İnsanlar arasındaki savaş, insanlık tarihiyle birlikte ifade edilen bir geçmişe sahip. İnsanlık, tarihi boyunca çok değişik amaçlı savaşlara sahne oldu.
Önceleri kavimler, kabileler, devletler ve imparatorluklar arasında yapılan savaşlar, 20ci Yüzyılda yeni bir boyuta dönüştü.
Tarih, 20nci Yüzyıl başında 1nci ve 1940-1945 yılları arasında da 2nci Dünya savaşını kaydetti. İkiden fazla devletin ittifak kurarak yapılan bu savaşlar milyonlarca insanın ölümüyle son buldu.
Yapılan bu savaşlarda milyonlarca insan ana yurdunu terk etmek zorunda kaldı; bir o kadar dahası da sakat kaldı, yaşamlarını engelli olarak sürdürmek zorunda bırakıldı.
Vatanı düşmandan kurtarmak gibi haklı gerekçeye dayanan savaşlar kadar, emperyalist amaçlı savaşlara da sahne oldu insanlık tarihi.
GÜNÜMÜZDE SAVAŞLAR
Günümüzde de savaşlar bütün hızıyla devam ediyor. İç savaşlarla milyonarca insan mülteci konumuna düşüyor, göçler yoğunlaşıyor, özellikle çocuklar büyük acı yaşıyor, insanlık açısından da büyük bir trajedi yaşanıyor.
2011 yılında Suriye’de muhalif grupların Esed rejimine karşı başlattığı iç savaş; ülkede yayılma istidadı göstermiş, Rusya ve Amerika’nın kendi kalıcı menfaatlerinin korunmasına ve yeni kazançlar sağlamalarına neden olmuştu.
Suriye’deki iç savaşın ağır yükünü, milyonlarca mülteciyi kabul eden ve halen bu yükü taşıyan ülkemizin kabul ettiği bilinen bir gerçektir.
Suriye’de iç savaş sonucu milyonlarca mülteci Avrupa ülkelerine yönelip, binlercesi Akdeniz’de boğularak yaşamını yitirirken, 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya, Ukrayna’ya mevcut Volodimir Zelenski yönetimini değiştirme bahanesiyle saldırdı.
Rusya- Ukrayna savaşı da henüz devam etmekte olup, her savaşta olduğu gibi milyonlarca insan başta Polonya olmak üzere komşu diğer Avrupa ülkelerine sığınmak zorunda kaldı.
Diğer savaşlarda olduğu gibi Rusya-Ukrayna savaşı da insanlıktan çok şeyler kopardı. Binlerce çocuk kayboldu, kaçırıldı, öldürüldü. Hastaneler, okullar, bakımevleri ve sivil yerleşim yerleri yerle bir edildi.
Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken Ortadoğu’da Filistin Hamas örgütünün İsrail’e saldırması ve sivillerin ölümüne yol açıp, rehine alması gözleri İsrail- Filistin savaşına çevirdi.
İSRAİL FİLİSTİN SAVAŞI
Hamas veya diğer adıyla İslami Direniş Örgütü’nün İsrail’e saldırısı yönetimi elinde bulunduran Netenyahu hükümetine, Filistin Gazze’ye saldırı için yeni bir fırsat doğurmasına neden oldu.
Filistin’in güneybatısında yer alan Gazze kentinde yerleşik 2 milyon civarındaki Müslümana yönelik hava ve kara harekâtını başlatan İsrail, insanlık tarihine geçen kanlı saldırının mimarı oldu.
Hava saldırısıyla kenti yerle bir eden İsrail hava kuvvetleri, bu kadarla kalmayarak içinde 500 civarında hastanın bulunduğu El Ehli Baptist Hastanesini bombaladı.
Şifa bulmak tedavi olmak için hastanede bulunan 500 civarındaki hastanın katledilmesi, hastanenin yok edilmesi, insanlık suçu olarak tarihe kaydedildi.
İsrail, Hamas saldırısını fırsat bilerek Gazze’nin elektrik ve suyunu kesti, Batı Şeria’da da çok sayıda insanın vahşice ölümüne neden oldu. İnsan haklarını hiçe sayan orantısız saldırılarda İsrail, yeni toprak kazanımı nedeniyle Filistin toprağını da işgal etmektedir.
Her savaşta olduğu gibi bu savaşta da insanlık suçu yanında, nefret suçu işlendi, toplu katliam ve soykırım yaşandı, yaşanmaya devam ediyor.
SAVAŞ VE İNSANİ DEĞERLER
İnsanlık tarihine geçen savaşların bir acımasız yanı da insanlığın ortak tutkusu olan insani değerlerin tahrip edilmesidir.
İnsanlık, insani değerlerin yücelmesiyle anlamlı bir konum kazanır. Sevgi, merhamet, adalet ve barış içinde yaşamayı yok eden savaşlar, İsrail’in Filistin Gazze’ye saldırmasıyla insani değerleri de ayaklar altına alan bir tutum izledi.
İsrail ordusunun Gazze’deki Müslümanlara saldırısı, dünya genelinde büyük bir infiale neden olurken; Amerika ile müttefiki konumunda olan İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin kalıcı menfaatleri uğruna sergiledikleri tutumda açığa çıkmış oldu.
ABD Başkanı Biden’in moral destek vermek amacıyla uçak gemisini Akdeniz’e göndermesinin ardından, Netenyahu ile buluşma sırasında ‘hastanedeki patlamayı diğer taraf yapmış gibi görünüyor, şeklindeki ifadesi insanlıktan ve vicdandan yoksun bir ifade olarak yorumlandı.
Savaşın ortaya çıkardığı gerçekleri görmek ve insanlık penceresinden değerlendirmek, insani değerleri yaşatmak açısından büyük bir önem arz etmektedir.
Ülkesinin kalıcı menfaati uğruna Filistin Gazze’de yaşanan katliamı kınamayan, emperyalist Amerika ve yanlısı diğer ülke liderlerinin insani değerlerden yoksun yaklaşımını şüphesiz insanlık tarihi kaydedecektir.
Demokrasiyi savunmak bir bakıma içinde anlamını bulan demokratik ve insani değerleri savunmakla mümkündür.
İnsanlık, insani değerlerle yücelir. Savaş ortamında da olsa, İslam dininin tebliğ ettiği gibi; çocuk, kadın ve yaşlıları korumak insani değerleri yaşatmanın bir gereğidir.
İsrail Hükümeti; Müslüman Filistin’e yönelik savaşında yalnızca insanları değil, insani değerleri de yok ederek insanlık tarihine bir katil hükümet olarak geçmeye hak kazanmış durumdadır artık…
Yorum Yazın