Hayat, önümüze sayfa sayfa, satır satır, tarih tarih, gün gün ibret vesikaları koymakta...
Elbette ki, bakabilene...
Hem bakıp hem de görebilene...
Bakıp gördüğüne, vefa gözüyle bakıp, vicdan ölçüsüyle görebilene...
Vefa gözüyle bakıp, vicdan ölçüsüyle bakıp görenlerin ciğerleri yanıyor!
Nasıl yanmasın...?
9 Eylül 1922' nin 100. yılı kutlanıyor, bir belediye başkanı 15 Mayıs 1919'da Al Bayrağımızı kirleterek çıkan, asil Türk Milleti'nin evini ocağını yakmakla yetinmeyip, insanları camilere doldurup canlı canlı yakan, insanlık suçu işleyen Yunan'a bir tek kelime etmeyen...
Tarihçilerin daha, "Şudur" netliğinde ittifakla karar veremediği tarihi şahsiyetler üzerinden, asil Türk Milleti'nin tarihine, tarihi şahsiyetlerine hakaret etmesine, hangi vefa sahibi vicdanlı insanın yüreği dayanır?
Bu durum, ideolojik taassupla bile açıklanamaz!
Düpedüz, Dedeağaç'a binlerce tır silah yığıp, Mavi Vatan'da uçağımıza kilit atan Yunan'ın ekmeğine yağ sürmek değil de nedir bu?
İşte bu kafa, 12 Eylül 1980 darbesini yapıp, Yunanistan'ı NATO'ya alan, gereksiz ve gerekçesiz Kürtçe' yi yasaklayıp, 1984'te PKK'nın ekmeğine yağ sürenlerle aynı kafadır !
Hele hele bu belediye başkanı, "Ben Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile Yunanistan Cumhurbaşkanına aynı mesafedeyim" demek de beis görmüyorsa, zatın 12 Eylül 1980 Darbesi'ni yapanlarla ırsi bağı var demektir!
Dün, 12 Eylül 1980'in 42. yıldönümüydü...!
Hani, şu, dönemin 1. Ordu Komutanının, "Darbeyi 1979'da yapacaktık olgunlaşmasını bekledik" diyerek, bu ülkenin özellikle de eğitimli gençlerinin ölümleriyle olgunlaştırdıkları(!) 12 Eylül 1980 Darbesi...!
Hani, şu, Stalin'in Hitler'in işkencehanelerini kıskandıran Mamak C5 li yıllar...!
Hangisini sayayım?
Bir sağdan bir soldan diyerek, kiminin yaşı büyütülerek kimininse apar topar sözümona mahkeme yapılarak, idamların yaşandığı süreci mi...?
Sağdan soldan, "Kahrolsun Amerika " diyerek yüreğini ortaya koyan asil Türk evlatlarının işkencelerle yapılan sorgularını mı...?
Hele, bu sorguları yapanlardan biri olan Nurettin Soyer'i bilir misiniz?
Kim mi ?
Kendileri, 9 Eylül 'ün 100. yılında Yunan'a bir tek kelime etmeyip, Üç Hilal'e, Osmanlı tarihi ve tarihimizin şahsiyetlerine kin kusan Tunç Soyer'in babası olur!
Dahasını, çevrenizde MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası sanıklarından birini çevirseniz, size anlatır.
Sayın Tunç Soyer, 9 Eylül günü bendeniz de İzmir'deydim. Siz, Gündoğdu Meydanı'nda konser yaparken biz de Konak Meydanı'nda 9 Eylül'ü bizlere bayram bırakan, 15 Mayıs 1919'da asil duruşuyla insanlığa asil Türk Milleti'nin hürriyet aşkını göstermiş şehidimiz Süleyman Fethi Bey'i anlatan filmin gala gösterimindeydik.
Konak Merkez'de ve aynı anda 20 ilçe meydanında toplanan İzmirlilerin İstiklal Marşımızı ağlayarak okuyuşunu bir görseydiniz keşke...
Süleyman Fethi Bey'i tanır mısınız bilmem?!
Ama, eğer İzmir'e Belediye Başkanlığı yapıyorsanız tanımalısınız.
Yorum Yazın