Durdu Güneş

Durdu Güneş

Mail: durdugunes@hotmail.com

SAFSATAYI SAF DIŞI EDİN-10

Herhangi bir sorunu ya da durumu iki seçeneğe indirgeyerek insanların birini tercihe zorlamaları şeklinde ortaya çıkan “yalancı ikilem” denilen bir safsata türü vardır.

Genelde otoriter anlayışlı liderler  bu yalancı ikilemi sık kullanır. Ulusal Faşist Partinin lideri olan İtalyan politikacı Benito Mussolini’nin en sevdiği slogan “Ya bizimlesin ya da bize karşı”

 Amerika Birleşik Devletleri'nin 43. başkanı George W. Bush, “Bütün ülkeler tercihini yapsın.”  “Her ülke karar verecek ya bizimlesiniz ya da teröristlerle.” demişti.

Ülkemizde de buna benzer ikilemler kullanılır. “Ya sev ya terket” “Ya benimsin ya kara toprağın” gibi ikilemler ikisi de tam doğru olmayan bir tercihe yönlendirme çabasıdır.

Çoğu zaman örnek verilirken sen bardağın dolu tarafına mı bakıyorsun boş tarafına mı derler. Sanki ortada yarıya kadar doldurulmuş bir bardak var. Ya boş tarafını göreceksin ya da dolu tarafını. Boş tarafını görürsen karamsarsın, dolu tarafını görürsen iyimsersin. Oysa gerçek hayat böyle midir? Yarıya kadar doldurulmuş bir bardak varsayımdır. Oysa bardağın doluluğu derece derecedir. Diyelim ki bardağı on birimle ölçülendirdik. Bardak doluluğu 1/10 da dolu olabilir 9/10 da dolu olabilir. Dolulukla ilgili 10 çeşit ihtimal ortaya çıkar. Diyelim ki havayı sadece sıcak ve soğuk olarak mı görüyoruz. Termometreye göre derecelendirme var. Bunun skalası oldukça geniştir.

Yine bazı sözler var. Ömer Hayyam’a atfedilen bir söz var.  “Her lafa verilecek bir cevabım var elbet. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye.” Günlük hayat birçok kişi bu sözü referans alarak konuşur. Bu söz belli durumlar için geçerli olabilir. Ama her durumu kapsayıcı bir söz değildir. Örneğin adam yanlış bir kişi ama doğru bir söz söylüyor. Mesela “Allah birdir” diyor. Adam yanlış diye sözü de yanlış mı kabul edeceğiz. Ya da adam doğru ama söylediği yanlış. Adam doğru diye sözü doğru mu kabul edeceğiz.

Siyasi tarafgirlikte bu tür yanlış anlayış çok yaygındır.  Diyelim iktidara taraftarsınız. İktidarı doğru olarak görüyorsunuz.  Peki iktidarın her yaptığı ve söylediği hep doğru olabilir mi? Muhalefet size göre yanlış, peki muhalefetin her yaptığı ve söylediği yanlış olabilir mi? Diyelim ki muhalefet taraftarısınız yani muhalefeti doğru görüyorsunuz. Peki muhalefetin her yaptığı ve her konuştuğu doğru olabilir mi? İktidar size göre yanlış iktidarın her yaptığı ve söylediği yanlış olabilir mi? Böyle bir mantık olabilir mi? Bu anlayışla hiçbir meseleyi aklı selimle konuşabilir misiniz? Bu anlayışla uzlaşıyı, hoşgörüyü geliştirebilir misiniz?

Yalancı ikilemin bir başka türü de “Ölümü gösterip sıtmaya razı etmektir” Aynı bağlamda “Ehveni şer “tabiri de var. İki kötü durum arasında güya bizim hafifini tercih etmemiz istenir. Böyle bir durumda sorulacak soru şudur. “Ölümle sıtma önümüzde tek tercihimiz midir? Yoksa önümüzde tercih edilecek çok seçenek var ama öbür seçeneklerin üstünü kapatıp bize istedikleri seçenekleri mi sunuyorlar? “Ehveni şer” de ise niye biz iki kötüden birini tercihe zorlanıyoruz? İki iyiden daha iyisini tercih edemez miyiz? Diğer seçeneklerin üstünü kapatıp bizi hafif kötüye razı ediyorlar.

Bizi yönetenlerin sundukları seçeneklere iyi dikkat edelim. Sınırsız seçenek arasında bizi iki seçeneğe zorluyorlarsa bilin ki safsata ile düşüncemizi fesada uğratıp bizi tuzağa düşüyorlar.

(Devam edecek)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar