Şimdi bu da 'nereden çıktı' diyenleriniz olacaktır. Hesabı ben yapmadım. Malum, dün rezervlerle ilgili Merkez Bankası'ndan bir açıklama geldi. Döviz rezervlerinin 115-120 milyar dolar bandına geldiği belirtildi. Bu rakama nasıl gelindi?
Swap anlaşmaları, reeskont kredileri, cevherden altın alımı, zorunlu karşılıklar vs.
Peki devam eder mi?
Bence eder. Zira, Merkez Bankası swap anlaşmaları konusunda birçok ülkeyle görüşme halinde... Güney Kore ile yapılan swap anlaşmasının ardından Uzakdoğu'daki diğer ülkelerin de kapıyı çaldığını biliyorum. Batı'da yok mu? Orada da 'dijital' sürprizler gelebilir.
Geçtiğimiz günlerde de ihracatçıların kullandığı reeskont kredilerinin miktarının 30 milyar dolara çıktığı açıklandı. Reeskont kredileri rezervlerin yeniden inşası için önemli bir kalem. Reeskont kredileri ihracatçılara uygun maliyetli finansman olarak kullandırılıyor. Merkez Bankası tarafından TL olarak veriliyor, dönüşü döviz cinsinden yapılıyor. Kredilerin vadesinde geri ödemesi döviz olarak gerçekleştiğinden döviz rezervlerine buradan katkı geliyor.
Şu anda Merkez Bankası bankalarla çalışıyor. İhracatçılarla da görüşülüyor. Kredinin faizi yurtdışından getirilecek miktarla bağlantılı olarak düşecek. Politika faiz oranından 150 baz puan mı, 250 baz puan mı, 500 baz puan mı düşük olacağı miktara göre olacak. Bir nevi ihracat bedelinin yurtdışından ülkeye getirilmesi için teşvik...
Yaklaşık 20 milyar dolara yakın yurtdışında ihracat bedeli olarak tutulan para olduğu söyleniyor. İhracat böyle artmaya devam ederse, yeni swap anlaşmaları yapılırsa, rezervler yıl sonunda 135 milyar dolar, önümüzdeki yıl 200 milyar doları bulabilir.
Bir süredir ekonomistler tartışıyor. TÜFE yüzde 19.25. ÜFE yüzde 45.52. Fark 26.27 puan. Rakamlar enflasyonun "geçici mi-kalıcı mı" olduğuna dair tartışmaları hararetlendiriyor. Peki bu fark sadece bizde mi var? Önceki gün Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlue birçok ülkede rakamın ortalamanın üzerinde olduğunu söyledi. Gelişmekte olan ülkelere bakarsak, Brezilya, Rusya, Şili, Çin hepsinde ÜFE-TÜFE arasındaki makas açılmış durumda... Gelişmiş ülkelerde de keza durum aynı... Fakat makasın açık olduğu ülkelerde bizdeki gibi markette, pazarda, çarşıda gördüğümüz zamlar var mıdır, bilmiyorum! Şu verilere göre, üretim maliyetini tüketiciye yansıtmayıp feragat edenler yarın farkı yansıtmaya kalkarsa ne olur, onu da düşünmek istemiyorum.
Bu makas tümüyle kapanmasa da azalmak zorunda. Emtia fiyatlarındaki artış, arz kısıtları, nakliye maliyetleri, teslimat sürelerinin uzaması ÜFE'yi yükseltiyor. Yurtiçi talep devam ederse üretici fiyatları tüketici enflasyonunu daha da yukarı çekebilir. Kurda artış durursa, enerji maliyetleri düşerse, ÜFE aşağı gelebilir. Zor denklem...
Yorum Yazın