En zengin yüzde 10 dünyada üretilen gelirin yüzde 55'ini alıyor.
En yoksullar ise yüzde 8'ini...
Peki en zengin kesimin yüzde 90'ı nerede yaşıyor?
Batı'da...
Onlar ne diyor?
"Dengesiz servet birikimi ve gelir adaletsizliği dünyayı felakete sürüklüyor."
Böyle genel ifadelere bayılır zengin Batılılar...
"Biz, dünyayı felakete doğru götürüyoruz" diyecek değiller ya!
Ama bu genellemeler bir tür büyü işlevi görüyor; büyüleniyoruz.
Şu adaletsiz dünya sistemi bilmediğimiz bir kaynaktan her yere sızıyormuş gibi düşünmeye başlarız.
Meselenin esas sıkıntılı yanı burasıdır.
***
Şimdi "kırmızı et üretim ve tüketimi yeryüzünün geleceğini tehdit ediyor" diye tutturdular...
Çünkü kafalarında yeni bir dünya tasarımı var, ona göre ekonomiyi dizayn edecekler.
Ama öyle bir propaganda yapıyorlar ki...
Sanırsınız...
Malezya'dan Türkiye'ye kadar insanlar sabah akşam et yiyorlar.
Oysa geçtim bizi; yokluk yüzünden boğazından hiç et geçmeyen toplumlar öyle fazla ki...
Gerçekler ise hiç öyle bulanık, muğlak falan değil.
ABD ve Avustralya'da kişi başı yıllık et tüketimi ortalaması 100 kg'ı geçiyor. Bu iki ülkenin bazı bölgelerinde 150 kg.
Batı Avrupa'da yıllık ortalama 90 kg.
Mesela Türkiye'de ne kadar?
2018-19 rakamlarına göre 35 kg.
Anlamamız gereken şey şu...
Yaymaya çalıştıkları veganlık modasına falan aldırmayın, Batı'nın etle ilişkisi arsız tüketimin zirvesi ve et yemeyi keseceklerse, onlar kesmeliler.
***
Yeryüzünü kim kirletiyor, kim çevreyi bozuyor, kim savaşları çıkartıyor, kim yoksul ülkeleri sömürmek için sekiz takla atıyor?
Bunu mu sordunuz?
Siz henüz cevap için ağzınızı açmadan Batı'nın medya ve kültür propaganda araçları konuşmaya başlayacaktır...
"İnsanoğlu çevreye kayıtsız."
"İnsanoğlu zalim ve kavgacı."
"İnsanoğlu sömürgen bir yaratık."
Ne "insanoğlu"su kardeşim?
Gayet elle tutulur biçimde sensin o!
***
Peki çocuklarımıza bu sahtekârlığı, bu gözbağcılığı, bu ahlaksız propagandaları anlatabiliyor muyuz?
Onların gözlerini açmayı başarabiliyor muyuz?
Nerdeee!
Hadi şimdi tartışın!..
***
NOT DEFTERİ
Hiçbir sosyal medya platformunu kullanmadığımı, zira kendimi fazla diken üstünde hissetmeme yol açtığını açıklıyorum ona. Tam öyle de değil, daha çok bir kolu itip durmaktan kendini alamayan bir sıçan gibi hissettiğimi... ( JENNY OFFIL / Hava Durumu )
Yorum Yazın