Meral Akşener’in Karadeniz gazı için, “İnşallah Putin’den yapılan bir kıyak değildir” sözünü işitince Enerji Bakanlığı yetkilileriyle irtibat kurdum.
O bölgede Rusya’nın gaz arama faaliyeti olup olmadığını öğrenmeye çalıştım. Rusya’nın o bölgede bir faaliyeti olmadığını söylediler. O bölgeden Rus doğalgaz hattı geçiyor mu diye araştırdım. Bulamadım. Güney Gaz Boru Hattı düşünülmüş ama sonra iptal olmuş.
Yetinmedim, Moskova ile Filyos arasını ölçtüm. 2723 kilometre çıktı.
Yine de pes etmedim. Akşener’in Putin imasının perde arkasında neler yattığını öğrenmeye çalıştım.
Aynı günlerde muhalif medyada Rusya’nın sosyal medyadaki sahte hesaplarla Türkiye’deki seçimleri etkilemeye çalışacağı yönündeki haberleri görünce ilgim daha da arttı.
AKŞENER GÖRMEDİ Mİ
Meral Akşener, merkez sağ kökenli bir siyasetçi. CHP’nin klasik istemezükçü kafasından değil.
Normalde Türkiye’nin Karadeniz’de gaz bulmasından memnun olur. Hatta bizi o törene niye davet etmediniz diye iktidara sitem etmesini beklerdim.
Akşener’in Filyos’ta ışıl ışıl yanan tesisleri görmemesi mümkün değil. 50 gemi ve 10 bin personelle Karadeniz’in 2 bin 200 metre derinliğinde döşenen boru hattıyla 130 kilometre mesafeden getirip Filyos’tan sisteme vermesini göremeyecek kadar kör olduğunu zannetmiyorum.
Ama işin perde arkasına bakınca, işin gazdan ibaret olmadığını anladım.
Seçim gecesine kayıt düşme adına şimdiden yazmak istedim.
Çünkü Meral Akşener, 28 Şubat’ın alacakaranlığında İçişleri Bakanlığı yapmış birisi olarak bu işleri iyi bilir.
SEÇİM GECESİ
Sanıyorum seçimlere doğru Putin ismini daha çok duyacağız.
Çünkü muhalefet Putin ismini Karadeniz gazı için değil, asıl 14 Mayıs seçimleri için devreye sokmaya çalışıyor.
Şuna da hazırlıklı olun.
ABD’de Trump’ın kazandığı seçimlere Rusya’nın müdahale ettiği haberleri de kullanıma sokulacak.
PUTİN YALANI
Seçimi kaybettikleri zaman Putin’in seçimlere müdahale ettiği yalanını servis ederlerse hiç şaşırmayın.
Bir yandan parti merkezlerinin, seçim bürolarının gizemli bir şekilde kurşunlanmasıyla, diğer yandan ikide bir Kılıçdaroğlu’na suikast yapılacağı haberlerinin servis edilmesiyle zaten seçimleri şaibeli hale getirmeye çalışıyorlar. Belli ki onlar yetmemiş, bu kez Putin silahını devreye soktular.
Mesele gaz meselesi değil, mesele seçim meselesi.
Peki bu durumda muhalefet seçimleri kaybedeceğini anladı, şimdiden Putin yalanından medet umuyor diye düşünülmez mi?
BUNLAR ATATÜRKÇÜ DEĞİL
AK Parti İzmir milletvekili adayı Eyyüp Kadir İnan seçim çalışması yapıyor.
Eyyüp Kadir İnan AK Parti’nin gençlik kolları genel başkanı.
Genç yaşına rağmen siyasi birikimi yüksek, halkla, özellikle de genç seçmenlerle iyi diyalog kurabilen bir insan.
İzmir’de Bostanlı Caddesi’nde seçmenlere kendini tanıtıyor, gençlerle sohbet etmek istiyor. Gayet doğal.
Aynı çalışmayı CHP’li aday da yapabilir. İYİ Partili de TİP’li de.
SABOTE ETMEYE ÇALIŞIYOR
Ancak bir grup, ellerinde Atatürk posteriyle Eyyüp Kadir İnan’ın çalışmasını sabote etmeye çalışıyor.
Atatürk posteri taşıyabilirsin. Atatürk konusundaki duyarlılığını ön plana çıkarabilirsin.
Bunda hiçbir sorun yok.
Nobran bir üslupla, üstenci bir tavırla, itici bir ses tonuyla, agresif bir tavırla Atatürk’le hiçbir sorunu olmayan bir milletvekili adayının çalışmasını engellemeye çalışmak ne oluyor?
Eyyüp Kadir İnan çok medeni, çok sabırlı bir şekilde kendini anlatmaya çalışıyor.
CHP’nin İzmir milletvekili adayı Yüksel Taşkın’ın Atatürk aleyhindeki sözlerini hatırlatıyor.
Madem Atatürk konusunda o kadar duyarlısın, gidersin CHP İl Başkanlığı’nın önüne, medeni bir şekilde Atatürk karşıtı sözleri olan adayı protesto edersin. Ona ses yok. Ama AK Parti adayının çalışmasını sabote etmeye çalış.
DEMOKRAT İZMİR
O İzmir demokrat İzmir’dir.
Menderes’in İzmir’idir.
Bu güzel İzmir’e yapılmış bir haksızlıktır.
Eyyüp Kadir İnan ısrarla diyalog kurmaya çalışıyor. Kendisiyle konuşmak isteyen birisinin masasına oturuyor. O şahıs birasını içiyor, Eyyüp Kadir İnan kolasını içiyor. Medeni bir şekilde konuşuyorlar.
Bence kazanan Eyyüp Kadir İnan oluyor ama ellerinde Atatürk posterlerini taşıyan grup agresif.
AK PARTİLİLERİN İZMİR’DE YERİ YOK
Hani bir kadın, sokak röportajında AK Partililerin İzmir’de yaşamaya hakkı yok demişti ya, o diyaloğu hatırladım.
- İzmirli kadın: AK Partililerin İzmir’de işi yok, gidin.
- AK Parti’li vatandaş: Neden, buranın vatandaşı değil miyiz?
- İzmirli kadın: Değilsiniz. AK Partililer değil. Burası Atatürkçülerin.
Zaten sorun burada.
ATATÜRK’ÜN ADINI KULLANIYORLAR
Ha o İzmirli kadın ha Eyyüp Kadir İnan’ın gözüne Atatürk posterini sokmaya çalışan agresif grup.
Bunlar Atatürk’ün patent hakkının kendilerinde olduğunu düşünüyorlar.
Bunlar kendilerini Atatürk adına ahkâm kesmeye yetkili görüyorlar.
Milleti birleştirip Cumhuriyet’i kuran Atatürk’ün adını milleti bölmek için kullanıyorlar.
Size şunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Bunlar Atatürkçü falan değil.
Bunlar Atatürk’ün adını kullanarak en büyük zararı Atatürk’e veriyorlar.
SOĞAN DEYİP GEÇMEYİN
GEÇEN seçimlere domates, biber ve patates damgasını vurmuştu. Soğuk hava depoları basılmış, fiyatı artırmak için çürümeye terk edilmiş soğanlar bulunmuştu.
Bu seçimde de soğan gündemde. Gerçekten de soğanın kilosunun 30 lira olması yüksek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Şundan emin olun. Biz Togg’u, Anadolu gemimizi, İHA’ları önemsediğimiz kadar soğanı, domatesi, salatalığı, eti ve sütü de önemsiyoruz” sözü önemli.
HALKIN EKONOMİSİ
Bizim vatandaşımız Togg’la,TCG Anadolu gemisiyle, İHA’larla, SİHA’larla gurur duyar. Karadeniz gazından mutlu olur. Ama dar gelirli vatandaşlarımızın ekonomisi Togg değil markettir. Soğandır, patatestir, salçadır, makarnadır, et fiyatlarıdır. Halkın ekonomisi kendi cebidir.
Tüketiciyi bunlar ilgilendirir.
O nedenle Togg’la gurur duyduğumuz kadar iktidarın soğan fiyatını, etteki pahalılığı önlemesi gerekir.
Netice itibarıyla oy verecek olan Togg değil, filesini doldurmaya çalışan dar gelirli vatandaşlarımızdır.
‘SOĞAN’ SİMGE
AK Parti şimdiye kadar MEGA projeleri hizmete soktu. Hepsiyle gurur duyduk. Ama seçimlere 19 gün kaldı. Bu süre zarfında iktidarın soğanın fiyatına eğilmesi gerekiyor.
Dar gelirli soğanla, ekmekle, makarnayla, karnını doyuruyor.
Boşuna demiyoruz, “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana” diye.
Çünkü soğan bir simge.
Her seçimde tencere önemlidir.
Ama bu seçimde tencere hayati derecede önemli hale geldi.
Yorum Yazın