Başkan Erdoğan'ın "Kıbrıs'ta iki devletli çözümden başka çıkış yolu yok" sözleri ve Kıbrıs konusundaki yeni gelişmeleri anlattığım Cumartesi günkü yazım hayli ses getirdi. Yazımdaki "Çılgın Türkler" vurgusu ile Başkan Erdoğan'ın "federasyon mederasyon yok. Tek yol 2 devlet" açıklamasındaki kararlı Kıbrıs politikasına tekrar atıfta bulunması KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı hayli memnun etmişti ve bakın Cumhurbaşkanı Tatar görüşmemizde bu konuda neler dedi:
"İki devletli çözüm Denktaş çizgisidir ve biz her zaman buna inandık, bunu savunduk. Sayın Erdoğan'ın açıklamaları bizim açımızdan çok önemli ve muhteşem bir konuşmaydı. Bizi heyecanlandırdığı kadar dışarıda diğer muhataplarda da yankıları çok kısa sürede görülmeye başladı. KKTC olarak egemenlik ve Türkiye'nin garantileri kırmızı çizgilerimizdir. Muhataplarımızla bir anlaşma durumunda mutlaka egemenliğimizi koruyacağız, bunun başka yolu yok."
Kıbrıs meselesinde yarım yüz yıldır devam eden ve bugüne kadar hiçbir çözüm getirmeyen masadaki federasyon temelli formül artık resmen sona erdi. Hal böyle iken; BM öncülüğünde yapılan 5 artı 1 toplantılarının "federasyon temelli bir çözüm arayışını işaret etmesi" ve bu toplantılara Cumhurbaşkanı Tatar'ın katılmasının bir çelişki olduğunu düşünenler yanılıyor. Çünkü; resmi olmayan bu toplantılarda, masadaki diğer ülkeler masaya ne getirirse getirsin; KKTC açısından iki devletli çözüm konusundaki kararlılığı anlatmak için de bir fırsat aynı zamanda.
Cumhurbaşkanı Tatar ile sohbetimizde konu Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin etkinliğine geldiğinde bu konuda da çok net olduğunu görüyorsunuz; Türkiye'nin etkinliğinin daha da artacağını ve Kıbrıs Türk'lerinin adada, ancak böyle var olabileceğinin altını çizerek; şöyle devam etti:
"Enerji kaynakları ile bölgenin önemi her geçen gün büyüyor. Diğer ülkeler de burada rol kapma peşinde. AB taraf oldu çünkü; Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi tam üye ve tüm karar alma mekanizmalarında yer alıyorlar. Fakat bu durumun, AB içinde pek çok ülkeyi rahatsız ettiği de bir sır değil. Türkiye de; stratejik konumu ve genç nüfusu ile AB'nin göz ardı edebileceği bir ülke hiç değil. Sayın Erdoğan'ın dediği gibi; KKTC'yi güçlendireceğiz. Bunun yolu da KKTC ile Türkiye'nin yakın işbirliği ve bağlarımızın güçlendirilmesinden geçiyor. Doğu Akdeniz'de Mavi Vatan'da ulusal çıkarlarımızı korumamızın tek yolu bu."KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile sohbetimizde Yunanistan'ın küstah tutumunu da konuşuyoruz. Sözleri hem geçmişe hem bugüne ışık tutuyor: "Rum ve Yunanlıların milli hedefi 1820'den bu yana Enosis olmuştur. Yani; Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlayarak Ege ile birlikte büyük Yunanistan yaratmak. Kıbrıs Rum'unun Kıbrıs'ta çözüm olmadan AB'ye alınmasının en önemli sebebi budur. Yunanistan, 2004'te AB genişletilirken ön şart koşmuştu; ya Kıbrıs ta girer ya da diğerlerinin katılımını veto ederim diye. Kıbrıs Rum kesimi AB'ye alındıktan sonra dönemin Yunan Başbakanı Simitis, Lefkoşa'da yaptığı konuşmada; 'Kutlarım, Enosis hedefimize ulaştık' demişti. Onların istediği federasyon, bu senaryonun tamamlanması anlamına gelir. Niyetleri, tek egemenlik. Ve bir süre sonra da Türkiye'nin de çekilmesi ile hakimiyetlerini kuzeye yaymak. İşte bu yüzden Sayın Erdoğan'ın Maraş açılımı hamlesinin ardından 2 devlet vurgusu çok ama çok önemliydi."
Yorum Yazın