 

Tarih, bu katliamların yanında Türk Kurtuluş Savaşı boyunca Yunan ordusu tarafından 650 bine yakın Türk sivilin katledildiğini kaydediyor.

Azerbaycan Türklerine Ermeniler tarafından yapılan Hocalı Katliamı da 26 Şubat 1992 tarihinde gerçekleşti. Bu katliamda da 83 ü çocuk, 106 sı kadın 613 Azeri yaşamını kaybetti.

Şüphesiz tarih boyunca insanlık yaşanan savaşlarda çok sayıda katliama maruz kalmıştır. Yazımızda yapılan bu katliamlardan sınırlı sayıda örnekle yetindik.

GÜNÜMÜZ SAVAŞLARINDA YAŞANAN KATLİAMLAR

Günümüzde Rusya-Ukrayna arasında 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan üçüncü yılına girmiş olup, savaşın başladığı tarihten beri 31 bin Ukraynalı askerin hayatını kaybettiği açıklanmış olup, savaş hala devam etmektedir.

7 Ekim 2023 tarihinde Hamas örgütünün İsrail’e yönelik saldırısının ardından, Netenyahu hükümetinin Gazze ve diğer kentlere saldırısı sonucu; ev, hastane, okul ve çadır yaşamı gözetilmeksizin bu yazının kaleme alındığı tarih itibarıyla en az 35 bin insanın katledildiği bu rakamın 15 bine yakının çocuk olduğu ifade edilmektedir.

İnsanlığın büyük bir trajedi olarak izlediği bu savaşta, Netenyahu hükümetinin talimatı sonucu İsrail ordusunun 2nci Dünya savaşı sırasında Yahudilere Nazi Almanya’sı lideri Hitler’in yaptığı gibi özenti duyup benzeri katliama yöneldiğini tüm dünya kamuoyu tarafından ibretle izlenmektedir.

Şüphesiz tarih yapılan katliamları kaydeder ve Uluslararası Lahey Adalet Divanının yaptığı gibi Netenyahu ve hükümetini sanık sandalyesine oturtur.

Gazze de yaşamını sürdüren Filistinli Müslümanlara yönelik bu katliamlar karşısında Güney Afrika hükümetinin Adalet Divanına başvurusunun ardından, Nikaragua ‘İsrail’in Gazze’deki soykırımını desteklediği, gerekçesiyle Almanya aleyhine aynı mahkemede dava açtı. Ardından Kolombiya ve Türkiye’nin de açılan davaya müdahil oldukları açıklandı. Kolombiya ayrıca İsrail ile olan diplomatik ilişkilerini kesti.

Bu gelişmeler yanında nüfusu 2 milyara dayanan Müslüman İslam dünyasının Gazze’de İsrail’in gerçekleştirdiği katliamlar karşısında etkisiz kalıp caydırıcı uygulamalara bir türlü yönelememesi dünya kamuoyunun dikkatinden kaçmadı. 

Son günlerde Amerika’da başlayan ve Avrupa’daki üniversitelere sıçrayan, Gazze’de yaşanan katliamları kınayan öğrenci protestoları da giderek genişlemekte olup umut verici eylemler olarak sürdürülmektedir.

 

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar