Dilek Güngör

Dilek Güngör

Mail: dgfhhf@hotmail.com

Rusya’dan nükleer teklifi…

Türkiye'nin elektrik arz güvenliğini teminat altına almak için olmazsa olmazlardan birisi nükleer enerji… Düşünsenize, yağmur-kar olmazsa barajda su yok, elektrik üretemiyorsunuz. Güneş çıkmazsa, rüzgâr esmezse santralde elektrik olmuyor. İklim ve mevsim koşullarına bağlı olmadan 7 gün 24 saat kesintisiz elektrik üreteceğiniz tek yer nükleer enerji… Ülke olarak bu yolculukta geç kalsak da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlılığı, Berat Albayrak'ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı dönemindeki vizyonuyla ilk adımları attık. Bugün Akkuyu'daki santralin ilk reaktörü için izinler çıktı. Önümüzdeki yıl nükleer santralden elektrik üretimi başlayacak.
Büyük proje…
Geçtiğimiz gün santralin yapımını üstlenen Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom'un temsilcisi, Akkuyu Nükleer A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anton Dedusenko ile konuştum. Akkuyu santralinin ekonomiye katkılarını anlatırken, 5 konunun altını çizdi. Birincisi, Türkiye'nin enerji istikrarının güçlendirilmesine katkı sağlaması… İkincisi, büyümeyi canlandırması… Üçüncüsü, tüketicilere kesintisiz üretimle temiz elektrik sunması… Dördüncüsü, istihdam sağlanması… Beşincisi, yerel sanayi üretiminin gelişmesine katkı sunması… Dedusenko, "Akkuyu NGS inşaat projesinde şu an 25 binden fazla kişi çalışıyor. Bu, bırakın bölgeyi, ulusal çapta düşündüğümüz zaman bile çok büyük bir istihdam sayısıdır. Dört ünitenin tamamı devreye girdiğinde, Akkuyu NGS yaklaşık 4.000 kişiye istihdam sağlayacak" diyor.
Peki ya Sinop?



Biliyorsunuz, Akkuyu'dan sonra Trakya ve Sinop'ta da nükleer santral projeleri gündemde…
Dedusenko, "Sinop NGS projesinin Rus tarafıyla işbirliği içinde hayata geçirilmesi makul ve mantıklı bir karar gibi görünmektedir. Böylece, Akkuyu NGS projesi sırasında kazanılan birlikte çalışma deneyimi sayesinde sinerjik bir etki elde edilebilir. Projeyi Sinop'ta hayata geçirmek üzere seçilmemiz durumunda Türk tarafının santral inşasındaki rolünün daha da belirginleşeceğini düşünüyoruz. Akkuyu NGS projesi, önümüzdeki 100 yıl boyunca Türkiye ile nükleer sektördeki iş birliğimizin temellerini atmıştır ve biz bu işbirliğini derinleştirmeye hazırız. Akkuyu NGS tamamen benzersiz bir projedir ve bu projenin uygulanmasından çıkarılan tüm dersleri dikkate almayı başarırsak, Sinop'ta hepimiz niteliksel olarak yeni bir seviyeye ulaşacağız" açıklaması yapıyor.
Dedusenko, kara tabanlı ve yüzer küçük modüler reaktör (SMR) teknolojileri konusunda da çalıştıklarını, bu noktada da işbirliği yapabileceklerini söyleyerek, şunları ekliyor: "Rosatom, nükleer enerji sektöründeki geleneksel faaliyetlerinin yanı sıra aktif olarak yeni iş alanları da geliştiriyor. Ürün yelpazemiz oldukça geniş ve NGS inşaatının çok ötesine geçiyoruz. Rosatom rüzgâr enerjisi üretimini de aktif olarak geliştiriyoruz. Bugüne kadar Rusya'nın güneyindeki dokuzuncu rüzgâr santralini devreye aldık ve Rosatom rüzgar santrallerinin toplam kapasitesini 1 GW'a getirdik. Üretimin ötesindeki yeni iş alanlarımız arasında enerji depolama cihazları ve sistemleri, yenilikçi kompozit malzemeler ve dijital çözümler yer alıyor. Bu ve diğer birçok alanda, Türk ortaklarımızla karşılıklı yarar sağlayacak ortaklık fırsatlarını görüşmeye hazırız. Yatırımların hacmi, Rosatom'un hangi projeleri hayata geçireceğine bağlı olarak her seferinde ayrı ayrı görüşülecek."
Dedusenko, ilk ünite devreye girerken yeniden güvenlik kaygılarının ön plana çıktığıyla ilgili sorulara da şu yanıtı veriyor: "Fukuşima sonrası güvenlik gerekliliklerini karşılayan bir reaktörü ilk kez bizim yarattığımızı önemle belirtmek istiyorum. Rusya'da bu tür reaktörlere dayalı bir güç ünitesi filosu oluşturduk ve yurtdışında da benzer üniteleri aktif olarak inşa ediyoruz. Mısır ve Türkiye'de, VVER tipi reaktör hattının bir evrimi olan VVER-1200 projesini uyguluyoruz. Rosatom, tarihi boyunca bu tipte 81 reaktör inşa etti. Bugün, VVER reaktörleri dünyadaki en yaygın reaktör tiplerinden biri ve aynı zamanda en güvenli olanıdır.
Rosatom, 60'dan fazla ülkedeki ortaklarıyla işbirliği yapan küresel nükleer pazarın liderlerinden biri. 10 ülkede farklı uygulama aşamalarında 33 güç ünitesi var. Dünya NGS ihracatının yaklaşık yüzde 90'ını gerçekleştiriyor. 2022'de 5'i Rosatom ve şirketleri tarafından olmak üzere, dünya çapında 7 güç ünitesinin inşaatına başlandı, yani "ilk beton" döküldü. Geçtiğimiz 18 yıl boyunca, dünya çapında 18 güç ünitesinin yanı sıra yüzen bir nükleer enerji santrali şebekeye bağlandı."
Dünyada olduğu gibi bizde de bazı kesimler itiraz etse de gördüğünüz gibi birçok ülke nükleerden vazgeçmiyor, vazgeçemiyor. Dedusenko'nun anlattığı yeni reaktörler sadece Rosatam'ın yaptıkları… Bir de diğer şirketlerin yaptıklarını hesaplayın…
Velhasıl, Berat Albayrak'ın 'Burası Çok Önemli' kitabında dediği gibi, "Yıllardır herkese helal olan bir teknoloji Türkiye'ye haram deniliyorsa orada bir yanlışlık var demektir ve bu konuda furup düşünmek gerekir."

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar